bugün
- evrim9
- mhp'nin öcalan'ı kullanıp atması34
- beklenen büyük istanbul depremi15
- öğretmen olmak için gereken özellikler9
- 12 ocak 2025 başakşehir galatasaray maçı21
- pandela silik olsun kampanyası18
- kamos14
- anın görüntüsü16
- başıboş sokak köpekleri30
- apoya beyefendi diyen mhp'li vekil24
- kemalistlerin 15 temmuzda korkudan altına işemesi12
- abd yanıyor23
- 12 ocak 2025 erdoğan'dan müjde açıklaması8
- bir tuşla herkesi çırılçıplak soyabilen teknoloji11
- 30 yaşından sonra aşık olmanın imkansız olması18
- akraba evliliği12
- aragorn'un sauron ile çözüm süreci yapması9
- abd'ye ulaşmak zor ama işgal etmek kolay8
- kaptan memo yu kudurtan eko8
- trendyol da satış yapmak16
- fakirler bu saatlerde ne yapıyor sorunsalı10
- en uyuz olunan yeni nesil isimleri14
- ekrem imamoğlu'nun şam ziyaretinin reddedilmesi17
- 30 yaşından sonra aşk meşk işlerinin bitmesi9
- pkk terörünün bitiyor olması20
- abdullah öcalan'ın mhp den aday olması12
- evlenmek istemeyen erkek15
- bugün yaşayan herkes kıyma püresine dönüşecek8
- gassal dizisi14
- kitap okuyunca külon artar mı10
- kızılcık şerbeti10
- 10 ocak 2024 dolandirilmam13
- pkk'nın zafer kazanması12
- gece banyo yapmak vs sabah banyo yapmak9
- betona sevilen kişinin adını yazmak16
- yıldızlara bakmanın basit zevki8
- laiklerin 15 temmuz da stokladığı makarna miktarı17
- kemalist erkeklerin daha çok porno izlemesi11
- dünya faizcilerine rekor getiriler sunan türkiye8
- kızılcık şerbeti firaz10
- en son ne yediniz25
- arkadaşım yok17
- abd de yaşanan yangına sevinen dinciler54
- son 10 yılda yaratılan dindar insan profili18
- sivilceli sözlük kadınları veya kızları9
- mehdi'nin fiziksel özellikleri13
- nervio'ya misafir olmak15
- sözlükte hiç soprano var mı10
- oğlun gay olursa tepkin ne olur14
- yerli motorlu kirpi 2 ve vuran ttza teslimatı21
islam dinini seçmesine rağmen herhangi bir mezhebe dahil olmayı reddetmiş kişidir.
mezhepler arasındaki çatışmaya tanıklık ettikçe içi acıyan ve belkide bir mezhebe dahil olan birçok insandan daha samimidir inancında.
özellikle mezhepler arasındaki farkları belirleyen "alim kişiler" ve "aktarma hadisler" mezhepsiz müslüman kişiye göre tamamen ikinci planda kalır. kur'an-ı kerim'den başka hiçbir kaynağın sağlam olmadığı inancındadır, körü körüne kabul etmeyi kesinlikle reddetmiştir.
yinede mezhepsiz müslümanlar bazı mezheplerin uygulamalarına katılabilir.* ancak tamamen bir mezhebe göre hareket etmektense objektif olarak birkaç mezhebin uygulamalarına katılabilir. ve ya hiçbirine katılmayabilirde.
bugüne kadar oluşmuş algıda ise mezhepsiz kişiler dinsiz, inançsız, kafir, gavur şeklindeki yaftalamalara maruz kalmıştır.
elbette mezhepsiz müslümanım diyen insanların içinden art niyetliler çıkabilir. ancak ben falan mezheptenim diyen kişiler arasındanda net bir şekilde art niyetliler çıkmıştır. bu yüzden şaşılmamaladır. mezheplere dahil olan kişiler mecburen "alim" ilan edilen art niyetli ve yüceltilmiş kişilerin sorgusuz sualsiz izinden gitmiştir. ancak mezhepsiz kişiler herhangi birini alim ilan edip yüceltmeyeceği için bu konuda her zaman daha sağlam bir duruş sergilerler. mezhepsiz müslümanları dini afyon olarak kullanarak kandırmak zor olacaktır. çünkü bu kişiler kur'an'ı baz alarak düşünüp yaşayacaktır. ancak bu mezhepsiz kişilerde hiç günah işlemeyecek hiç hata yapmayacak anlamına gelmez. allah ile kulun arasına kimsenin giremeyeceği akıldan çıkarılmamalıdır. allah affedendir allah bağışlayandır. allah tövbeleri kabul eder. önemli olan öğrenme isteği, araştırmak ve içtenliktir. önemli olan kişinin kendine olan dürüstlüğüdür.
tamamen uydurma ve ya işine geldiği gibi yorumlanan hadisler ve "alim ilan edilen art niyetli kişiler" mezhepsiz müslümanlar üzerinde çok zor etki edebilecektir, hatta edemeyecektir.
islam dinini seçmiş kişilerin kur'an'da bir kere adı geçmeyen mezheplere dahil olmamayı seçmesi gayet normaldir.
(bkz: peygamberin mezhepsiz olması)
(bkz: insanları bölmek için dini kullanmak)
(bkz: DiN AFYON OLARAK KULLANıLABiLiR)
mezhepler arasındaki çatışmaya tanıklık ettikçe içi acıyan ve belkide bir mezhebe dahil olan birçok insandan daha samimidir inancında.
özellikle mezhepler arasındaki farkları belirleyen "alim kişiler" ve "aktarma hadisler" mezhepsiz müslüman kişiye göre tamamen ikinci planda kalır. kur'an-ı kerim'den başka hiçbir kaynağın sağlam olmadığı inancındadır, körü körüne kabul etmeyi kesinlikle reddetmiştir.
yinede mezhepsiz müslümanlar bazı mezheplerin uygulamalarına katılabilir.* ancak tamamen bir mezhebe göre hareket etmektense objektif olarak birkaç mezhebin uygulamalarına katılabilir. ve ya hiçbirine katılmayabilirde.
bugüne kadar oluşmuş algıda ise mezhepsiz kişiler dinsiz, inançsız, kafir, gavur şeklindeki yaftalamalara maruz kalmıştır.
elbette mezhepsiz müslümanım diyen insanların içinden art niyetliler çıkabilir. ancak ben falan mezheptenim diyen kişiler arasındanda net bir şekilde art niyetliler çıkmıştır. bu yüzden şaşılmamaladır. mezheplere dahil olan kişiler mecburen "alim" ilan edilen art niyetli ve yüceltilmiş kişilerin sorgusuz sualsiz izinden gitmiştir. ancak mezhepsiz kişiler herhangi birini alim ilan edip yüceltmeyeceği için bu konuda her zaman daha sağlam bir duruş sergilerler. mezhepsiz müslümanları dini afyon olarak kullanarak kandırmak zor olacaktır. çünkü bu kişiler kur'an'ı baz alarak düşünüp yaşayacaktır. ancak bu mezhepsiz kişilerde hiç günah işlemeyecek hiç hata yapmayacak anlamına gelmez. allah ile kulun arasına kimsenin giremeyeceği akıldan çıkarılmamalıdır. allah affedendir allah bağışlayandır. allah tövbeleri kabul eder. önemli olan öğrenme isteği, araştırmak ve içtenliktir. önemli olan kişinin kendine olan dürüstlüğüdür.
tamamen uydurma ve ya işine geldiği gibi yorumlanan hadisler ve "alim ilan edilen art niyetli kişiler" mezhepsiz müslümanlar üzerinde çok zor etki edebilecektir, hatta edemeyecektir.
islam dinini seçmiş kişilerin kur'an'da bir kere adı geçmeyen mezheplere dahil olmamayı seçmesi gayet normaldir.
(bkz: peygamberin mezhepsiz olması)
(bkz: insanları bölmek için dini kullanmak)
(bkz: DiN AFYON OLARAK KULLANıLABiLiR)
selefi vehhabilerin kendilerini kamufle etmek için kullandığı kavramlardan biridir.
mezheplerin zaruretten doğduğunu aslında çok iyi bilirler.
ama amaçları ehl-i sünnet tahrip edip,
buraya suud vehhabiliğini sokmaktır.
(bkz: mezhepsiz ibne)
mezheplerin zaruretten doğduğunu aslında çok iyi bilirler.
ama amaçları ehl-i sünnet tahrip edip,
buraya suud vehhabiliğini sokmaktır.
(bkz: mezhepsiz ibne)
başka birinin imanına karar verebilen başka Müslümanlarca zındık ilan edilir.
(bkz: kim birine kafir diyorsa ikisinden biri kafirdir)
böyle de bir hadis olduğu söyleniyor, bilemiyorum artık.
(bkz: kim birine kafir diyorsa ikisinden biri kafirdir)
böyle de bir hadis olduğu söyleniyor, bilemiyorum artık.
Şu an bir mezhebe mensub bulunmakla birlikte ileride tüm müslümanların olmasını dilediğim müslümandır.
(bkz: hz muhammed)
mezhepler insanların problemlerine pratik ve kolay çözümler üretebilmek için kurulmuş * ve yüzyıllarca süregelen bir birikim ve gelenek oluşmuştur. mezhepleri içine alan bu geleneğe ehl-i sünnet ve cemaat * denilmektedir. ehl-i sünnet tarafından 4 hak mezhep olarak kabul edilen mezhepler şunlardır:
-Şafiilik (imam şafi-Mekke ve medine bölgesi)
-Hanefilik (imam ebu Hanife-ırak, türkiye, kısmen iran)
-hanbelilik (imam ahmed hanbel-mısır, kısmen Arabistan, kısmen ırak)
-Malikilik (imam malik-kuzey afrika)
bu mezheplerin ana konusu fıkıhtır. yani ibadet ve günlük işlerde dinin hükümlerine karar vermek, Müslümanlığı tanımlamak, iman esaslarını belirlemek, örf ve adetleri esas alarak helal ve haramın sınırlarını çizmek.
dinde böyle bir kurumsallaşmaya gidilmesinin amacı, özellikle Yahudi ve hıristiyanların Müslümanlarla din konusunda tartışmasından dolayıdır. Yahudi ve hıristiyanlar, bizim inanç esaslarımız var, birine Yahudi dememiz için şunu şunu yapması gerekir, ya siz birine Müslüman demek için ne şartlar ileri sürersiniz...* sonra bizim haftalık aylık ibadetlerimiz var dediler.. peki siz Müslümanlar hangi ibadetleri ne şekilde yaparsınız... ve islam ritüelleri oluşmaya başladı... cuma mübarek gün ilan edildi, bazı günlere özellikler atfedildi.. falan filan...
bu baskılar sonucu ilk elden çözümler üretilmesi güzeldi. yani müslüman'ın tanımı artık belliydi, şunu şunu yapana Müslüman denilecekti ya da şu şu ritüelleri yerine getirene.. zamanla bu kalıplaşmış algılara neden oldu. islam'ın beş şartını yerine getirenin ayrıca bir şey yapmasına gerek yoktu, ahlaki açıdan çok zayıf olsa bile bu önemli değildi... beş şartı yerine getiriyordu yaa, alimler yalan mı söylüyorlardı... ve ritüel ağırlıklı bir din anlayışı hakim olmaya başladı... namaz , oruç gibi ibadetlerin ağırlıkta olduğu ahlaki değerlerin ikinci plana itildiği bir din anlayışı. din bu haliyle tıpkı Yahudilerin ferisi mezhebine benzemişti. Allah'ın çokça kınadığı bu mezhep ahlaki nitelikleri ikinci plana itip, ritüelleri ön plana çıkarıyordu... yani kabuk sağlam ama içi boş ceviz gibi...
bunun böyle olduğunun en büyük ispatı islam ilmihal kitaplarıdır. ilmihal kitaplarına bakacak olursanız, sayfalarca ibadetlerin nasıl yapılacağını anlatır... son birkaç sayfaya da ahlakın, yalan söylememenin, iyi insan olmanın öneminden bahseder. bu ilmihal kitaplarını eleştiren ve yeni 'ahlak' temeline dayalı bir ilmihal yazan ankara ilahiyat hocalarından hayri kırbaşoğlu'dur.
http://www.fikribeyan.net...-Dr-Hayri-Kirbasoglu.html
hayri kırbaşoğlu bu eserinde sayfalarca iyi, ahlaklı, dürüst, merhametli, çalışkan Müslümanın özelliklerini anlattıktan sonra ibadetin ne şekilde yapılacağına geçilir.
şimdi tüm bu anlatılanlardan mezhepsiz Müslüman olur mu olmaz mı sorusuna geçecek olursak, mezhep günlük hayatımıza pratik çözümler getirmesi bakımından gereklidir. yani birbirine benzer meselelere tekrar kafa yorup düşünmek yerine hazır kullanabiliriz ki, bazı mezhep imamları olmayan meselelerle ilgili kurgusal fetvalar da vermişlerdir. bunları okuyarak, eleştirerek, üzerine yeni bilgiler katarak, günümüz şartlarına uyarlayarak kullanabiliriz. fakat bazı kültürel, bölgesel fetvaları aynen günümüze taşımak, uygulamaya kalkmak çok sakıncalıdır. yani kafamızda bir sınır olmalı fakat bu sınırı genişletme veya daraltma hakkına biz sahip olmalıyız.
örnek verecek olursam, imam şafiye göre bir kadın tek başına, yanında bir erkek yokken hacca gidemez. imam şafi bunu o günün güvenlik şartlarını dikkate alarak söylemiştir. fakat günümüzde diyanetin görevlileri eşliğinde topluca hacca gidilmektedir. bu topluluğa katılan bir kadın veya ona katılmasa bile tek başına -güvenli olması şartıyla- gitmesinde bir sakınca olmamalı diye düşünmekteyim...
-Şafiilik (imam şafi-Mekke ve medine bölgesi)
-Hanefilik (imam ebu Hanife-ırak, türkiye, kısmen iran)
-hanbelilik (imam ahmed hanbel-mısır, kısmen Arabistan, kısmen ırak)
-Malikilik (imam malik-kuzey afrika)
bu mezheplerin ana konusu fıkıhtır. yani ibadet ve günlük işlerde dinin hükümlerine karar vermek, Müslümanlığı tanımlamak, iman esaslarını belirlemek, örf ve adetleri esas alarak helal ve haramın sınırlarını çizmek.
dinde böyle bir kurumsallaşmaya gidilmesinin amacı, özellikle Yahudi ve hıristiyanların Müslümanlarla din konusunda tartışmasından dolayıdır. Yahudi ve hıristiyanlar, bizim inanç esaslarımız var, birine Yahudi dememiz için şunu şunu yapması gerekir, ya siz birine Müslüman demek için ne şartlar ileri sürersiniz...* sonra bizim haftalık aylık ibadetlerimiz var dediler.. peki siz Müslümanlar hangi ibadetleri ne şekilde yaparsınız... ve islam ritüelleri oluşmaya başladı... cuma mübarek gün ilan edildi, bazı günlere özellikler atfedildi.. falan filan...
bu baskılar sonucu ilk elden çözümler üretilmesi güzeldi. yani müslüman'ın tanımı artık belliydi, şunu şunu yapana Müslüman denilecekti ya da şu şu ritüelleri yerine getirene.. zamanla bu kalıplaşmış algılara neden oldu. islam'ın beş şartını yerine getirenin ayrıca bir şey yapmasına gerek yoktu, ahlaki açıdan çok zayıf olsa bile bu önemli değildi... beş şartı yerine getiriyordu yaa, alimler yalan mı söylüyorlardı... ve ritüel ağırlıklı bir din anlayışı hakim olmaya başladı... namaz , oruç gibi ibadetlerin ağırlıkta olduğu ahlaki değerlerin ikinci plana itildiği bir din anlayışı. din bu haliyle tıpkı Yahudilerin ferisi mezhebine benzemişti. Allah'ın çokça kınadığı bu mezhep ahlaki nitelikleri ikinci plana itip, ritüelleri ön plana çıkarıyordu... yani kabuk sağlam ama içi boş ceviz gibi...
bunun böyle olduğunun en büyük ispatı islam ilmihal kitaplarıdır. ilmihal kitaplarına bakacak olursanız, sayfalarca ibadetlerin nasıl yapılacağını anlatır... son birkaç sayfaya da ahlakın, yalan söylememenin, iyi insan olmanın öneminden bahseder. bu ilmihal kitaplarını eleştiren ve yeni 'ahlak' temeline dayalı bir ilmihal yazan ankara ilahiyat hocalarından hayri kırbaşoğlu'dur.
http://www.fikribeyan.net...-Dr-Hayri-Kirbasoglu.html
hayri kırbaşoğlu bu eserinde sayfalarca iyi, ahlaklı, dürüst, merhametli, çalışkan Müslümanın özelliklerini anlattıktan sonra ibadetin ne şekilde yapılacağına geçilir.
şimdi tüm bu anlatılanlardan mezhepsiz Müslüman olur mu olmaz mı sorusuna geçecek olursak, mezhep günlük hayatımıza pratik çözümler getirmesi bakımından gereklidir. yani birbirine benzer meselelere tekrar kafa yorup düşünmek yerine hazır kullanabiliriz ki, bazı mezhep imamları olmayan meselelerle ilgili kurgusal fetvalar da vermişlerdir. bunları okuyarak, eleştirerek, üzerine yeni bilgiler katarak, günümüz şartlarına uyarlayarak kullanabiliriz. fakat bazı kültürel, bölgesel fetvaları aynen günümüze taşımak, uygulamaya kalkmak çok sakıncalıdır. yani kafamızda bir sınır olmalı fakat bu sınırı genişletme veya daraltma hakkına biz sahip olmalıyız.
örnek verecek olursam, imam şafiye göre bir kadın tek başına, yanında bir erkek yokken hacca gidemez. imam şafi bunu o günün güvenlik şartlarını dikkate alarak söylemiştir. fakat günümüzde diyanetin görevlileri eşliğinde topluca hacca gidilmektedir. bu topluluğa katılan bir kadın veya ona katılmasa bile tek başına -güvenli olması şartıyla- gitmesinde bir sakınca olmamalı diye düşünmekteyim...
mezhep islam alemini bölücü , sonrada uydurulma bir kavram olduğuna inanan Müslümandır.
muhtemelen zaten hanefidir, şafidir falan, ötede birileri de "ben ben" yazmış, hey allahım mezhepsizim dedin de mezhepsiz oldun sanki salak.
Tabi bunlar mezhepten şiiyi sünniyi anladığından haklılar tabi,
Dört hak mezhep vardır, şafi, hanefi, hanbeli, maliki, sanki açıp okuyacaksın evde bir ilmihal var oradan bakıyorsun ne mekruhmuş ne sünnetmiş, ne adabındanmış,
Ha içtihad edecek ilme vakıfsındır kimse bir şey demez.
Tabi bunlar mezhepten şiiyi sünniyi anladığından haklılar tabi,
Dört hak mezhep vardır, şafi, hanefi, hanbeli, maliki, sanki açıp okuyacaksın evde bir ilmihal var oradan bakıyorsun ne mekruhmuş ne sünnetmiş, ne adabındanmış,
Ha içtihad edecek ilme vakıfsındır kimse bir şey demez.
benim o arkadaş. herhangi bir mezhebe bağlı olmayı kabul etmiyorum gayet.
şii bir aileden geliyorum, yıllarca şafiilerin yoğunlukta olduğu şırnak'ta yaşadım. daha sonra hatay'da önce sünnilerin, sonra alevilerin yoğunlukta olduğu bölgelerde yaşadım. evimizde hz. ali'nin temsili resmi hep vardı. babam hz. ömer'den, hz. ayşe'den hiç hazzetmez hatta bazen bizim yanımızda hoş olmayan sözler de kaçardı ağzından. bize sürekli ehlibeyt'i sevmemizi öğütlemenin yanında insanları bu sebeplerden ayırmamamızı öğretti. ve annem, ehlibeyt'e derin bir saygı ve sevgi duyan bir kadın ve asla kötü şeyler söylemedi. babamın hz. ali dışındaki halifeler için sarfettiği sözlerine kulak asmamamızı, sinir anında öyle konuştuğunu aslında onun da sevdiğini söyledi. büyüdükçe tam olarak öyle olmadığını anladık elbette.
bana gelince, bütün bu karmaşada, sorguladığım ve ateizmin kıyısından döndüğüm zamanlar çok oldu. sonuçta içinde büyüdüğü aileden ister istemez etkileniyor insan, ben de ehlibeyt'e ve hz. ali'ye diğer üç halifeye nazaran daha çok sevgi besliyorum ama onları asla saygısızca anmadım, anmam. ibadetlerimi dört dörtlük yerine getirdiğim söylenemez ve bu da yalnızca beni bağlar. insanların kime ve neye inandıkları veya inanmadıkları da yalnızca kendilerini.
kendi mantığımla sadece herkese saygılı ve hoşgörülü olmayı seçtim, pişman değilim.
şii bir aileden geliyorum, yıllarca şafiilerin yoğunlukta olduğu şırnak'ta yaşadım. daha sonra hatay'da önce sünnilerin, sonra alevilerin yoğunlukta olduğu bölgelerde yaşadım. evimizde hz. ali'nin temsili resmi hep vardı. babam hz. ömer'den, hz. ayşe'den hiç hazzetmez hatta bazen bizim yanımızda hoş olmayan sözler de kaçardı ağzından. bize sürekli ehlibeyt'i sevmemizi öğütlemenin yanında insanları bu sebeplerden ayırmamamızı öğretti. ve annem, ehlibeyt'e derin bir saygı ve sevgi duyan bir kadın ve asla kötü şeyler söylemedi. babamın hz. ali dışındaki halifeler için sarfettiği sözlerine kulak asmamamızı, sinir anında öyle konuştuğunu aslında onun da sevdiğini söyledi. büyüdükçe tam olarak öyle olmadığını anladık elbette.
bana gelince, bütün bu karmaşada, sorguladığım ve ateizmin kıyısından döndüğüm zamanlar çok oldu. sonuçta içinde büyüdüğü aileden ister istemez etkileniyor insan, ben de ehlibeyt'e ve hz. ali'ye diğer üç halifeye nazaran daha çok sevgi besliyorum ama onları asla saygısızca anmadım, anmam. ibadetlerimi dört dörtlük yerine getirdiğim söylenemez ve bu da yalnızca beni bağlar. insanların kime ve neye inandıkları veya inanmadıkları da yalnızca kendilerini.
kendi mantığımla sadece herkese saygılı ve hoşgörülü olmayı seçtim, pişman değilim.
dini muaviye l.a. dan öğrenmiş insanların kafir olarak nitelediği müslüman. Ya adam bölünmeyi rahmet olarak görüyor bakalım bu konuda allah ne diyor.
Hep birlikte Allah'ın ipine yapışın, fırkalara bölünüp parçalanmayın; Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Birbirinizin düşmanı idiniz, Allah kalplerinizi uzlaştırıp kaynaştırdı da O'nun nimeti sayesinde kardeşler haline geldiniz. Ateşten bir çukurun kenarında idiniz; sizi oradan kurtardı. Allah size ayetlerini bu şekilde açıklıyor ki, doğruya ve güzele yol bulasınız.
Bu tür insanlar hep emevi zihniyetinden gelir okumaz araştırmaz sözde alimleri ne derse ona göre tek doğru odur.
Hep birlikte Allah'ın ipine yapışın, fırkalara bölünüp parçalanmayın; Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Birbirinizin düşmanı idiniz, Allah kalplerinizi uzlaştırıp kaynaştırdı da O'nun nimeti sayesinde kardeşler haline geldiniz. Ateşten bir çukurun kenarında idiniz; sizi oradan kurtardı. Allah size ayetlerini bu şekilde açıklıyor ki, doğruya ve güzele yol bulasınız.
Bu tür insanlar hep emevi zihniyetinden gelir okumaz araştırmaz sözde alimleri ne derse ona göre tek doğru odur.
ingiliz fitnesine kanan müslümandır. Hz. Muhammed'i (sav) bir postacı gibi görürler.... Rabbim hidayete erdirsin onları
perdesiz ev gibidir. perdesiz ev de ya satılıktır ya kiralık. *
akıllı müslümandır. tüm mezhepleri inceler, akla yatkın uygulamaları kendine baz alır.
tanıdığım bir müslüman tipidir.
Cehenneme zumeradir. Mezhepler günümüz icin sarttır. Fikihtaki mezhepleri kastediyorum. Ehli sünnet dışındakiler dalalet ehli zindiklardir onlar cehenneme gidecekler.
kendini mezhep imamlarından üstün gören ehli sünnetin dışındaki kişilerdir .
Mezhep şart değildir. Lakin kuran'da ve sünnette cevabı olmayan günlük sorunların cevaplarını verebilirler. Sibirya'da yaşayan bir Müslüman bozmadığı sürece tek abdestle bir çok vakti eda edebilir.lakin sıcak yerlerde yaşayan Müslümanların her vakit abdest alabilmesi kolaydır. işte mezhepler bu gibi mevzular hakkında Müslümanlara rehberlik ederler.
edit: kuran'da cevabı olmayan soruların değil kuran'da cevabı olmayan günlük sorunların yazıyor dikkat edelim.
edit: kuran'da cevabı olmayan soruların değil kuran'da cevabı olmayan günlük sorunların yazıyor dikkat edelim.
gereksiz olan "mezhep" denen saçmalığa uymayan, kur'an'ın ve hz.muhammed'in yolundan ilerleyen doğru yoldaki müslümandır.
peygamber efendimiz zamanında mezhep mi vardı diyerek mezhepsizliği seçen ama bu konuda feci halde yanılan müslüman tipidir. bunu seçen insan hadis ve kuranı tek başına mükemmel bir şekilde uygulayabilecek kapasiteyi kendinde nasıl buluyor da bunu seçiyor? imamı hanefi imamı şafi senin kadar bilmiyordu tabi bu olayı da sen biliyorsun dimi? bırakın allah aşkına.
örnek:ben,tüm mezhepleri reddediyorum,müslümanım sade ve sadece Allah'a inanırım,inanan ve inanmayana saygı duyarım,herkesin inancı kendinedir çünkü.
En doğru inançtır. Çünkü mezhepler insan fikridir. Bir mezhebe helal olan öbürüne haram olabilir. Bu yüzden en doğrusu "hiçbiri"
(bkz: kuran müslümanlığı)
(Bkz: deist)
hz. muhammed'in izinden giden müslümandır.
hz. muhammed alevi, şii veya sünni miydi? hayır!
hz. muhammed alevi, şii veya sünni miydi? hayır!
ehli sünneti uygulayan müslümandır.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar