bugün

Zordur ters tepebilir.
aha akbilini verdi. hemen damatlık siparişi vereyim.
'' birader ayıp oluyor ama '' cümlesi ya da morarmış bir yanakla sonuçlanacak taktiklerdir.
sarı çizgiye doğru atın.
" salak mısın ? " cevabına karşı kontra atak yapmaya hazırlıklı olun.
ben yapamadım.
herhangi bir yerinizde sivilce yada yara varsa kanatın daha sonra tanışmak istediğiniz kızdan ıslak mendil isteyin. kız zaten siz iyi misiniz falan diye sorar gerisi size kalmış.

not: ben şahsen denedim ama amacım kızı tavlamak değildi hakikaten burnum kanıyordu, kız sağolsun yardımcı oldu.
buradan da eğer burayı okuyorsa, kadıköy-kartal metrosu hastane-adliye durağındaki o kıza tekrar teşekkürlerimi iletiyorum.
Sene 2005 falan olması lazım. liseye gidiyorum. Dönemi bilenler bilir, gençlik dizilerinin yükselişte olduğu bir çağ idi.

Lise defteri, Hayat bilgisi vs. izleyip izleyip gaz alıyoruz ama devasa. 30 yaşındaki emre altuğ, sarışın kızlara kız kulesi hikayesi anlatarak piyasa yapıyor. Diyoruz "ulan kesin böyle yani hayat falan" fecaat bir romantizm.

"Bursaray"da (adeta bursa'da devrim) ayakta gidiyorum kapının yanında. Bir kız geldi yanımda duruyor. Kıvırık saçlı böyle tatlı bir hanım. Ben de tabi ergenliğin verdiği, hormonal bir romantizm var. Yani o an Sunay Akın gibi oyuncaklardan bahsederek, istersem bütün metroyu sevgi yumağına çeviririm.

Elimde de sakız var çıkardım attım bi tane ağzıma...

Ama o nasıl sakız çiğnemek. Akademi görse; "Pazartesi gel oscar'ını al kardeşim" der. aylardan bahar zaten hava güzel gömleğin etekleri pantolondan çıkmış, kravat hafif çözülmüş. Adeta serseri bir aşığım.

bi durak geçtik, kıza döndüm;

-Sakız?

dedim...

ama yani dersin ki; "Abi sakız diye sana ne sattılar? bu hava nedir?"

Çok kısa bir süre sessizlik oldu, ağzından belli belirsiz bir "tişkkrlr" lafı çıktı, ardından kızın geri geri yürüyerek uzaklaştığını hatırlıyorum. Muhtemelen beni sapık sanmış olabilir emin değilim.

Ben bir yandan daralıyorum, bir yandan da kızın az önce olduğu yere bakıyorum.Bu sırada biz sonraki durağa geldik. Ben de artık "eeh türk kızları abi yabancılar böylemi yeaa..." tribiyle metrodan inmeye karar verdim. Zira o aşağılık yaratıkla artık ne işim olabilirdi?

Tabi, muhtemelen beni sosyopat bir tecavüzcü sanmasından olsa gerek, o da inmeye çalıştı. Biz baya salak gibi kapıda çarpıştık. Yani bunun romantizmle, sevimlilikle alakası olamazdı zira ben manyaktım, o da "ne oldum"cuydu

Bu çarpışmanın ardından kızın çığlık atarak uzaklaşması benim ise aynı metroya moonwalk yaparak binmem, hiç bir chaplin filminde göremeyeceğiniz bir sahnedir.

Sonrasında ineceğim durağa kadar direkt kapıya bakarak, inip binenleri ise zerre sallamayarak geçirdim.... ve dönüp arkama bakmadım bile...

Velhasıl kelam, yiyecek teklif etmenin aralarında bulunmadığı yöntemlerdir.
-aa siz de mi metroya bindiniz?
http://www.zapkolik.com/v...a-ile-kiz-tavlamak-758137 .