bugün

herşeyden önce, şahsıma ait bir tespit değildir...

değerli zaman gazetesi'nin değerli dört köşe yazarı ekrem dumanlı beyefendi'nin tarihsel tespitidir...

yakın bir geçmişte de, benzer bir ifade ile değerli toplum feneri, kanal 7 televizyonumuzda yayınlanan, meksika sınırı adlı kültür ve sanat ağırlıklı beyin meltemi programında; programın katılımcısı 3 değerli dilşör tarafından da ifade edilmiş; ancak içine düştüğüm sözlük bunalımı nedeni ile başlık haline getirilememiş konudur...

o değerli arkadaşlar da; muhafazakar kesimin, neden akıl ve zeka ürünü kültür ve sanat çalışmaları ortaya koyamamasını aralarında hasbıhal eylemişler idi...

sayın dumanlı tarafından yapılan bu değerli tespitin önündeki en önemli engel de; solun ördüğü etten duvar olarak ifade edikmiştir... o etten duvarı, o muhafazakar kesimin 12 eylül'de çiğ çiğ yediğini hatırlatmak ister; bu boşluğun nedeni acaba nedir nedir diye sorarak; iş bu girdimizden de sakince çıkarız...

boşluk - http://www.zaman.com.tr/y...-derin-bosluk-kultursanat
muhafazakar kesimin neden kültüre uzak olduğu cevabı aslında soruda gizlidir, çünkü zaten muhafazakar, antidemokrat, aşırı dinci kişilerin zeki olması imkansızdır ve bununla birlikte kendini geliştirmeye çalıştırması da çok zordur. dikkat ederseniz; kültür, sanat, edebiyat vb. sanat alanlarında ezici bir çoğunlukla başı çekenler hep demokrat, sosyalist, sosyal demokrat kesimdir. o bakımdan diğer kesimlerden gerçekleşmesi zor olan şeyleri beklemek ve onların doğal özellikleri gibi görünen, pek de parlak olmayan zekalarını, kültür/sanat boşluklarını yargılamak yanlıştır.

sanırım gelen iyi ve kötü oylardan sonra kendimi biraz daha açıklamalıyım:
muhafazakar kesim, düşündüğü ve savunduğu düşünce ölçütleriyle zaten sınırlı düşünen ve yaşayan insanlardan oluşur. muhafazakar oldukları için onların sınırlarını bir takım kurallar ve günahlar belirler. bu da "sınırlı insan" olmaktır. yalnızca belirli sınırlar içerisinde yaşayan insanın maksimum ulaşacağı ve geleceği son nokta ancak o sınırın son ucu olabilir. sınırlı olup da, sanat gibi ucu bucağı olmayan, sınırsız bir uğraşa kafa yoran insanın da üreteceği yapıtlar ancak o sınırlar içerisinde kalacaktır. sınırlı bir insandan, salvador dali gibi resimler yapmasını, atatürk gibi imkansızı düşünüp başarmasını, nazım hikmet gibi anlamlı, barışçı ve güzel şiirler yazmasını beklemeyemeyiz. bu kısım anlaşıldı mı?

tüm bunların dışında, muhafazakar kesimden tek bir düşünür, tek bir sanatçı ya da kayda değer tek bir saygı duyulacak insanın çıkmaması durumu bu işlerle uğraşmıyor, bunları araştırmıyor ve kullanmıyor oluşlarındandır. şu an kullandığımız tüm kolaylıklar, toplum düzenini oluşturan bir çok iyi şeyin özünde bilim, kültür, felsefe ve sanat dalları gibi çok değerli insan çabaları varken, tüm bunları kullanıp da değerini bilmeme ancak düşünmeyen bir insanın çabası olabilir.

ki bitmedi... devam edelim:

zaten yeterli bir zeka, eğitim ve bilinç gerektiren sanat dalları, bir çok şeyi günah kılmış, bir çok kalıbı uydurmuş ve bazı şeyleri kesin olarak yasaklamış muhafazakar düşünce ölçütlerinde hayat bulamaz. bunları da gereksiz bulup, gazete okumayan, bilimsel gelişmeleri takip etmeyen, yalnızca bilime karşı gelen gereksiz insanların safsatalarını kitap(!) diye okuyan insanlarca sanat icraa edilemez. iki anlamlı kelimeyi bir araya getiremeyip, durmadan okuduğu anlamsız duaların da etkisiyle, hep aynı şeylerden söz eden ve hep aynı kelimeleri konuşan insanlar, yaratıcılık gibi asla kendini tekrar etmeyip, hep bir üst seviye, hep daha iyisi için çalışan bir düşünce sistemine sahip olup da, bunu uygulayacak durumda değillerdir.

-ben çok kültürlüyüm murtaza abi. sürekli harun yahya kitapları okurum. günde üç kere kuran okur, cübbelimi de televizyona çıktı mı hiç kaçırmam.
-kültürünü s.kiyim senin osman.
muhafazakardan kasıt müslüman duyarlılığa sahip insanlarsa [ki öyle olduğu anlaşılıyor ] söyleyen kişinin komik duruma düşeceği boşluktur. hakim medya da [ki bunların içersine zamanı da ekleriz hazretler kitap eklerinde salman rüşdinin reklamını yayınlamaktan müslüman yazarları çizerleri görememektedirler]yer almaması var olmadığını göstermez. dergi, seminer, dernek, konferans olarak gayet canlı bir hayat var ortada. [öyleki aynı günde iki etkinlik arasında karar vermekte zorlandığım zamanlar bile oluyor ]

ha ille birileri mutlu olacak diye müslüman duyarlılığına sahip insanların modern dans gösterisi bale , opera alanlarında eser verilmesini istiyorlarsa bunu da ekrem dumanlı yapsın. güzel balet olur ondan. aşağıda da ufak bir liste yaptım. yazar çizer şair müzisyen hattat, vakıf, dernek ve dergilerin ilk aklıma gelenlerini yazdım.

bu arada ekrem dumanlı dünyabizim.com takip etsin. etkinlik haberlerini falan veriyor.

(bkz: sezai karakoç)
(bkz: ismet özel)
(bkz: nuri pakdil)
(bkz: ibrahim tenekeci)
(bkz: hüseyin kutlu)
(bkz: rasim özdenören)
(bkz: süleyman çobanoğlu)
(bkz: murat menteş)
(bkz: iskender pala)
(bkz: nurettin durman)
(bkz: mustafa kutlu)
(bkz: ali ülvi ural)
(bkz: ibrahim paşalı)
(bkz: bülent parlak)
(bkz: yusuf armağan)
(bkz: ali aycil)
(bkz: mevlana idris zengin)
(bkz: cafcaf)
(bkz: izdiham)
(bkz: kültür dergisi)
(bkz: bilim ve sanat vakfı)
(bkz: isam)
(bkz: esrar)
(bkz: tasfiye)
(bkz: elif)
(bkz: keşkül)
(bkz: aşkar)
Asya Bank Genel Müdürü Ünal Kabaca'nın, ''Kriterlerimize uyan çok projenin olmadığını belirtmem gerekir. '' beyanatı ile sebebini açıklamaya çalıştığı boşluk...

bu açıklama ile, kriterler merak edilmiştir...

(mrk:muhafazakar kesimin kültür ve sanat kriterleri)

kaymak - http://www.zaman.com.tr/h...-ve-sanata-neden-mesafeli
yaratılıcığın dinen yasak olmasından kaynaklanan durum. muhafazakarlık itaati ve tektipleşmeyi emreder.
en başta şu konuya bir açıklık getirelim mi ne dersiniz. -makale yi okumadan yazmamışım iyi ki- zira başlığın insanda uyandırdığı ilk etki, vatandaş eğer muhafazakarsa kültürden sanattan anlamaz gibi bir şeydi. * fakat ekrem dumanlı nın yakındığı asıl mesele öğrencinin, ev hanımının, bakkal amcanın kültür&sanatla olan bağı değil. zira bu insan kişileri önlerine sunulan etkinliklerden faydalanıyor olabilirler. nedir peki sorun? vitrine muhafazakar kesimin tercih edeceği şekilde ürün çıkarılmamasıdır. işin ticari boyutudur yani. sağ kesim yıllar yılı özellikle siyasette ve eğitimde hızla yol kat ederken, aynı ivmenin sanata da kazandırılması gerektiğini fark edememişlerdir. ''biz eğitimi çok iyi vermeliyiz'', '' bizim işletmelerimiz çok iyi olmalı '' derken '' bizim sinemamız, müziğimiz, resmimiz, tiyatromuz vs. '' dememişlerdir. ekrem dumanlı nın sorduğu asıl soru budur. tabi arz-talep meselesine de dayanıyor bu konu. talep olmadığı için ürün ortaya çıkmıyor denilebilir. fakat bir emekleme süreci elbette ki olacak. siz arz edeceksiniz ve beklediğiniz sonuç alınmayacak bir süre..olacak bu..emekleyeceksiniz bir süre..zira siyasette de eğitimde de aynısı olmadı mı ? aynı cesaret neden bu alanda gösterilmiyor. ve muhafazakar kesim, seçin efenim konservatuarı, sanat tarihini , sinema&tv bölümünü. öcü değil nihayetinde bu alanlar. muhafazakar olan da uğraşsın sanatıyla, olmayan da..sonra yok medya solun elinde, yok eğitim sağda bilmem ne diye kamplaşmalar olmasın.
çünkü islamda sanat yasaktır. arap kültürü dışındaki kültürlere de düşmanlık vardır. muhafazakar kesim de bu yüzden kültür ve sanata düşmandır, bir tane fikir adamı çıkaramamıştır. kadınları ise zaten insan olarak g örmezler.
güncel Önemli Başlıklar