bugün

ittihatçılardan başlayıp chp'ye uzanan adına "toplum mühendisliği" de denen türk siyasetine damgasını vurmuş siyaset anlayışı. aydınlanmadan aydınlatmayı amaçlayan insanların yegane çıkış noktası.
"ananı da al git" anlayışıdır.
ergenekon avukatlığından tuzla'daki ölümlere seyirci kalmaya kadar giden ve asla tek bir boyutu olmayan anlayıştır.
günümüzdeki siyaset anlayışının tümü bu şekilde ilerler.
çünkü parti sisteminde halk değil kişiler vardır ve onların isteği olur.
kimse çıkıp da bizimki iyi sizinki kötü demesin, deniz baykal ne ise rte de o! ne eksik ne fazla.

ama bu anlayışın nedeni onlar değil bizleriz. yani halk olarak sen onun karşısında el-divan durur, evet efendim sepet efendim der, söylediği her şeyi düşünmeden algılamadan, tartmadan alkışlarsak olacağı bu.

deniz baykal ve dört atlısının ne haltlar yediği ortada, özür de dilemediler çünkü düşüncelerine göre onlar haklılar; hatta onlara muhalefet görevi veren halk o kadar önemsiz ki kongrelerinde saçma sapan bir delege sistemi uygulayabiliyorlar. * *
rte o kadar laf-gaf yaptı, bakanları sıçtı sıvadı özür dileyen bunları söylemememiz gerekirdi diyen oldu mu?

bahçeli'yi hiç konuşmuyorum o sırma köşkünde kendi dünyasında mutlu, başkalarının ne durumda olduğu zerre umrunda değil!

hal böyleyken onlara hesap sormayan, soranı da "sen karşı görüştesin mutlaka ondan bunu yapıyorsun" dediğimiz için bu haldeyiz. şikayet etme zevkini çıkar, sen istedin çünkü!
halka hizmet hakka hizmet mantığıyla yola çıkıp da ne halka ne hakka sadece kendi şahsına hizmet edenlerin içinde bulunduğu anlayıştır. örnek verip rencide etmiycem sonra bazı arkadaşlar kudurmuş yobaz şevki yılmaz kıvamına geliyor.