bugün

Mehmet ali şahin'in cezaevinde gördüğü işkence sonrası* kaldırıldığı hastanede yıldızlara ulaşan devrimci engin ceber'in ailesinden samimiyetsiz şekilde özür dilediğini açıklamasıdır. 19 kişinin görevden alındığını söylemiş mehmet ali şahin.. aynı mehmet ali şahin bir süre önce türkiye'de işkence yok diye bağırıyordu.. malesef bu özür hiçbir anlam ifade etmemektedir.. zaten bir önemide yoktur.. ayrıca ne yani mehmet ali şahin cezaevlerinde işkencelerin sürdüğünü bilmiyor muydu? anlayacağınız pişkinliğin bu kadarıdır.. neyse susacağım çünkü nefretimi, öfkemi, kinimi buraya akıtmak istemiyorum..

(bkz: 16 ekim 2008 grup yorum adana konseri)...
(bkz: pardon)
(bkz: yıldızlara ulaşmak)
(bkz: engin ceber)**
pardon filminde buna benzer bir şey işlenmişti. bilmeyenler için anlatmak gerekiyor. filmde ana karakterler suçsuz yere 6,5 yıl hapis yatarlar, sonrasında şuçlu olmadıkları anlaşılınca tahliye edilirler ve "devlet sizden özür diliyor." denir. alınan bir can sonrası bu özüre türkiye'nin demokratikleşmesi adına alkış tutanlara bugün de polislerin terörünün devam ettiğini hatırlatmak gerekiyor. kartal'da bir kafe sahibini keyfi bir biçimde döven polisler, kafe sahibini hastanelik etmişler, kafe sahibi hemen yoğun bakıma alınmıştır. yani dün özür dileyenler, bugün işkenceye devam ediyor, her zamanki gibi!
http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=19943
görüldüğü üzere bir kısım vatandaşımıza fazla lüks kaçmış bu davranış. geberdi gitti dense daha hoşlarına gidecekti zahar.
(bkz: şakaysa çok ciddi ciddiyse çok komik)
polisin yetkilerini genişleten iktidarın sahibinin "yanlışlıkla öldürdük" şeklindeki komik ifadesi. akp'nin tribünlere oynamasını bir de 1 mayıs'larda bekliyoruz artık, "pardon yanlışlıkla dövdük sizi." gibi...
devlet makamını yücelten, onu yöneten insanları rezil rüsva eden özürdür.. gereklidir.
eğer sonucu birilerinin ağır hapis hükümleri yemesine varacaksa samimi,
varmayacaksa günü kurtarma amaçlı bi eylemdir.

yine de ilk defa bu konuda iyimserim çünkü devletin işkenceyi kabul edip özür dilediğini pek hatırlamıyorum. o yüzden belki ilk seçenek gerçekleşebilir. du bakalım, dava sürecinden anlaşılır zaten ne olacağı.
işkence vakalarına sıfır tolerans tanıdığını iddia eden hükümetin ciddi bir tepkide geri adım atmasıdır. diğer yandan ise bir örneği olumlu olarak adlandırılırken işkenceden öldürülen yabancı uyruklular ile f tipi cezaevlerinde çürütülen devrimcilerin varlığı devam ettikçe kandırmadan öteye geçmeyecektir. geçtiğimiz hükümetler döneminde hayata dönüş operasyonu adı altında oynanan komedyanın, bu hükümet tarafından takipsizlik kararı vermesi ortada tribünlere oynayan şahısların bir adımı olarak görülmelidir. polisin geniş yetkilerinin devam etmesi, işkencelerin sürmesi ve bunun basit bir özürle geçirilmeye çalışılması nedir? samimiyet mi, yüzsüzlük mü? pardon yanlışlıkla öldürdük!
özür dileme istifa et.

hiç yapmasa daha mı iyiydi diye savunanlara: sizin de ilerde çocuğunuz, kardeşiniz gözaltında işkence ile öldürülürse* ve adalet bakanı arayıp özür dileriz; oğlunuzu işkence yaparak öldürdük derse, "hiç yoktan iyidir, özür de dilemeyebilirlerdi" dersiniz.

çok şık gibi görünen utanç verici hareket.

(bkz: özür dileriz oğlunuzu işkence yaparak öldürdük)
http://haber.sol.org.tr/devlet_ve_siyaset/5014.html