bugün

bir kuruşluk mala 50 kuruş toka edildiği için senelerdir, doksanlar da yasanan pop ve top patlamasindan dolayi bir cok naciz bünye akıl ve ruh sağlıgı konusunda hiçbir emsali görülmemiş tahribatlar yaşamıştır.

hala konser performansı tırt olup stüdyo marifetiyle biraz da üstüne cistak cistak elektronik olanaklar neticesinde tilkiye peynirini kaptiran karga hayvanatı bile bülbül gibi sakımaktadır.

benim komiğime hatta peter sellersıma giden global anlamda hit olan kişiler bu mp3 olayına daha manyak zararlar gördükleri halde nedense bizim lokal hitciklerimizden daha az vikvik etmekte hatta hiç etmemektedir.

belki de bunun nedeni lokal hitcilerin hala kendilerini yenileyememeleri ya da konser tasarimlarinin hala aksaray dügün salonu mertebesinden mih kadar cıkamamasidir.

velev ki bu önerme doğru ise o vakit youtube'da müzik dinlemek mekruhtur. hem günah hem mekruh sayesinde öbür dünyada zebaniler kıcımıza catal batirip bizleri haşlama yapacak hatta daha fena olaraktan perde taktiracaklardir ki, vah ki vahvahlar olsun.
mp3 indirmek günahtır..! ne demek kardeşim bu. o zaman direk cehennemliğiz diyelim. bundan sonra yaptığımız her ne kadar sevap varsa gereksiz olduğunun göstergesidir.

zaman kavramı olarak ele alırsak ve mantığımızla düşünürsek azıcık kafamız çalışıyorsa neyin günah neyin sevap olduğunu daha iyi kavrayabiliriz diye düşünüyorum.

zamanında internet ortamı bu kadar geniş olmadığı için ki daha cd bile çıkmadığı zamanları albümlerin sadece kaset olduğu zamanları sanatçılar kasetlerden para kazanıyordu. e zamanla ne değişti cd oldu, konserler arttı, internet gelişti, geliştide gelişti. e şuan da kasetten para kazanan sanatçı kaldı mı? hayır. e o zaman bu saçma açıklamalar neden? a benim güzel insanlarım kasetten parayı döneceğinizi mi sanıyorsunuz. konser denilen hede olmazsa siz nasıl hayatta kalabilirsiniz. en başta popçulara diyelim ya da öyle zannedenlere. sen uğraşıyorsun ya da oradan buradan şarkı sözlerini alıyorsun biraz zaman harcayarak albümünü çıkarıyorsun. sonra o albümü sevenlerin dinliyor albümünü alan alıyor almayan ise oradan buradan duyuyor. sonra konserin oluyor ve konser biletin kasetinden 3 4 kat daha fazla oluyor. cd desen 2 3 kat. e şimdi konser daha fazla gelir getirmiyor mu? tabi ki daha fazla getiriyor. e bunu sen bir kaç yerde yaparsan, konser olayını parayı götürdün be hacım. internet ortamını ele alalım, insanlar oradan da indiriyor ve şarkılarını oradan da dinliyor, konserine de geliyor. yani sen para kazanmak için yapıyorsun ve paraları götürüyorsun. ve lütfen acındırmayın kendinizi, bir yılbaşı programına ne kadara çıkıyorsunuz ulan. milyarlar dönmüyor mu? e daha ne zırvalıyorsunuz. o kasetten, cd den kazanacağın para ne kadar allasen. ne kadar katkısı olacak bi konser fiyatı bile etmez. e nedir bu zırvalıklar.

günahmış..! zamanla günah olan şey sevap olur demiyorum. sen yok biz ne kadar uğraşıyoruz, şarkı yapmak o kadar kolay mı gibi acındıracağına, gerçek şarkı yapan kişilere bak, ve onları dinleyen şahıslara. burada tür ayrımı yapmak istemiyorum ama sen bunları söylersen ben de bunu söylerim. sen mp3 ün önüne geçemezsin, geçemeyeceksinde. artık devir öyle bildiğin gibi değil. para kaygın yüzünden nutuk çekme. eğer gerçek sanatçıysan biryerden para kazanabilirsin her daim ki gerçek sanatçılar senin gibi çıkıp korsana hayır zırvalıkları konuşmuyor. müziği, müzik için yapan hakkını alır, alıyorda. yani bi kaç albümün sattı, sonrasında söndün diye olayı buralara getirme.
amacın müzik mi orasını bile bilmiyorsun..
(bkz: bindirmek sevaptir) *
albüm satamayan şarkıcıların sloganı olan cümle. neymiş zarar ediyorlarmış. daha gecekonduda oturan şarkıcı görmedik. girin stüdyoya dım tıs dım tıs müziğin üstüne normal zeka seviyesindeki bir insanın bir kaç saatte yazabileceği sözleri yazın sonra satmıyor deyin. beter olun ulan. bu ülkede ciddi emek harcayıp albüm yapan insanlar hak ettiğini kazanır zaten. albüm satışından kazanamasa da konserlerden kazanır o parayı. zira hayranı canlı canlı dinlemek ister o güzel şarkıları ya da enstürman çalıyorsa görmek ister performansını.
din ile alakası olmayan ama albüm satışları düşünce din den faydalanmaya çalışan ezik sanatçının açıklamasıdır.
diyanet de buna benzer bir açıklama yapmış olsa da, doğruluğuna pek inanmamaktayım.
hırsızlık suçuyla eş tutuluyor korsan.
hırsızlık, bir kişinin malını ondan çalmak, eksiltmektir.

türkiye'de korsan müzik "sektörüne" bakalım. fişlenmek gibi olmasın, bir zamanlar fena halde içindeydim.
artı rep veren, paylaşım için tşk yazan tiplere albümleri sunuyorduk tek tek.

şimdi şöyle oluyor, mkseler gidip gülben ergen'in albümünü almayacak olan adam, sırf merakından indiriyor albümü.
veya çok sevdiği bir grubun albümünü indiriyor, pls ltf tşk diyor çekiyor gidiyor.
velev ki korsan olmasa, bu adam 10 yeteleyi basıp orijinal albümü alır dinler sanıyorsanız, çok yanılıyorsunuz.
dinlemez, dinlemem.

amaaaa, eğer albümü çıkaran hakikaten değer verip dinlediği biriyse, gider alır. alırım. orijinali bulunsun, kartonetine bakayım, mutlu olayım. apayrı bir duygudur o, 90larda bolca yaşadığımız.
şahsen forumun müdavimlerinden mp3 canavarı bir arkadaşın, ismail yk albümünün konusu altına "ben satın aldım çok güzel albüm tavsiye ederim." yazmışlığına da şahidim. çok oldu. yani, öyle durumda paraya acımıyor adam.

şu durumda, korsan = hırsızlık = günah denklemi kurabilmemiz için yeterli elde yok.
tekrar tanıma bakalım: hırsızlık: birinin malını ondan alma, eksiltme.
eksiltme ibaresine olay sırasında rastlayamıyoruz.

çünkü korsan olmasa yine o satılmayan albümler satılmayacaktır.
söyleyeni ünlü diye, merak etti diye, bilmediği halde albüm alan kesim, zaten mp3 ile uğraşmıyor.
tek şarkısını beğendiği şarkıcının da albümünü alan az kişi tanıyorum, yine biri kendim olmak üzere.

olay albümü yapan yorumcuya/ sanatçıya bağlı.
sanatçı; "neden albümüm korsanda bu kadar satıyor" diye etrafa çemkirmek yerine,
"neden gerçeğini aldırmaya tenezzül etmeyecek kadar .... * bir albüm yapıyorum" diye düşünmelidir. (bana göre)

sanatçıdan, prodüktörden, hep sömürü elemanı olarak kullanılan "sesçisi ışıkçısı"ndan çalınan/ eksiltilen de yoktur bu bağlamda. sesçisi ışıkçısı dedikleri de toplam paydan maksimum %10 alan kısımdır, % 70 küsürü direkt prodüktörün cebine iner. o sesçi ışıkçı da aylar sonra zar zor alır parayı. albüm satmadığından değil, patronların sömürgeciliğinden.

hele bir de vergisini ödemeyip de böyle konuşanlar yok mu, tut burnunun kanadından yere çal diyor şeytan.

iş bu dediklerim; tamamen türkiye için ve türkiye'de yaşayıp da korsan dinleyenler adına yazılmıştır.
cd basıp satan kesim apayrıdır, karışmıyorum.

son tanım: bir önerme. ben yanlış olduğunu düşünüyorum, yanılıyorsam da paşa paşa cezasını çekeceğimdir öte tarafta.
orjinal albüm almak sevaptır. sevap bu kadar pahalı ise günahkar olurum daha iyi durumunu ortaya çıkaran görüştür.
korsandan evine ekmek götüremeyen sanatçının son başvurduğu savunma yöntemidir.din çerçevesinde mantıklı yaklaşınca şarkılara emek harcanması üzerlerinde kul hakkı bulunması yüzünden acaba mı sorusunu kendimize ileterek düşündüren akabinde ''amaaan ben nabiyim'' sözlerini sarf ettiğimiz hadise.