bugün

zamanın birinde dünyanın en büyük metropollerinden birinde ulaşım sorunu içinden çıkılmaz hal almıştır. 7 tepeli bu şehirde artık delinmemiş tepeyi geçin de,o muhteşem boğazının altını bile delmeye başlamışlar. yeter ki insanlar rahatça ulaşsınlar ulaşılmaya mecburi yerlere.

istanbul.....

yıllar önce duysaydm bu ismi tıpkı şimdiki gibi diken diken olurdu tüylerim. güzellikte kusur arayanlar her zaman güzeli terk etmişlerdir güzelin kusurları için... istanbul u sevmeyenler de ulaşım, geçim derdi, asayiş, gürültü vb. vb. nedenlerle zorunlu veya isteğe göre terkedip gitmişlerdir bu şehirden. eyvallah. belki florya plajından güneşin batışını izlemeden, belki de boğazdaki ikindi güneşinin tadına varadaman gittiler bu şehirden.

toplu taşıma araçlarını kullanan bir çok insan için harika bir nimet olan metrobüsler duraklarında aslında yüzlerce senaryo yüzlerce kitap yüzlerce boş insan barındıracak kadar geniş bir portföyü oluşturmakta.

beklersiniz durakta gelip geçen insanlara bakarsınız.hepsinin hayatlarını düşünmeye çalışırsanız eğer içinden çıkamayacağınız kadar çözülemeyecek senaryo görürsünüz. yönetmeni bir hepsinin ama hepsi aynı anda farklı bir film gibi sunulmuş aslında bütün hayatlar.

az önce önümden geçen ayakkabıları boyasız üstünde boya lekeleri olan ve belli ki mesaisini bitirmiş bir an önce evine gitmek isteyen yaşlı amca rızkı yetiyor mu acaba güldürmeye çocuklarının yüzünü güldürmeye veya kadınının kadınlığını hissettirmek için yetmiş mi rızkı şimdiye kadar bir gün olsun ekmek yerine gül alıp gidebilmiş mi acaba evine.

ya da şu genç. nasıl hazırlanmış mı acaba açık öğretim sınavlarına yeterince. belli ki çalışıyor bir yandan da belki askerlik için belki okuma hevesi uğruna belki üniversiteye herhangi bir nedenden dolayı girememiş ve bu açığı kapatma uğruna belki belki ne için bilemediğimiz bir nedenden almış yine eline soruları tutturduğuna inandırmaya çalışan bir yayınevinin kitabını eline okuyor......

şu kız. hani anadoludakiler sadece filmlerde vardır sanır: kaşında piercing kulaklarında 7 şer küpe çenesi ve dudakları delik kareli pantolun kulağında kulaklık metal dinliyor kulaklıktan gelen gürültüden anladığım. O'nun da var hayalleri gözlerindeki parıltıdan anlıyorum.

ve bebekler. habersizler her şeyden. sadece kendisini dikkatle izlediğimi görüp gülümsüyor gülümsememe mukabil. çok tatlı neler bekliyor kim bilir hayatın kendisini. annesi arabayla nasıl binecem metrobüse diye panik halinde.

hepimiz bir gün gideceğiz diye düşünüyorum sonra herkes farklı bir şekilde herkes farklı bir acıyla belki mutlulukla. işte ben de geldim ve ben de gidiyorum diyeceğiz sesimiz çıkmadan sessizce hoşçakal diyemeden sevgilimize.....

ve geliyor metrobüs işte yine başlıyor hepimiz göt telaşına düşünüyoruz götümüz rahat etsin diye işte itiyorum yaşlı amcayı bebeği olan anneye yardım etmiyorum bebeğini bindirirken oysa sevmiştim çok tatlıydı bebe. açıköğretimli ayakta artık okuyamıyor kitabı.

ve yine göt rahatlığı uğruna düşüyoruz yollara yaşıyoruz hayatı tüm bencilliğimizle. bir gün gideceğimizi bile bile yaşıyoruz tüm bencilliğimizle.
iş çıkış saatleri hariç ilk ve son duraklar hesaba katılmadan genellikle tenha olan duraklardır. hatta insan yetişmek için acele bilem etmez.
güncel Önemli Başlıklar