bugün

efendim bir mağazaya girersiniz amaç şöle bir bakınmak yada bi şeyler almaktır her neyse. tam böle bakarken karşıdan bi bayanın sizi gözüne kestirip geldiğini görürsünüz. bünye bi anda heyecanlanır şanslı günümdeyim diye düşünürsünüz. bayan size yaklaşır ve " pardon şu çantanın kırmızısı varmı " hönk diye kalırsınız tabiri caizse. 1 2 saniyelik sessizlikten sonra bayanda anlamıştır ki sizin mağazayla alakanız yoktur. pişmanlık, utanma yüz ifadesiyle yavaşça uzaklaşır yanınızdan ve siz arkasından öylece bakarsınız. "ya ben bulurum kırmızısını nolucak" demek ister bünye ama o uzaklaşmıştır.
bir çok mağazada üniforma sistemi olmasına rağmen kendini alışveriş heyecanına kaptıran bünyelerin yaptığı şaşkınlıktır. gıcık bir durumdur, çok pis bozmak farz olur.

- pardon bunun yeşili var mı?
+ bok rengi var olur mu?
komik anların yaşanmasına malzeme oluşturan durumdur.
fıstık gibi f1 tshirtü almışsınızdır, pazar günü gezmesinde bu güzel turkuaz tshirtü giyersiniz, ailece gezdikten sonra tekzen yapı market e uğramak gerekir dönüşte...

o da ne, bütün görevliler aynı tshirtün kopyasını giymişlerdir. ilk başlarda sizden yardım isteyen bir iki kişiye kibarca eleman olmadığınızı anlatırsınız ve fakat bundan da yorulursunuz. sonrasında eğlenmeye karar verip yardım isteyen herkes için o reton senin bu reyon benim koşturursunuz. bazı gıcık insanları çok alakasız yerlere gönderdiğiniz gibi, bazılarına da sorduğu ürün için, o bizim mağazamızda yok diyerek dolaşmaktan kurtarırsınız. eğlence işte !
Özellikle sevgili ile gezmekte olduğum mağazalarda başıma sıkça gelen durumdur. Sevgili hunharca eteklere, body'lere bakarken; kenarda onu takip eden ve pek bir sıkıldığı ortada olan Jacksparrow karşı taraftan gelmekte olan 40 yaş üstü teyze tarafından dürtüklenir:
- Pardon bu eteğin bir büyük bedeni var mı?

Jacksparrow son derece sakin bir şekilde "Senin o koca kalıba uygun beden mi var?" demez, tam tersine nazikçe "ben çalışan değilim. Kih Kih." söylemleriyle teyzeyi savar.