bugün

Yıllardır mecliste bulunan partilerden bazılarının kuruluş aşamasında, bazılarının ise sonradan ABD tarafından gerçekleştirilen operasyonlar ile kıvama getirildiği gerçeğidir. Daha iyi anlamak için Doç. Dr. Birol ERTAN'ın şu hatırlatıcı yazısı okunmalı:

CHP : Made in USA

Cumhuriyet Halk Partisi konusunda perde gerisinde planlanıp herkesin gözü önünde yürürlüğe sokulmuş olan operasyonun amacı yeni yeni anlaşılmaya başladı. Küresel Orta Doğu projesinde piyon olarak kullanmak için Türkiye Cumhuriyeti’ni dönüştürme planında AKP’ye verilen rolün yanında, Türkiye koşulları dikkate alınarak zararsız iki muhalefet figürü daha yaratmak gerekiyordu. Bunlardan birisi ve belki de en önemlisinin CHP operasyonu olduğu anlaşılıyor. Konuyu biraz açalım.
ABD’nin Irak işgali sürecinde Türkiye’yi ve Türk askerini bir piyon gibi kullanma planı işlemeyince, bu plana engel olan odaklar, örgütler, siyasi partiler ve kişiler üzerinde büyük bir operasyon gerçekleştirildi. Bu büyük operasyona, AKP içindeki siyasi güçler dâhil olmak üzere MHP ve en önemlisi de CHP hedef oldular. Geçmişe dönüp baktığımızda görüyoruz ki, ABD’nin Irak planını bozguna uğratan AKP içindeki bütün siyasetçiler birer birer temizlendi. Büyük kısmı yeniden aday gösterilmedi, bazıları seçilemeyecek noktalara atıldı, bazıları da AKP’den ayrılmak zorunda bırakıldı. Böylece, bir ABD projesi olarak AKP ortaya çıkarılmış oldu.

MHP operasyonu ise daha kolay gerçekleşecekti. Seçimler öncesinde MHP’ye yönelik gizli çekim seks görüntüleri komplosu gerçekleştirildi, MHP’nin ağır topları siyaset dışına itildi. MHP lideri Bahçeli’nin uslu çocuk olması sağlanarak MHP operasyonu da tamamlanmış oldu.

ABD’nin CHP operasyonu ise daha ince planlandı. CHP’nin Genel Başkanlığı’ndan Deniz Baykal’ın indirilmesi için ABD’den servis edilen gizli çekim görüntü yayına kondu. Gizli çekilmiş görüntüde belirli bölümlerin makaslandığı görülüyordu. Gizli çekimin başında ve sonunda yeni görüntülerin devamının geleceği belirtilerek Deniz Baykal’a ince mesaj veriliyordu. Mesajı alan Deniz Baykal, asla inmeyeceğini sandığımız CHP Genel Başkanlığı koltuğundan kendi arkadaşlarının da ihanetiyle ve Pensilvanya’ya teslimiyet mesajı göndererek tıpış tıpış indirildi. Bu sürecin diğer kısmında ise ABD’nin başka bir planı işlemeye çoktan başlamıştı.
Planın diğer kısmı, Deniz Baykal yerine getirilecek CHP lideri konusunda 1 yıl önceden işletilmeye başladı. Yolsuzlularla mücadele ediyormuş görüntüsüyle bir CHP milletvekiline dosyalar sızdırıldı, bu dosyalar holding medyasında manşetlere çekildi. Holding medyasında harcanması kararlaştırılan bazı AKPliler ile Genel Başkanlığa hazırlanan CHP milletvekilinin tartışmaları ayarlandı. Bu tartışmalar, bir gün sonra holding medyasında manşetten haber olarak verildi. Kamuoyu hazırlanırken, yolsuzluklarla mücadele eden CHP milletvekili, istanbul’dan Belediye Başkanı adayı yapıldı ve yıldızı iyice parlatıldı. Böylece, yolsuzluklarla mücadele eden, CHP’nin oy aldığı tabandan gelen, Deniz Baykal sonrası Genel Başkanlığa getirilmesi istenen Kemal Kılıçdaroğlu ismindeki yeni lider de yaratılmış oluyordu.

Deniz Baykal kaset komplosuyla istifa ettirilince, CHP içinden Baykal’dan izin almadan tuvalete gidemeyeceğine inandığımız Genel Sekreter Önder Sav’ın desteğiyle yolsuzluklarla mücadele eden ve holding medyasının desteğini alan Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanlığı’na getirildi. Genel Başkanlığa getirilir getirilmez yaptığı ilk iş, kendisini o koltuğa taşıyan Önder Sav ve ekibini temizleyen, milletvekili adayı bile yapmayan Kemal Kılıçdaroğlu’nun en önemli marifeti ise sonradan ortaya çıkacaktı : ABD derin devletinin para oyunlarının kasası kimliğindeki George Soros’un Açık Toplum Enstitüsü’nün finanse ettiği TESEV isimli bir örgütün kurucusu olduğu ortaya çıktı. Bu noktadan sonra yaşananları ise hep beraber izledik.

CHP’nin yeni Genel Başkanı, TESEV kurucusu olduğunu inkâr etmedi. TESEV Kuruculuğundan ayrılmayacağını açıkladı. Kontenjandan milletvekili yaptırdığı Faruk Loloğlu başkanlığındaki bir ekibi iki kez ABD’ye göndererek anti-amerikancı olmadığını, ABD yanlısı olduğunu açıklama uğraşısı içine girdi. Son günlerde yaptığı bir açıklama ile anti-Amerikancı olmadığını net olarak açıkladı. Böylece, Amerikancı olduğunu ve Amerikan projesi olan AKP ile bir muhalefet ilişkisi içine girmeyeceğini de kabullenmiş oluyordu.

CHP’ye yönelik ABD projesi, tereyağından kıl çeker gibi gerçekleşirken, bizim saf dirik sosyal demokratlar, bu zokayı da yutmuş
oldular.

Daha ne diyelim !!!
Vay kucak dansı . alayım bi tane .