bugün

Yaşamazdım ki Zaten yaşamıyorum. Gereksiz mecburiyetlere yer olmamalı insan hayatında.
zaten istanbulda yaşamıyorum.
şu saatten sonra hayır. 30 küsür senedir yaşadım zaten. adım atmadığım mahallesi arşınlamadığım semti kalmadı. denize tarihe doyduk şükür.

hemen hemen 2008-2010 senelerinden beri istanbulda yaşamak ayrıcalıktan ziyade zulme döndü. trafik, kalabalık, kültür karmaşası.. istanbulda artık türkçe en çok konuşulan dil değil neredeyse. trafik bombok. yürüyerek 1 saatte gittiğim yolu araba ile 40 dakikada gidiyorum. deprem mevzusu da var kapıda bekleyen. mis gibi ege varken marmarada yaşamak ııhhh.
Param olsa kesinlikle Istanbul da yașardim.
istanbul hem derdim hem devam. Çıldırtacak kadar sinir bozucuyken vazgeçemeyeceğim kadar da güzel.
istanbul'da uzun süre yaşayanlarda "göze perde inmesi" ya da "akıl tutulması" dediğimiz bir gören körlük başlıyor. çok enteresan gerçekten.

bir yerden bir yere hareket etmek için saatlerce trafiğin içinde çürüdüğün, avm ya da vakit geçirilebilecek herhangi bir yere girdiğinde çin kerhanesi gibi insan istifinin içinde kaldığın bir şehri bu kadar beğenmek bana çok enteresan geliyor.

ya da uzun süre maruz kaldıkları için normali oymuş gibi düşünüyorlar, bilmiyorum.

sanki her gün 9'da başlayan mesai için 7'de kalkmak, 1.5 saat yol gitmek çok normal bir şeymiş gibi davranıyorlar. seni, beni bunaltan, caddelerde üstüne üstüne gelen o kalabalık sanki hiç de anormal değilmiş gibi.

ben şahsen yaşamazdım. zaten hayat kısa, onun da her gün 8'de 1'ini trafikte yiyemem.
yaşamadığım halde yaşamak istiyorum. eminönü'nde veya fatih'te.
Mecbur olsamda yaşamam.
istanbulda uzun seneler kaldıktan sonra memleketime döndüm. ilk altı ay biraz zor geldi alışmak. şimdi senede bir kere gidince nasıl geri dönceğimi bilemiyorum. istanbul iki ayrı dünyadır. şehrin yüzde doksan dokuzu trafik, geçim derdi, kirlilik, kalabalık içinde debelenip durur. yüzde biri ya da daha azı güzel evlerde oturup güzel hayatlar yaşar. o azınlık içinde değilseniz şehrin cefasını çekersiniz ancak. eğer kurulu bir düzen aile, iş varsa ya da istanbulda doğup büyüdüyseniz kalmak mantıklı elbette. ama illa kalayım diye diretmek gereksiz.
Ben bünyaminle aynı evde yaşamış kızım istanbulda da yaşarım herhalde.
Birine beddua ederken "Allah seni istanbul'da yaşatsın" diyen biri olarak, dünyanın en büyük köyünde (pardon; çöplüğü, avantalar diyarı, indiragandiler cenneti) yaşamak istemem.
Çıkın sokağa trafiğe görün.
Vandal, sosyal sorumluluk yoksunu, kent kültüründen bi'haber insanlar arasında yaşamayı kim ister?