bugün

maskenin iç tarafı, esasında Dışarıdaki güneş ışığını geçirmeyen taraftır. zaten mücadele etmekten vazgeçip gözlerinizi kapattıktan sonra ne maskenizi çıkarmanıza gerek kalır, ne de dış tarafı merak etmeye.

Nefretin en soğuk, en yakıcı halini barındıran taraftır. Sınırsız, korkunç, büyük bir güç sizindir. Size zarar verenleri teker teker öldürmeyi düşünürsünüz, isyan değildir bu, deli dehşet, saf bir nefrettir. Etrafınızda bulunan hiçbirşeyi hissetmez, görmezsiniz, birinin size attığı oku ağzınız kulaklarınızda tutup vücudunuzdan söktüğünüzü, sonra o kanlı okla atan kişinin gırtlağını parçaladığınızı düşünün, işte böyle bir nefret hissedersiniz. Dışarıda ki yüzünüz telaşla kapıya vurur, onu da öldürürsünüz, başaramazsanız sadece suratına güler gidersiniz. Hangisi gerçek kişiliğiniz bilemezsiniz, çünkü çok yakıcıdır.

Acınacak hallerin ortasında yüzersiniz, maskenin dışından insanlara gülerken, hayatınızın normal akışında sürüklenirken, içeride küvetin içine henüz çok sıcakken doldurduğunuz, o anda ise karaktersiz bir ılıklıktan serinliğe doğru ilerleyen suda saatlerce oturursunuz.

Korkarsınız kendinizden. Tanıyamazsınız.

Sabahladığınız başka bir gecenin puslu sabahında buz gibi havada şort - t shirt çıkarsınız sokağa. Sadece koşmak istediğiniz için. Koşunuzun ikinci dakikasında kalbiniz sıkışır, tökezleyip düşerken kafanızda 2 düşünce vardır. "başımı korumalıyım" ve "yaşasın, galiba kalp krizi!" Sonradan farkedersiniz, bu düşünceyi.

Tamamen refleks olarak gelmiştir, tıpkı "başımı korumalıyım" düşüncesinin refleks ile geldiği gibi.

Şaşırırsınız, tanıyamazsınız. Orada ki her kim ya da ne ise. O orospu çocuğu siz değilsinizdir.

Nasıl mı bu kadar emin olursunuz?

Basit,

Kendinizin nasıl bir pislik olduğunu çok iyi bilirsiniz. Başka pisliklerle karıştırmazsınız.

Mideniz bulanır, hep. Durduk yerde kusarsınız, ancak hasta değilsinizdir. Belli düşünceler bile mide suyunuzu ağzınıza doldurmaya yeter. Hasta gibisinizdir. Gece uyanık kalıp gündüz uyursunuz. Okulunuzu bırakır, sosyal hobilerinizi askıya alırsınız.

Dost dediklerinizle konusursunuz, bir boka yaramaz. Aynı tavsiyeleri, aynı lanet lanet temennileri duymaktan yine kusarsınız, döngüye biraz daha pislik eklersiniz.

En sonunda herkese ama herkese belirli bir orta yol belirlersiniz. Ne melankolik cümleler vardır dilinizden dökülen, ne de trajedik iniltiler.

Suratınıza yapıştırdığınız o boktan gülümsemeyle yaşayıp öleceğinizi düşünürsünüz.

Umursamazsınız.

Küçük şeytan diplerden bağırır onu çıkarmanız için, gittikçe yukarı çıktığını duyarsınız, ayak sesleri gelir.

Yalanlara dev kaleler inşa ederler. Kocaman kaleler. Buzdan kaleler.

Aslında saygı duyup önem verdiğiniz herşeyin birbirine eklenen bahanecikler olduğunu görürsünüz.

Tiksinirsiniz herşeyden, herkesden, en çok da kendinizden.

Ne güveniniz kalır, ne saflığınız.

Onları çoktan sikip atmışlardır.

Maskenin dışı, bir paket sigara alıp bakkala teşekkür ederken ya da dolmuş şoföründen para üstünü alırken soğukça gülümserken,

Maskenin içinde Benliğinize defalarca tecavüz ederler.
(bkz: sıkıntı)
güncel Önemli Başlıklar