bugün

meslek adına dört yılda okulda öğreceğinizi bir yılda stajyerlik yaparak öğrenerek geçireceğiniz bir lise hayatı.
3. yılın başında ünv. sınavı kapınızı tekmelemeye başladığı anda hayatınızın hatasını yaptığınızı anlamktır.
bilişim okuyorum dersaneye gidince hukuk okumaya karar verdim. dönüp duruyorum şimdi nasıl kazancam diye xs.
96-2000 arası yaptığım şey...

iyi de yapmışım. dört sene kebap yaptık. güldük eğlendik. hocalarımızla geyik yaptık. atölye derslerinde tek elma oynadık. sabah 8'de (sabah sabah bok varmış gibi) okulu kırdık, lunaparka gittik. ama diğer arkadaşlar gibi akşamları da kebap yapmadım. meslek liselerinde verilemeyen eğitimleri evde çalışarak giderdim. ve öss'de iyi bir başarı elde ettim.
burada okumak tamamen boşadır. günde 8-9 ders yaparsın yarısı geyikle geçer. atölye hocaları öğretmenler odasından çıkmaz. hele de elektrik bölümündeyseniz işiniz tamamen yaştır. neden mi? okuyun da görün.
coğrafya dersinde kantinde hocayla muhabbet, tarih dersinde uyku, matematikte kimsede kitap yok diye ders işlememektir. mesleğinizle ilgili okuluna göre gerçekten çok şey öğrenebilirsiniz. eğer dersi dinlerseniz ve uslu bir çocuk olursanız belki yüksek okulu bile görebilirsiniz.
ben ortaokulda iyi bir eğitim almadım. ilkokul öğretmenim derslere zamanında gelmezdi. köyden geliyordu çünkü okula. belli bir ders programı yoktu. öğretmen kafasına göre ders işlerdi. bu ders genelde matematik olurdu. sabahtan öğlene kadar matematik işlediğimi bilirim. temelim sağlam değildi yani. ilkokul bitti ve ortaokul başladı. şubeler 3'e ayrılmıştı. A sınıfında en çalışkanlar, B sınıfında normal zekalılar, C sınıfında ise geri zekalılar bulunurdu. Ben C sınıfındaydım. Bu sınıfta hem geri zekalılar vardı, hem çok şımaranlar. Ben şımarmıyordum. Derste hiç çıtım çıkmazdı. Sınıfta 3-5 kişi vardı ve dersin amına kordu. insanın ders dinleyeceği varsa bile bunlar yüzünden bırakıyordu defteri, kitabı. Ortaokulda liseye dair bir şey göstermediler. Anadolu lisesininde okumanın ne gibi avantajları var, meslek lisesinde okumanın ne dezavantajları var hiç bilmiyordum. en nihayetinde meslek lisesine gittim. bu lgs'nin bile ne anlama geldiğini bilmiyordum. yani liseye giriş sınavı ama. ötesi yok. neyse kendimi bir anda meslek lisesinde, sıranın birinde buldum. tören falan oldu ve herkesi sınıflarına dağıttı öğretmenler. sınıfımda 42-43 kişi vardı. ve hepsi de erkekti. bu 43 kişinin dörtte birlik kısmın "tekrar" yaptığını derse giren öğretmen sayesinde anladım. Bu sınıfta kalan öğrenciler öğretmenle taşak geçiyor, sululuk yapıyordu. Tekrar olduklarını söyleyince allahım dedim ben nereye geldim. (bkz: epic fail) bu embesiller birbirlerinin annelerine çok güzel küfürler ediyor, birbirleriyle şakalaşıyorlardı. ben bunlarsa muhatap olmak istemedim ama zamanda ister istemez muhabbet oluyor. neyse efenim bunlara pek takışmadım. dersimi dinlemeye çalıştım. ama bu veletler bütün derslerin ağzına sıçıyordu. öğretmenlerin canlarından bezdiriyorlardı. öğretmenler de off yeter diyip ders anlatmayı kesiyordu. sınıfta birkaç kişi vardı ders dinleyen. onlar da bu veletlerin sayesinde dersten mahrum kalıyorlardı. öğretmen bunlardan nasılsa bir şey olmaz deyip bırakıyordu anlatmayı. ama hocam. ben öğrenmek istiyorum? sonra diyordum kendi kendime. ulan öğrenmek isteyen adamın burda işi ne. ama düşmüştüm bu bataklığa bir kere. mesleki dal seçimi falan oldu. lise 1 de 12 tane ders görüyorduk ve hepsi de kültürel dersti. fizik, matematik vs. yani gördük diyorum, lafın gelişi gördük. aslında bi bok öğrenmedim. dal seçiminden sonra kültürel dersler yavaş yavaş yerini mesleki derslere bıraktı. karno haritaları, dirençler, renk kodları falan falan. ama yine bir şey öğrenemiyordum. sınıfın çoğunun dersle alakası yoktu. hepsi de aynı model. saçta 250 gram jöle, elde tespih, öteki elde telefon. okulun ağaları, reisleriydiler. kurtlar vadisinden çıkmışlardı hepsi. hepsi polat alemdar ctrl+c, ctrl+v idi... para isteyeni mi ararsın, bıçak çekeni mi. zeten her okul çıkışı kavga gürültü olurdu. başka okullardaki polat alemdarlar, bizim okuldaki polat alemdarlarla kavgay tutuşurdu. ben yine bi gıdım bilgiyle okula gidip geliyordum. okulun yüzde doksanlık kısmı erkekti. ve bunların arasında normal erkek olanları neredeyse hiç yoktu. yani adam gibi oturup iki çift laf edilecek kimse yoktu. herkesin ağzında küfürlü laflar, asarımlı, keserimli cümleler eksik olmuyordu. tabi bunların bir kabahati de pek yok. yetiştirilme tarzları, ekonomik nedenler abidik gubidik birçok nedeni vardı yani. okulun diğer kısmı kızdı. hani kız dediysem benden daha erkektiler görünüşte. ne erkekleriyle, ne kızlarıyla konuşulurdu yani. lise sonda 3 gün staj, 2 gün okula gidiyordum. sınıfta da en fazla 5 kişi oluyordu. öğretmen de konu falan anlatmıyordu tabi. bizim de işimize gelmiyor değildi. son sene staj yaparak geçti. üniversite sınavına girmeyen birkaç kişiden biriydim sınıfta. diğer embesiller kazanamadı sınavı tabi. kazanmaları mümkün değildi. benim de kazanamayacağım mümkün değildi ve mantıklı olanı yapıp girmedim. meslek lisesi olduğumdan sınabsız geçiş hakkım vardı. 2 yıllık meslek yüksekokuluna gidebiliyordum. ben de bu hakkımdan yararlanarak kayıt oldum okula. ama burası da lisenin devamı. bildiğin lise 5. hiç üniversite ortamı yok. lisede gördüğüm polat alemdarlar buraya gelmişler. insan tekrar bu yüzleri görünce okumayı gelmiyor.

yani özetle; meslek lisesinde okumak * adamın hayatını kaydırıyor. ne adam gibi arkadaşınız oluyor, ne de okulunuz.
Bitirildiği takdirde myolarına sınavsız geçiş yapmayı sağlayan mesleki eğitim veren orta öğretim kurumlarıdır.
insanın hayatında yapabileceği en büyük yanlışlardan bir tanesi. aslından okurken öyle düşünmüyor insan. ösym sınavı tokat gibi önüne koyduğunda anlıyorsun. türev integral logaritma görmüyorsun ki okulda. cpu, anakart, yongalar, pinler, ddr, sata, c++ kodları, flashta nasıl movie yapılır keşke bunları sorsalar da insanlar bölümleriyle alakalı sınava tabii tutulsa. yazık değil mionca seneye, emeğe.
meslek lisesinde öğrencilik yapmaktır.bizim zamanımızda ders görmemek demekti. atölye dersleri dışında sıkan bir durum olmazdı. isteyen çıkar üçüncü veya dördüncü derslerde gelirlerdi. bir meslek lisesi mezunu olarak gittiğim için pişman olmasam da genel lisede daha başarılı olunacağı çok açıktır.
Hiç tanımadığınız ancak sizinle aynı okul formasını taşıyan bir elemanın başka liselerden birileri tarafından dayak yediğini görünce sorgusuz bir şekilde kavgaya karışmaktır. bir nevi brotherhood durumudur ama kendi içinizde birbirinize girebilirsiniz orada mesele yok.
haydarpaş endüstri meslek lisesi ve bahçesi diye bilinen ortamlarında 3 sene boyunca sürünmektir.

hele metal işleri bölümünde öğrenci olunacaksa alenen sefilleri oynamaktır.

bırak okuduğun sınıfı, 3 farklı sınıftan oluşan koca bölümde bir tane bile kız öğrenci görememektir.
her öğlen yemekte patso yemek bazen yemeği lezzetli hale getirmek için patsoyu sosisli almaktır.

atölye derslerinde 60 kişilik sınıfta kim kime dum duma ortamda çalışıp leş gibi koktuktan sonra toplu taşıma aracındaki yolcuların ezici bakışları arasında mecburen tek istikamet olan camdan dışarı bakarak eve gelmek direk duşa girmek 45 dakka boyunca duştan çıkmamaktır..

asgari ücretin yarısı kadar bir ücret karşılığında haftada 3 gün bazen hafta sonu da fabrikaya giderek tüm ayak işlerini yaptırtmaya çalışan daha da ileri gidip wc temizletmeye kastıran ustabaşı ile kavga etmektir.

tüm bu uğraşların neticesinde sahada işe yarayacak hiç bir haltı öğrenemeden mezun olup siktiri yemektir.

bırak koleji özel okulu herhangi düz lise müfredatının bile eğitimini alamadan üniversite sınavına girmek orada da götünün üstüne oturmaktır.
bölümünüze göre değişebilen araç gereçlerle sıra dayağı yemek demektir. örneği torna tesviye bölümü öğrencisi çelik cetvelle dayak yerken ahşap teknolojileri öğrencisi sopayla dayak yemektedir. bilişim öğrencilerinin beyinlerini virüs bulaştırılmakla birlikte bölüm hocasının fantazilerine göre yer yer cat5 kablo yer yer ise pvc kablo saklayıcı kullanılır. hepsi tarafımdan gözlemlenmiş, yaşanmıştır.
okuluna göre her hafta kavga, bıçaklanma, arama gibi atraksiyonel olaylar yaşayabilirsiniz. *
meslek lisesinde okumak neyse de, teknik meslek lisesinde okumak bildiğin ameleliktir.
sabah 8 de kuzu kuzu gider dersine girersin, akşam 5 olmadan imkanı yok çıkamazsın o okuldan. sadece meslek dersi de görmezsin, hem kültür dersi hem meslek dersi hem de hocalardan fen lisesinde okuyor muamelesi görürsün.
meslek derslerine çalışıp ortalamayı yüksek tutmaya çalışırken, kültür derslerine, daha da önemlisi üniversite sınavlarına çalışacak kafa kalmadığını görürsün.
son olarak okul biter, üniversite sınavlarına girer çıkarsın, aslında meslek lisesinin sana kazandırdığı tek şeyin hemcinslerini iyi tanımak olduğunu ve herkese arkadaş dememek gerektiğini anlarsın.
Gayet güzeldir, tabi sistem sizin ağızınıza sıçıyor olabilr ama okuduğunuz bölümü sevyor iseniz aşırı eğlenceli geçer. Mesela ben gazetecilik okudum gayet mutluyummm hiç pişman değilim. Zaten ilk yılımdan da üni. girdim .
Ben lise sınavına girerken hedef anadolu lisesi kazanmakti. Meslek lisesine gidenler barajı geçememis tiplerdi. Şimdi değişmiş midir bilmem. Elektronik diye bölüm olması da ilginç.
şu sıralar yapılacak en akıllı iştir. yeğenim "Zincirlikuyu iSOV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi" ni birincilikle bitirdi ve marmara üniversitesi güzel sanatlar fakültesinden 3. lükle mezun oldu. bedelli askerliğini yaptı. halen çok büyük bir tasarım ve mimarlık şirketinde işini çok severek çalışıyor ve piyasa rayicinin üzerinde ücret alıyor.