bugün

morgan freeman'ın "shawshank redemption" ile çoktan haketmiş olduğu oscar heykelciğini aldığı filmdir.
mutlu sonlara aşıksanız izlememeniz gereken filmdir.
(bkz: cool adam).
tüm zamanların, etik sorgulamaların iç içe girdiği en bol soru işaretli filmi. o kadar açık kapı bırakılmış ki; antrönürün dini gel-gitleri, kızı başta cinsiyetinden dolayı aşağılayıp sonra çalıştırması, final maçında sportmence bir taktik vermeyip yine o taktiği yüzünden kızın felç kalması, dini telkinlere rağmen kızın fişini çekmesi ve sanırım bir aşk ya da aşkımsı. bu kapılar kapansaydı oscar değil kokteyl bile alamazlardı akademiden. zaten bayılıyorlar boks temalı filmlere heykelcik dağıtmaya. yapaylığına hatta ve hatta türk filmi tadındaki son sekanslara aldırış edilmesse izlenir ancak. o anne bana aliye rona'yı andırdı mesela. bu kadar taş kalpli bir ana profili çizilebilirdi.
morgan baba'ya gelince.. tıpkı esaretin bedeli gibi hikaye onun ağzından akıp gidiyor. ilk yarıdaki diyaloglar filmi çekilir kıldı buna ek olarak. bir de şu tüy siklet saf çocuk tehlike'nin intikamını alış sahnesi. akademi ona vefa borcunu ödedi.
ayrıca daha izlemeyenleri, rocky serindeki zafer nidalarının atıldığı final sahnelerinden farklı olarak bol dokunaklı ve yutkundurucu bir final bekliyor.

(bkz: çıkarın selpakları yazılı var)
izlenmesi gereken bir film daha. o değilde filmi her izlediğimde:' boksör olacağım.' diyorum bir heves, sonra kaşım, gözüm dağılıyor ağlıyorum lan gizli gizli, yani beni de ağlatıyor bu film, dolaylı yoldan da olsa.
Çok affedersiniz ama bu film benim ağzıma etti. Filmin bir boksörün doğuşu sahnelerinden sonra bir anda böyle bir konu değişikliğine gitmesi herhalde herkesi duygusal bir çöküntüye uğratmıştır. Filmi izledikten sonra yönetmene az küfretmedim değil. Ayrıca filmi izlemeden önce "Korkunç Bir Film 4" ü izlememden dolayı kızın boynunun kırılma sahnesinde ağlamama ramak kalmışken kahkahalarla gülüyordum. *
uzun zamandır bir filmde bu kadar ağlamamıştım. yaralıyor bu film.
klasik senaryo ve klişelerle dolu eleştirilerinin hiç de haklı olmadığı film. 31 yaşında bir hatunun boksör olmayı istemesi mi klişe yani? ya da 31 yaşında bir hatuna antrenörlük yapmak istemeyen 70 yaşında bir adam mı klişe? oyunculuk güzel, senaryo güzel, loş ışık çekimleri güzel. oscar kazanacak nesi var diyenler -allah bilir- slumdog millionaire'e bayılmıştır; o film baştan sona klişeydi anasını satıyım.

filmin sonunda şırıngayla adrenalin verirken monitörde yazan "margarite fritzgerald" adı bile bu filmin şahaneliğine en büyük ıspattır.
bir mutlu sonu olmayan, fakat clint eastwood kalitesinde, gönüllere taht kuran duygusal bir filmdir.
oyunculuklar iyi, film iyi, konu iyi, filmin sonu sıradan değil.

bu arada bu entry 7 yıl gecikmeli oldu, bu biraz üzücü.
az önce moviemaxstar da izleyip bitirdiğim oldukça etkilendiğim, muhteşem film. girizgah kısmı biraz sıradan olsa da sonradan bir anda değişen performansıyla, gerçekten izleyenlerin aklında uyandırdığı sorularla bende uzun süre unutulmayacak etki yaratmıştır. filmin ortasında amerikan toplumunun ve insanoğlunun bu kadar çok şiddeti sevmesi freud'u mu doğruluyor diye düşünürken, maggie' nin ailesi, kokuşmuşluğun merkezinin amerika olduğunu gösteriyor izleyenlere. yine ülkemizde delikanlılıkta kül bırakmayanlara frankie adam nasıl olur dersi veriyor hatta onların anlayacakları tabirle delikanlılığın kitabını yeniden yazıyor. etik olmayan davranışların bile takdir edilmesi boks un ahlakını ve sevenlerin ruh sağlığını birkez daha sorgulatıyor. ve finalde ötenazi konusuna direkt dalması ve bunu sürekli olarak dinle ilişkilendirmesi filmin düşündüren diğer faktörleri oluyor. bu filme ne kadar kilişe diyenlere filmi bir de bu pencere ile izleyin demekte fayda var diye düşünüyorum. aldığı oscarları sonuna kadar hakketmiştir.
--spoiler--
senden başka kimsenin görmediği bir rüya için her şeyi tehlikeye atmanın sihridir.
--spoiler--
million dolars baby

meali ; milyon dolarlık bebek.
clint eastwood, morgan freeman ve hilary shwank'ın beraber oynadığı sağlam kadrolu bir dram filmidir. 2005 yapımıdır. tavsiyedir.

notice: clint eastwood ve morgan freeman oynarda kötü olur mu be...
durduk yere adamın amına koyan filmler statüsünde, bir clint eastwood şaheseri. akşam akşma içim kıyıldı yahu! gözlerim doldu taştı.

üstelik, film bir duygusal bağı, hemde kadın ver erkek arasındaki duygusal bağı anlatıyordu. ama bu bağ, bir aşk ilişkisi değildi. bir arkadaşlık, fedakarlık, minnetkarlık ilişkisiydi. hemde en yücesi. 70 yaşında bir adamla, 30 yaşındaki bir kadının, birbirine duyduğu bağdı. konu sağlamdı vesselam, kurdu öyleydi, yönetmenlik öyle, oyunculuk desen bilmukabele. eh, böyle olunca ağlayacak kıvama geldik, hani, o içinize yumruğ
Clint Eastwood hem oynadığı hem de yöenettiği 4 oscar ödüllü bağımsız film sınırlarında dolaşan oldukça dokunaklı film.

Frankie Dunn * Maggie Fitzgerald * ın hem boks eğitmeni hem de menajeridir. meggie'deki ışığı iyi değerlendiren frankie gündelik hayatta garsonluk yapan bu kızın boks hayatında zirveye çıkmasına yardımcı olur. Rakiplerini tek tek deviren ve çok soru soran bu kızı ünvan maçında zorlu bir rakip ve 1 milyon dolar ödül beklemektedir...

film için bir parantez de Morgan Freeman için açmak lazım. oyunculuk nedir nasıl yapılırın cevabını yine bu filmde sergilemektedir. bakışlarıyla bile duygularını çok iyi yansıtan freeman bu filmin anlatıcı sesidir.

edit: eksileyen arkadaşım fikrini belirt biz de bilelim nerede hata yaptığımızı...
ağlamama sebep olan 2. film. harika bir eser. konu zaten muhteşem; ama muhteşem olmasa bile sevgili freeman'ın sesi filmi muhteşem yapmaya yetiyor. büyüksün Red amca.
eleştirilecek yanı olmayan, defalarca izlenesi ve ağlanası, inanılmaz güzellikte olan 2005 yapımı kült film.
çok iyi bir dövüş filmi gibi gözüken ancak bir iki nokta hariç gayet eli yüzü düzgün bir dramla daha karşımıza çıkıyor clint eastwood.. bununla birlikte onun dram ve müzikal tarzı ile başarısını gözler önüne seriyor. en iyi film ödülü de dahil olmak üzere toplam beş akademi ödülü ve başka birçok ödül almıştır. hilary swank bana göre muhteşem bir performans sergiledi. 32-33 günde böyle bir film çıkmış, helal olsun. filmin bazı yerleri durgunluğun verdiği havayla boş kalmış gözüküyor.
vizyona girmesinden yedi yıl sonra izlediğim muhteşem filmdir. dram filmlerini pek sevmem ama bu film atmosferinden midir ? bilinmez, insanı acayip içine çekiyor ve konusundaki "dram a" kendisini bağlıyor. kesinlikle izlenilmesi gereken bir film. "azim", "dert" vb. hislerle alakalı herkesin kendinden birer parça bulabileceği film.
güzeldir ama yine de bir cinderella man değildir.
izlerken haykırarak ağladığım film. bu kadarını ben bile kendimden beklemiyordum ne dert kaldı ne tasa oh rahatladım be.
kim ne derse desin, sonu boktan bi film. böyle bitmemeliydi. kız ölsün, lafım yok ama başka türlü ölsün yani.
Zamanında izlediğim ama unuttuğum film.
morgan freeman nasıl oynamıştır öyle ya hu.
Bir Clint E. baş yapıtıdır. Herkese göre bir film değildir; kimisi çok beğenir kimisi pek fazla beğenmez. Dram tarzını seviyorsanız ve mutlu olurken bir anda mutsuz olmaya bayılıyorsanız hiç kaçırmadan izlenilmesi gereken bir filmdir. Zaten aldığı oscarlarla filmin değeri anlaşılabilir.