bugün

devlet kurumlarında memur olarak çalışan anne, babaya sahip olan çocuktur.

2-3 sene de bir memur olan ebeveyninin tayini çıkar. memur çocukları için tayin demek, okul arkadaşlarından ayrılmak demektir. tayin olmanın en olumsuz yanı da budur. taşınılan her yeni şehre/kasabaya alışmak için özveride bulunmak demektir. küçük bir kasabadan büyük bir kente göç edildiğinde bazen köylü çocuk olursun, büyük bir kentten kırsala göç ettiğinde de şehirli çocuk olursun. bir kaç tayinden sonra alışırsın kaderine. artık acıtmaz arkadaşlarından ayrılmak. daha çabuk kaynaşırsın yeni okulundaki arkadaşlarına, yeni şehrine.

güzel yanları da vardır elbette. farklı insanlarla tanışmak, farklı şehirlerde yaşamak, farklı kültürlerle kaynaşmak onları daha hızlı olgunlaştırır. memleketin dört bir köşesinde çay içip eski günleri yad edebileceğin eski bir dosta sahip olmanın bedeli çocuk yaşta yaşadığın ayrılıklardır belkide.
az harçlık alan, iyi değerlendiren, ilerde diğer arkadaşlarına nazaran daha iyi yerlerde olması muhtemel hırslı çocuktur. *
yaz tatilinin onbeş gününü devlet dinlenme tetislerinde geçiren çocuktur.
aç kalmayan fakat yeteri kadar doymayan çocukdur.
hakikaten zordur. babanız öğretmense hele ki. il il gezersiniz. ilçe ilçe. konya, bingöl, sakarya, burdur... uzar gider.
piççe bir gençlik yaşayamayan insandır.
baba bana para versene,lazımda.
cvp: neye lazım oğlum napacan parayı,git annene sro bakım para varmıymış versin sana para.
ben:anneme para verdiğin yokmuşki nasıl versin kadıncağız.
cvb: ayın 15.ini bekle,kalırsa ucundan koklarsın artık.
+ya esra bende para yokta fotokopi paramı sen versene,ben sana sonra veririm
(bkz: ben)
Memur bir anne ve ya babası olan çocuk.
Şu ana kadar yaptığınız tanımlar hemen hemen doğrudur ayrıca.
çalışkandır, zekidir. küçükken ayakkabıları, paltoları ykm'den taksitle alınır-dı. bunların sonradan tikky olanları da mevcuttur ancak ruhu temiz çocuklardır.
ilerde devlet memuru ya da devlette çalışması istenir. çünkü aile de memurdur, garanti iş gözüyle bakar.
(bkz: buyrun benim)
(bkz: subay) ***
babası devlet memuru olan ve geliri az olan ailenin çocuğudur. il il gezer okulu arkadaşları 5 yılda bir değişir.
alınan ayakkabının montun vb ihtiyaçların maksimum süre giyilmesi istenilen ve aklı sürekli hesapta kitapta olan çocuktur.
milletin zengin diye bildiği ama genelde en çok ezilen insanların çocuklarıdır.herkesin ezmesi yetmiyormuş gibi yaşadıkları çevrelerde farklı gözle bakılmaya alışmaya çalışan,genelde asosyal olan çocuk tipidir
babası memur olduğu için okumak zorunda olan çocuktur çünkü okumazsa babası esnaf olmadığı için gidip babassının yanında çalışamaz. açıkta kalır ve demem o dur ki memur çocuklarının okumaktan başka yolu yok ayakta kalabilmeleri için.
anne ve babasının zorlamalarıyla memur yapılmaya çalışılan çocuktur. (bkz: ben)
taşrada prim yapan durumdur, lakin büyük şehre kapağı attığınız da tabiri caizse pipinizi sallasanız memur çocuğuna çarpar, sonra alışmaya çalışma, alışamama filan.
(bkz: polis çocuğu)
kafası bastığı için, kurtuluş gördüğü için üniversiteyi kazanma ihtimali daha yüksek olandır.
üzerinde felsefe yapılabilecek çocuktur.

ayın 15i ile 30u arası rahat 1i ile 15i arası sıkıntılı çocuktur.

parasını harcarken yarını düşünmek zorunda olduğunun farkında olup yine de harcayan çocuktur.

lise hayatının sonlarına doğru benim çocuğum bu sıkıntıyı çekmemeli mantığıyla ders çalışan çocuktur.

eğer ufak tefek bir hobi edinmeyi hayal ediyorsa para biriktirmeye yatkın çocuktur.

en güzel zamanlarını yarım yamalak yaşayan çocuktur. çocukluğunu, gençliğini.

okuyup ailesini rahat ettirmek isteyen vefalı çocuktur.
üniversite okurken evden gelecek olan parasinin tarihini net olarak bilen çocuk.
günümüzde baba memur anne ev hanımı ise maddi yönden sıkıntılı çocuktur önermenin terside doğrudur; ancak anne ve babadan her ikisi de memur ise maddi yönden şanslı çocuktur.
fazla bir miras bırakmak olanağı elinde olmadı için sürekli okumalısın öğütleri ile yetiştirilmiş olmaktır. kendimden biliyorum.
istediği bişeyi, babasının ayın 15 i gelsin bakarız icabına maruz kalan çocuktur efendim, kendimden biliyorum.
ayın 14'ünde kurulan yer sofrasında bir tencere dolusu tarhana içine ekmek doğrayıp üzerinede kahvaltık peynirden serpiştiren ailenin çocuğudur. ertesi akşam ki menü ise kesinlikle köfte olmalıdır. biraz patates , kola ve birazda salata.

bir de ayın 15'i hafta sonununa gelirse genelde sucuklu yumurta yada karışık tost kokukarı kaplar evi. evin erkeği ( bahsi geçen memur) o gün erkenden gidip maaşını çekip çocuk kalkana kadar tostu yada sucuklu yumurtayı hazırlamıştır.
oluşturduğu spotify çalma listesinin çok benzerlerine insanların "disco", "summer party" gibi isimler koymasına rağmen kendisinin "dandik halk plaji" ismini koyduğunu fark etmesi ile kim olduğunu bir kez daha hatırlayan insandır.