bugün
- online olup entry girmeyen yazarlar8
- bebek kokusu8
- anın görüntüsü18
- bülent uygun15
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır10
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler11
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu21
- sözlük yazarlarının pankekleri14
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü23
- ismail kartal12
- akp seçmeni14
- sivasspor'a verilen penaltı27
- ali erbaş10
- sinemaların batma aşamasına gelmesi22
- patiswiss17
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı14
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi19
- 22 nisan 2024 sivasspor fenerbahçe maçı31
- trollerin karışması8
- fenerbahçe12
- yoga eğitmeni uzun boylu motorcu şamatacı erkek9
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı8
- profesyonel fotoğraf makinası tavsiyeleri10
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi13
- inmesi binmesinden daha zor olan şeyler14
- stanleywhite10
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı9
- junkman8
- siklememenin getirdiği huzur9
- icardi19059
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması8
- galatasaray9
- bakire misin diye soran erkek12
- xdearm8
- johnny bellington17
- icardi1905'in adam gibi adam olması15
- icardi1905 silik olsun kampanyası14
- binali yıldırım'ın servet15
- mersinden kıbrısa yüzmek12
- sözlükte fake alacak kadar ezik olmak8
- güzel kızların size abi demeye başlaması11
- arda güler9
- türk kızlarının zenci sevdası13
- susmayan durmayan israile gemi ticareti8
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı8
- bir insan sizi ne kadar kırabilir13
- şu anda çalan şarkı11
- sevgili kendim12
bugün doğan bir Türk şair bu ise bir şiiri
Adıma özenenler
ah bir bilseler
kaç kaç
göçük ceset
yaşadım çürüdüm
bugünlere kadar
ben.
Metin Altıok
Adıma özenenler
ah bir bilseler
kaç kaç
göçük ceset
yaşadım çürüdüm
bugünlere kadar
ben.
Metin Altıok
adını sol frame getirmek istedi canım.
"insan usul usul ölmek için gelir dünyaya.
başlar her gün biraz daha insan olmaya.
ve ölürken usul usul ne tuhaf;
aşık olur, kedi besler, isim verir eşyaya.”
"insan usul usul ölmek için gelir dünyaya.
başlar her gün biraz daha insan olmaya.
ve ölürken usul usul ne tuhaf;
aşık olur, kedi besler, isim verir eşyaya.”
Madımak'ta katledilen canlardan bir can. Bu sıcak temmuz gecesinde anısı önünde bir kere daha saygıyla eğiliyorum.
"Ömrümce kendimi hep sözde buldum;
Söz cehennemdi yanıp kavruldum.
Yeniden doğdum kendi külümden,
Ben Anka'ydım konuşuldum."
"Ömrümce kendimi hep sözde buldum;
Söz cehennemdi yanıp kavruldum.
Yeniden doğdum kendi külümden,
Ben Anka'ydım konuşuldum."
görsel
Metin altıok, yanında hasret Gültekin, önünde behçet aysan.
Elinde kırık saplı süpürge ile metin altıok'u madımak oteli'nin merdivenlerinde görmek bir insan olarak canımı hep çok sıkar.
Metin altıok, yanında hasret Gültekin, önünde behçet aysan.
Elinde kırık saplı süpürge ile metin altıok'u madımak oteli'nin merdivenlerinde görmek bir insan olarak canımı hep çok sıkar.
METiN ALTIOK hakkında / ALATURKA ŞiiRLER
("Şiir Kitapları Sözlüğü"nden)
Metin Altıok, o kara yangında yitirdiğimiz o güzel insanlardan ve iyi şairlerden biriydi. 2004 yılında Adam Sanat dergisinde yayımlanan "Şiir Kitapları Sözlüğü"nün beşinci bölümünün onun "Alaturka Şiirler" kitabıyla ilgili kısmını, anısına bir selam olarak paylaşıyorum.
"Sadece ürpertiler mi,
Sevgili Edip sen öleli
Adını ne koyarsan koy,
Oteller de değişti.
Bir kenti kullanmanın
Unutuldu tüm inceliği.”
-Metin Altıok
Metin Altıok, 1993’den beri Madımak Oteli’nin merdiveninden bize bakıyor, bakmayı hep sürdürecek. Sağlığında yayımlayabildiği yedinci ve son kitabı Alaturka Şiirler, bir veda kitabı gibi ama bir veda kitabı değil, çünkü “şeriat” adına çıkarılmış yangında ölümsüzleşmeden önce sekizinci kitabı Hesap işi Şiirler’i de hazır etmişti. Alaturka Şiirler’in üç bölümünün adları şöyle: “O Zamanlar” “Fermuar” “Ölümün Sularında”. “Olsa olsa” başlıklı şiir ise, bu üç bölümün dışında, en başta yer alıyor.
Birinci bölümdeki on beş şiirin ilki “Nihavent”, sonuncusu ise “Rast” adlarını taşıyor. Her iki şiir de, Klasik Türk müziğine özgü “te ne ni, te ne na” “te ne na, te ne ni” terennümlerini nakarat olarak kullanarak, diğer on üç şiire parantez oluyorlar. Parantez, ama yapısal ya da tematik bir ‘kapanım’ değil: Bölümdeki şiirler Metin Altıok şiirinin bütün özelliklerini içeriyorlar. Evet, bir ‘Metin Altıok şiiri’ var. Daha ilk kitabıyla belirginleşmiş, oradan buradan (‘gösteri’den, ‘kuşaklar’dan, ‘arkadaşlar’dan) değil sadece kendi şiir gücünden el almış, ‘yalınlık’la ‘sıradanlık’ın başka şeyler olduğunu kanıtlayan bir şiir bu. Ritmik yapılarından kuşkulanıp dizelerdeki heceleri saydım ama yanıldığımı gördüm: Eşit sayıda heceyi gözeten gizli hececilerden değil Altıok. Böyle bir izlenim uyandırması, klasik biçime düşkünlüğüyle ve ‘stilistik’ özeniyle ilgili. Her has şair, bazen bilinçli olarak, bazen sezgisel biçimde ‘stilistik’le, yani genel dilbilim kurallarının edebiyat eserlerindeki işleyişini araştıran disiplinle uğraşan kişidir aynı zamanda, bu yine has şairlerin bir başka özelliği olan “özgünlük” aranışının da bir gereğidir. Altıok, felsefe geleneğinden geliyor, hatta şiire geç girmesine bakarak altyapısının felsefe olduğu, şiire ise sonradan yönelmiş olduğu kestirilebilir. Bu durum da onun sadece ‘üretim’ tabanında kalmayıp, ifade biçimleri üzerinde de kafa yorduğu anlamına geliyor. Hesap işi Şiirler, ondaki ‘stilistik’ bakışın biraz daha öne çıktığı şiirlerden oluşuyordu.
Altıok’un şiirinin büyüsü de burada, klasik şiirin ‘sıkı yapı’sına modern içeriği oturtabilme başarısında. Ölçüyü düzeni kollayan yapı, parlak imgelerin altında hiyerarşiye boyun eğmek zorunda kalıyor, yapıdaki ‘klasik’lik sözel alanda cephelerini yitiriyor, ‘gayri nizami’ye açılan titreşimlerle ‘racon’ kesmek zorunda kalıyor. Özellikle iki yönüyle en çok Aragon’u anımsatan bir yanı var. Birincisi ‘klasik’i iskelet olarak kullanması, ikincisi ‘empati’ye verdiği önem.
Kitabın ikinci bölümü, tek bir şiirden oluşuyor: “Fermuar”. Son yirmi yılın en güzel şiirlerinden. Anlar ile çağların diyalektiği, tarihselin bütüncülüğüyle yarın belki de unutulacak olanın uçarılığı geometrik katmanlar oluşturuyor bu şiirde. Kaledyeskopun üretebileceği rastlantısallık değil hiç biri: Arka planda hem ‘bilen’, hem ‘bildiğini bilen’ özne bizi hem tarihe, hem lirik’e çağırıyor.
Üçüncü bölümde her biri ayrı şiire konuk, Turgut Uyar, Ruhi Su, Metin Eloğlu, Orhan Peker, Edip Cansever, Celal Atik, Nusret Hızır var. Edip Cansever için söylenen şiirin adı “Memleket Oteli”. Son kıta: “Sadece ürpertiler mi, / Sevgili Edip sen öleli / Adını ne koyarsan koy, / Oteller de değişti. / Bir kenti kullanmanın / Unutuldu tüm inceliği.” Öngörüsü eksik olsun, tamamen rastlantı bu, ama yine başa döndük: Metin Altıok, 1993’den beri Madımak Oteli’nin merdiveninden bize bakıyor, bakmayı hep sürdürecek...
("Şiir Kitapları Sözlüğü"nden)
Metin Altıok, o kara yangında yitirdiğimiz o güzel insanlardan ve iyi şairlerden biriydi. 2004 yılında Adam Sanat dergisinde yayımlanan "Şiir Kitapları Sözlüğü"nün beşinci bölümünün onun "Alaturka Şiirler" kitabıyla ilgili kısmını, anısına bir selam olarak paylaşıyorum.
"Sadece ürpertiler mi,
Sevgili Edip sen öleli
Adını ne koyarsan koy,
Oteller de değişti.
Bir kenti kullanmanın
Unutuldu tüm inceliği.”
-Metin Altıok
Metin Altıok, 1993’den beri Madımak Oteli’nin merdiveninden bize bakıyor, bakmayı hep sürdürecek. Sağlığında yayımlayabildiği yedinci ve son kitabı Alaturka Şiirler, bir veda kitabı gibi ama bir veda kitabı değil, çünkü “şeriat” adına çıkarılmış yangında ölümsüzleşmeden önce sekizinci kitabı Hesap işi Şiirler’i de hazır etmişti. Alaturka Şiirler’in üç bölümünün adları şöyle: “O Zamanlar” “Fermuar” “Ölümün Sularında”. “Olsa olsa” başlıklı şiir ise, bu üç bölümün dışında, en başta yer alıyor.
Birinci bölümdeki on beş şiirin ilki “Nihavent”, sonuncusu ise “Rast” adlarını taşıyor. Her iki şiir de, Klasik Türk müziğine özgü “te ne ni, te ne na” “te ne na, te ne ni” terennümlerini nakarat olarak kullanarak, diğer on üç şiire parantez oluyorlar. Parantez, ama yapısal ya da tematik bir ‘kapanım’ değil: Bölümdeki şiirler Metin Altıok şiirinin bütün özelliklerini içeriyorlar. Evet, bir ‘Metin Altıok şiiri’ var. Daha ilk kitabıyla belirginleşmiş, oradan buradan (‘gösteri’den, ‘kuşaklar’dan, ‘arkadaşlar’dan) değil sadece kendi şiir gücünden el almış, ‘yalınlık’la ‘sıradanlık’ın başka şeyler olduğunu kanıtlayan bir şiir bu. Ritmik yapılarından kuşkulanıp dizelerdeki heceleri saydım ama yanıldığımı gördüm: Eşit sayıda heceyi gözeten gizli hececilerden değil Altıok. Böyle bir izlenim uyandırması, klasik biçime düşkünlüğüyle ve ‘stilistik’ özeniyle ilgili. Her has şair, bazen bilinçli olarak, bazen sezgisel biçimde ‘stilistik’le, yani genel dilbilim kurallarının edebiyat eserlerindeki işleyişini araştıran disiplinle uğraşan kişidir aynı zamanda, bu yine has şairlerin bir başka özelliği olan “özgünlük” aranışının da bir gereğidir. Altıok, felsefe geleneğinden geliyor, hatta şiire geç girmesine bakarak altyapısının felsefe olduğu, şiire ise sonradan yönelmiş olduğu kestirilebilir. Bu durum da onun sadece ‘üretim’ tabanında kalmayıp, ifade biçimleri üzerinde de kafa yorduğu anlamına geliyor. Hesap işi Şiirler, ondaki ‘stilistik’ bakışın biraz daha öne çıktığı şiirlerden oluşuyordu.
Altıok’un şiirinin büyüsü de burada, klasik şiirin ‘sıkı yapı’sına modern içeriği oturtabilme başarısında. Ölçüyü düzeni kollayan yapı, parlak imgelerin altında hiyerarşiye boyun eğmek zorunda kalıyor, yapıdaki ‘klasik’lik sözel alanda cephelerini yitiriyor, ‘gayri nizami’ye açılan titreşimlerle ‘racon’ kesmek zorunda kalıyor. Özellikle iki yönüyle en çok Aragon’u anımsatan bir yanı var. Birincisi ‘klasik’i iskelet olarak kullanması, ikincisi ‘empati’ye verdiği önem.
Kitabın ikinci bölümü, tek bir şiirden oluşuyor: “Fermuar”. Son yirmi yılın en güzel şiirlerinden. Anlar ile çağların diyalektiği, tarihselin bütüncülüğüyle yarın belki de unutulacak olanın uçarılığı geometrik katmanlar oluşturuyor bu şiirde. Kaledyeskopun üretebileceği rastlantısallık değil hiç biri: Arka planda hem ‘bilen’, hem ‘bildiğini bilen’ özne bizi hem tarihe, hem lirik’e çağırıyor.
Üçüncü bölümde her biri ayrı şiire konuk, Turgut Uyar, Ruhi Su, Metin Eloğlu, Orhan Peker, Edip Cansever, Celal Atik, Nusret Hızır var. Edip Cansever için söylenen şiirin adı “Memleket Oteli”. Son kıta: “Sadece ürpertiler mi, / Sevgili Edip sen öleli / Adını ne koyarsan koy, / Oteller de değişti. / Bir kenti kullanmanın / Unutuldu tüm inceliği.” Öngörüsü eksik olsun, tamamen rastlantı bu, ama yine başa döndük: Metin Altıok, 1993’den beri Madımak Oteli’nin merdiveninden bize bakıyor, bakmayı hep sürdürecek...
Sivas madımak otelinde yobazlar tarafından yakılan büyük bir şairdir.
ÖNDEYiŞ
Bedenim üşür, yüreğim sızlar.
Ah kavaklar, kavaklar...
Beni hoyrat bir makasla
Eski bir fotoğraftan oydular.
Orda kaldı yanağımın yarısı,
Kendini boşlukla tamamlar.
Omuzumda bir kesik el,
Ki durmadan kanar.
Ah kavaklar, kavaklar...
Acı düştü peşime ardımdan ıslık çalar.
Metin ALTIOK
ÖNDEYiŞ
Bedenim üşür, yüreğim sızlar.
Ah kavaklar, kavaklar...
Beni hoyrat bir makasla
Eski bir fotoğraftan oydular.
Orda kaldı yanağımın yarısı,
Kendini boşlukla tamamlar.
Omuzumda bir kesik el,
Ki durmadan kanar.
Ah kavaklar, kavaklar...
Acı düştü peşime ardımdan ıslık çalar.
Metin ALTIOK
bugün ölümünün 29 . yılıdır. saygı ile anıyoruz.
sevmeye başlayınca birini,
kendimi yıkıp yeniden kurarım.
çünkü;
bu yeni bir aşktır
ve temeldeki yerini mutlaka alacaktır.
dikkat! ..
yabancıların inşaat alanına girmesi tehlikeli ve yasaktır...
Bu şiiri hep ezberimdedir.
kendimi yıkıp yeniden kurarım.
çünkü;
bu yeni bir aşktır
ve temeldeki yerini mutlaka alacaktır.
dikkat! ..
yabancıların inşaat alanına girmesi tehlikeli ve yasaktır...
Bu şiiri hep ezberimdedir.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar