bugün

Woody Ellen en sevdiğim fonda, en sevdiğim yazarların hayatına dokunarak en sevdiğim filmlerden birisini yapmış.
Paris, Picasso, Hemingway...

Tam bir masal olmuş, insanın içinde olası geliyor.

Başroldeki şapsalı da ayrı sevdim.
Van cleef arpels'ın böyle bir parfümü vardı. Gerçekten açık ve rahat bir kokuydu.

Vay be, Unutmuştum bu parfümü.
2011 yılında çıkmış, gil adlı Amerikalı karakterin hayranı olduğu Paris’e gezi için gitmesinden sonra başına gelen birtakım fantastik olayları ele alan filmdir.

Woody allen’ın harika iş çıkartmasından sonra oyuncu seçimleri, karakter seçimleri harika. Özellikle gil’in karakteri o kadar iyi işlenmiş ki “ahmaklık” sahnesinde biliyor olmanıza rağmen hiç kızmıyorsunuz. Gil’in yalnızlığı, çevresiyle uyumsuzluğu, insanların sırf başarılı diye onun yanında olduğu, buna rağmen inanılan ve güvenilen birisi olmadığını işlerken; bir noktadan sonra bir hevesten yola çıkarak kendini bulmasına, kendi konfor alanını, arkadaşı olabilecek insanları keşfetmesine doğru ilerleyen filmdir.

Özellikle hemingway’ın olması ve hemingway’ı harika yansıtmaları sevindiriciydi.