bugün

en sıkıştıgımız zamanlardır. marıo yu düşünürüz bazen, bir tugla olsada kafamızı vursak, içinden çıksa bir mantarda sıkıntımız gitse dedigimiz anlardır. bende çok oldu bu anlar. bu kadar fantastik degildir bazı anlar. ama ümit işte, belki bir yerden çıkar o mantar ve marıonun oyununda ki gibi o mantarı aldıktan sonraki müzik ve neşe hali olurmu acep diye.

2007 yılından beri ailemden ayrı yaşadım. tam dört şehir dolaştım. samsun, izmir, bandırma ve en sonunda istanbul. bu şehirlerden hiç birinde de ne tanıdıgım ne yakınım vardı. hepsinde de ortamımı kendim oluşturdum. yanımda götürdügüm tek şey meslegimdi. kolay iş bulunabilecek bir meslegim, kolumda bir altın bilezigim oldugundan iş bulmakta hiç zorlanmadım. ama hayat işte bazen zorluyor seni. işte ben bu zorlandıgım anlarda düşünüyordum bunu. marıo gibi bir can mantarı olsada biraz rahatlasam dedigim anlar çok oldu.
mesela; bandırmaya ilk gitigim yıllarda bir ev tutmuştum kendime. eşyalı. 2 tane kanepesi ve halısı vardı. bir süre sonra kanepenin biri kırılmıştıda ben diger kanepede yatmaya başladım. o kaldıgım tek kanepeninde bir süre sonra kırılmaya yüz tutugunu farkedince, o an marıo gibi yanıp sönen bir tesisatcıya dönüşü vermiştim ve demiştim ki; şimdi bir mantar çıksada karşıma onu alsam kurtulsam şu durummdan dedim. çocuklugumu onun kız arkadaşını kurtarmakla geçirmiş biri olarak o an onu çok özledim. bi kanepe lan! insana neler düşündürtüyor. çocuklugunun tek oyunu marıoyu bile düşündüyor. ben zamanına seni çok kurtardım marıo şimdi sıra sende.....hadi canım.
sevgiliden istemeden ayrılındıgı zamanlar buna örnek verile bilir.

(bkz: bir şans daha ver)
mantar iyidir. bir anda herşeyden uzaklaşırsınız. beyninizi, aslınızı yaşarsınız. bu yüzden sıkışınca mantar yenir!
güncel Önemli Başlıklar