bugün

9 gündür suriyede görev yapan gazetecilerin içine düşmüş olduğu durumdur. karanlık odacılar, ergenekoncular kcklı gazeteciler(!) için k.çlarını yırtan meydan meydan dolaşıp bi yerlerini (gırtlak ulan gırtlak) yırtan gazetecilerin akla ziyan düşüncesidir aynı zamanda. ne yani tahliye edilen (tahliye diyorum bak beraat değil) içerdeki tüm meslektaşlarımız için direneceğiz diyen nedim ile kck sanıklarına düşünce suçlusu diyen ahmet gazeteci desuriye'ye sırf görevlerini yapmak için, orada ki acıyı tüm dünyaya duyurmaya giden gazeciler dış kapının dış mandalı mı?
tsk'nın bir zamanlar uyguladığı akreditasyonun bir diğer adı. şu an durum nedir bilmiyorum.
dünyaya belli bir siyasetin at gözlüğüyle bakarak hizmet etmek gayesiyle gerçekleri çarpıtan, doğruyla işi olmayan, kalemlerinden kan damlayan adamlara gazeteci değil, kalemşör denildiğinden, doğru sözdür.
onları kurtarmak gazetecilerin degil kıçlarını yaladıkları adamın işidir. kıç yalayan adama gazeteci değil uşak denir. kime uşaklık yapıyorlarsa gitsin o kurtarsın.
ikinci yüzü keşfettiğimiz anlamına gelir.

efendim esir gazeteciler başka ülkenin işini yapıyormuş da o yüzden gazeteciden saymamalıymışız. vay canına. eee! gazetecilik böyle bir meslekse siki tuttuk demektir. yurtdışından sadece yabancı dil bilenler haber alacak bu mantığa göre, öyle mi? ne ali sami adamlar var yahu.

kendisini efendi zanneden zilyon tane uşak var etrafta. bu nereye kadar böyle gidecek acaba!