bugün

lars von trier'in tarkovski'ye adadığı antichrist filminde benzerini perdeye aktardığı durum. ama bu aktarımın sadece tarkovski özelinde mi; yoksa lars'ın kendi ruhunun birebir yansımalarını da içermekte mi olduğu muammadır. bu filmleri ya da bu anlayışı en çığır açıcı şekilde yorumlayacak kişilerden biri de hiç şüphesiz ki valerie solanas'tır.*
mel gibsonun hidayete ererek musluman oldugunu gosteren durumdur.
bir mal bulup onun hatasını islamın hatası olarak göstermeye çalışan bakış açısı doğrultusunda söylemek gerekir ki: hristiyanların kadınları şeytana benzetip erkekleri ateşe çekmekle görevli olduklarına inanmaları durumudur şeklinde özetlenebilir.
mel gibson'un da çok net bir şekilde uludağ sözlük yazarı olduğunu ispatlayan durumdur. hem de en ergeninden.
üzerinde düşünülmesi gereken sorunsaldır. hatta daha ötedir.
(bkz: tutku)
(bkz: kadınla aynı çuvala konulan şeytanın ilk sözü)