bugün

Bugün saat 16.00-16.30 arasında marmaray Yenikapı-uskudar hattında denk geldiğim muhteşem güzellikteki kızdır.

sonsuz zamanın içinde, maddenin sonsuzluğunda organizmadan aynı anda kopan iki eş hücre olabilir miydik? çağlar içinde yankı bulan eski bir çağrıyla zincirli olabilir miydik birbirimize?

evet, saçları kizildi ve siyah çorapları vardı. saçının kızıllığını aynı tonlardaki ceketi ile kombine etmiş, dizlerinin bir karis yukarisina gelen siyah beyaz bir de etek giymişti. yüzü hafiften hüzünlü gibiydi ama bu durus cok asil bir anlam katiyordu o bembeyaz yüzüne.. ah bir de bana cevirseydi o nur yüzünü. bir kerecik de olsa bakışıyla parlatsaydi gozlerimi ne olurdu. ne olurdu yahu.

oysa başını cama yaslayıp telefonundan başka bir şeyle ilgilenmiyordu. onu etkilemek için olanca gayretimi gösterdim, ancak meçhuldü. hem kraliçe elizabeth'in torunu niye benimle ilgilensindiki...

bir sans yakalayip yanina oturmustum ama hicbir sekilde dikkatini cekemedim. onu etkilemek için once kulakligimla son ses klasik müzik açtım. sesin kulakliktan dışarı ciktiginin farkındayım ama farkında değilmiş gibi davranıyordum. tabi bi ara Ankaralı Namık da çalmaya başladı ama degistirdim hemen. daha sonra ise, bi ara govdemi doğrulttum. amacım çıkık goguslerimi, geniş omzumu, 38,5 cm'lik sağ ve 37 cm'lik sol olan kol ölçülerimi ona yansitmakti ama yine hiç bakmadı.
Artik son kozumu oynamamin vakti gelmişti. bu sefer de cantamdan le monde gastesini çıkartıp okumaya başladım...

yani le monde okuyup klasik müzik dinleyen kaslı bir erkek. böyle biri hangi dişinin dikkatini cezbetmezdiki.. oysa hiçbir şekilde bir kez bile bakmadı bana. bir kez bile lan...

Tamam, biliyorum daha somut bir adim atmak gerekiyor ama öncelikle çok küçük bir işaret alayim dedim. Ne bileyim, davetkar bir bakış mesela.
neyse efendim, sonra uskudar istasyonuna gelince yine çok asil biçimde kalkıp normal insanların arasına karıştı. oysa ne hayaller kurmustum be...

onunla çok sofistike bir iliskimiz olabilirdi. mesela algısal sanrilarin kaygisal düzlemdeki izdüşümleri hakkında konuşabilirdik. veya ona, uluslararası ticaretin ve standardizasyonunun küresel etkilerini anlatabilirdim. Sartre, schiller, weber, spinoza, hegel, bunların hepsini okumuştum.

vay be, demek boylesmis hayat. belki başka bir zamanda, farklı bir evrende...
gonul yazar olması ihtimal.
sikicem sizin çöp çatanlığınızı ya sözlük olum bura sözlük siktir git foruma!
la monde kaç aylık lan.
en sevdiğimdir.hele birde siyah çorap üstüne de beyaz tenli diyorsun.çaktırmadan fotoğrafını çekseydin ama etik olmazdı değil mi?Bu yazdığım ne kadar etik sanki...bu güzel kız ile vedalaşma seremonisi yapmanı öneririm malum yol ile işte anladın sen,yoksa içinde bir ukte olarak kalacaktır.
vay be 5-10 dk yi gecmeyen marmaray yolcugunda adam kiza neler yazmis. helal. ancak kapilar acildiginda her sey eskiye donuyor. en kotusu de o.
yak sigaraları yak yak.
Üniversitelilerin itirafları gibi olmuş.
Erotik itiraf sitesi değil olum bura.
15 milyonluk istanbul'da herkesin tanıdığı kız. Evet.
(bkz: sözlük bana karı bul lan allahsız)
(bkz: beyefendiye kız gönderelim)
Uludağ sozluk'te yazmadığı kesin olan kızdır. Umut fakirin ekmeği işte. Umar ha umar umar...
Yazık lan üzüldüm.
Arada bende güzel kız görüyorum metroda falan sonra inip gidiyolar işte belki bir daha görmemek üzere.Neden konuşmak tanışmak için bir şansım olmayacak diye düşünüp sitem ediyorum.
Bacım lan o, çıkışa gel.
La biri de mesaj atmadi ki, ben de oyleyim hadi tanışalım filan diye. Hay sansima tukureyim emi
başını cama yaslayıp telefonundan başka bir şeyle ilgilenmiyordu...
siktir git oğlum
istanbul'un nufusu 20 milyon olsa, marmaray'da her gün 500 bin kisi kullansa, kız haftada bir gün marmaray'a binse, ve de 8 vagondan aynı vagona denk gelsek? Karşılaşma ihtimalini?... Vellaha benim matematiğim yetmedi... Aşk ihtimalleri severmi ki..
Buna çok yakın biri bulunmuştur, hemi de sozlukten! Lakin bizim buluşma ihtimalimiz marmaray'ın çökme ihtimali kadar düşük *