bugün

hiçBir yerde görüntülerine rastlayamayacağınız, 17 ağustos depremi'nin sonrasını yansıtan, dramatik sahnelere sahip youtuBe'da dönen Bir video serisi. 9 seriden oluşan Bu videoları herkes izleyip dersler çıkarmalı.
ilki için; http://www.youtube.com/watch?v=0I8PhK1k7X0&mode=related&search=
depremden sadece 10 dakika sonrasının görüntüleridir.
daha ne olduğunu anlayamadan, artçı depremlerle yeniden paniğe kapılmak...
(bkz: ibret alınması gereken olaylar)
kargaşa, ne oldu hali. vebu görüntüler izlenince depremi unutmadık halide gerçekleşmiyor. hatırlamamız gereken başka şeyler nitekim. her zaman işin show kısmı bizde kabul görür.*
sadece izleyip kalınmaması gereken görüntülerdir. olası deprem/depremler için önlem almaya başlanması, deprem bilincinin oluşması gerekir.
hiç düşündünüz mü mekkenin medinenin deprem kuşağında olmadığını, hiç düşündünüz mü türkiyenin yeni oluşmuş bir ülke olduğundan yer sarsıntıların çok olduğunu ve hiç düşündünüz mü bilimselliğin örümcek kafalılar tarafından nasıl hiçe sayıldığını...bak sen ya deprem bile ne kadar büyük bir cezamışta biz anlayamamışız...
karanlık, devam eden sarsıntılar, şaşkın bakışlar, korku, korku, korku............
hatırlamak istemediğimiz anlardır. ya da 72 saat boyunca enkaz altından en yakınlarını çıkarmaktır.
devam eden sarsıntılarla beraber korku üzerine korku yaşanması. elektrik kesik olduğu için ne olup bittiğini bilememe. korku, endişe ve yine korku.
iran'da deprem olmadığını sanan yobazların işgal ettiği başlıktır.

(bkz: #2794426)

geçen sene yüzlerce kişinin iran'da kerpiç evlerde deprem sonrası boğularak öldüğü günlerde bu entry'sini hatırlamıştır umuyorum.

ayrıca, marmara depremi gibi bir felaketin ardından günahlar sebebiyle böyle bir facia yaşandığını ima edenlerin sürekli olarak lanetlenmesine sebebiyet verecek anlardır.

ayrıca "dini bütün" iktidar zamanında inanılmaz bir vurdumduymazlıkla zorunlu deprem sigortası dışında deprem konusunda hiçbirşey önlem alınmıyor olması ve kimsenin de bu konuda sesinin çıkmaması, aynı hastalıklı tevekkül fikrinden kaynaklanmaktadır.**
sokağın bir anda caddebostan plajına dönmesi. henüz olayın vehametinden bihaberken boxer altına postalla mahallede dolaşmanın tadı.
(bkz: kan kokusu)
Önce korku, sonra telaşdır...

Hiç huyunuz olmadığı halde o gece bir yakınınızda kalmaya karar verirsiniz. Yakınınız Avcılar'dadır ve gece herkes uykuya çekilmiştir sizden başka. Geceleri seviyorsunuz ya siz biraz daha takılmışsınızdır televizyon başında ve başlar o korkunç uğultu ve sarsıntı...

Deprem bitmiştir, artık ne ordan burdan düşen cam kırıklarının sesleri ne de ağır eşyaların sesi vardır. Zifiri karanlıkta, o şok anında tek ses, yere düşmüş bir müzik kutusundan gelen love story'dir... inanın kanınızı dondurur.

Sonra toparlanırsın dışarı çıkman gerekir o karanlıkta... Bina'da yaşlısından yatalağına herkes vardır, ayılan bayılan... Taşırsın herkesi dışarı diğer komşularla. Biri daha kaldı mı diye son kez daldığında içeri aileni hatırlarsın o karanlıkta. Telefonu açarsın, çalar çalar çalar çalar... Açan yok... O zaman daha büyük bir korku başlar "ya onlara birşey olduysa..."
ve Balkondasınızdır yorucu bir günün ardından son bir keyif sigarası yakıp sonra yatacakken... Deprem başlar... Eşinize ulaşırsınız ve sığınırsınız bir kapı aralığına, elinizdeki sigara hala yanıktır bu arada. Hayatın en uzun 45 saniyesi bitmek bilmez...

Sonunda bittiğinde hemen oğlunuz gelir aklınıza ve hiç birşey almadan arabanın anahtarını kaptığınız gibi son sürat düşersiniz Avcılar yoluna... Yol sakindir, trafik açık ama sadece önünüzde, arkadan gelen bir ışık yağmuru vardır adeta... Eşiniz arabayı kullanırken siz yanında diğer pencereden dışarıya baktığınızda yıkıkları görürsünüz ardı ardına, aklınızdaki tek şey çocuğunuzdur ama eşiniz görmesin diye bütün kendi tarafınızı kapatmaya çalışırsınız boydan boya...

bir yandan gaza basarken neler olabileceğini düşünürsünüz bin bir ihtimal 1 saniyede geçer aklınızdan ve tekrar eder her saniye ardı ardına... Kendi solunuzda görürsünüz yıkıkları ama umut etmek istersiniz, "ilerisi belki yıkılmamıştır..." Bir tanesini alan Allah bunu da almamıştır inşallah...

Eşinizi konuşturmaya çalışırsınız bu arada düşünmesini engellemek istersiniz... "Zehra" dersiniz, araya radyo girer: "bu gece olan depremde avcılar yerle bir oldu..."
nitekim bizim basit hikayemiz güzel bitti. Birbirimizi kaybetmedik ama bu ve buna benzer pek çok hikaye gözyaşıyla bitti... Onlar bizim kadar şanslı olamadı... ve görünen o ki yarın, öbürgün veya bir zaman sonra belki benim hikayemi bir başkası yaşayacak ama değişen hiç birşey olmayacak isimlerden başka... Yine ölüm, yine ölüm olacak hikayelerin birçoğunda...
uğultu, şaşkınlık, panik, korku, umitsizlik, hezeyan.
hiçbir zaman unutulmaması gereken anlar bütünüdür. unutanların gözüne sokulmalıdır. ama vicdanını çoktan özelleştirmiş olanlar anlamazlar, anlamayacaklar; orası ayrı.

(bkz: sesimi duyan var mı) !