bugün

lut adlı kavmin bir felaket sonucu yok olması üzerine çevre bölgelerde çıkan rivayetlerin

1000 sene sonra tevrat'a girmesi olayı.
biz felaketin olduğundan başka bir şey bilmiyoruz.

lut ve kavim hakkında yazılan başka bir belge yok.
uzağa gitmeyin çernobil 20 bin yl sonra nasıl anılacak ?
şu anda bile üzerinden daha 40 yıl geçmemiş ne söylentiler var net'te vardır. yok allah- god komünistleri cezalandırdı, yok çernobil'de kötü ahlak vardı, komünistler şeydi...

gidin anadolu'ya bir oğuz köyüne çernobil'de ibneler varmış ondan yok oldu deyin, bir sene sonra çıkan dedikoduyu görün.
teolojinin dayandığı anlatım bugün için bilim sayesinde bulunan sodom kalıntıları ,tabi afet yada radyasyon etkisi ,başka bir şey yok. meğer burası varmış tevratçılar niye bulamamış 3000 yıl.
teolojik anlatım masaldan öte gitmiyor. zaten masalda maşal yada mesel'den geliyor.

şunu ekleyeyim inanç özel bir şey ,inanan inanır inanmayan inanmaz.
***
bugüne kadar kutsal kitapların bilimsel hiç bir dayanağı olmadığını biliyoruz.
zaten ibadet ve doğru yolu göstermek için inmiş bir kutsal kitap iyi ahlaklı olmayı öğretse yeter gerisi laf-ı güzaftır...
adam okuduğu yazıyı inkar edip masal demiş ya la.
7 karı 40 cariyen oldu mu sorun olmuyor da Lut kavmi çok ayıp etmiş.
- hazret-i lut, hazret-i ibrahim'in öz yeğenidir. aynı dönemde yaşamışlardır ve kavmi yok etmek için gelen melekler, cezadan önce hazre-i ibrahim'i bilgilendirmiştir. hazret-i ibrahim, "aralarında sahih insanlar da vardır" diye şerh düştüğünde melekler, onların kurtarılacağına dair peygamberin gönlünü almışlardır. bu rıza sonrasında cezalandırma gerçekleşmiştir.
- islam inancında büyük günahlar, buhari'den naklonularak şöyledir: 1- Allah'a şirk koşmak. 2- Büyücülük, 3- Katillik, 4- Harpten kaçmak, 5- Yetim malı yemek, 6- Faizcilik, 7- Namuslu kadına iftira etmek. hristiyan inancında ise 7 büyük günah: kibir, şehvet, haset, oburluk, açgözlülük, tembellik ve öfkedir. dikkat edilirse; bu iki listenin hiç birinde eşcinsellik zikredilmemektedir; kaldı ki, peygamberimizin de travesti (fransızca'da tebdil/farklı kıyafet gezen anlamında, yaygın kullanımda ise kadın kıyafetleri ile gezen erkek manasında) bir sahabesi olduğu, meclislerine katılarak kendisine sorular sorduğu, peygamberimizin kendisine merhametle yaklaştığı ve zarar verilmesine izin vermediği bilinen bir gerçektir. dolayısıyla, bence anlatılan hikayede kaçırdığımız başka noktalar var.
- peygamberlerin eşleri günahkar olabilir, tek örnek bu da değildir; ne var ki, hiç bir peygamber eşi iffetsiz bir hayat sürmemiştir (burada, hazreti isa'nın eşi magdelena'nın hikayesine de şüphe ile yaklaştığımı, kendi kilisesi olan ve kendisi de incil nakleden - buyursunlar - https://maryourhelp.org/e...ks/The-Gospel-of-Mary.pdf magdelena'nın da farklı bir hikayesi olabileceğini düşünüyorum). ne var ki, lut peygamberin eşinde başka bir sıkıntı vardır. evlerinde iki adet ocak vardır ve eve, kavmin gözüne hoş gelebilecek (türkçe'si erkeklerin ilgisini çekecek bir erkek ) misafir geldiğinde, adeti olduğundan farklı, diğer ocakta yemek yapar. kavim, görülen dumandan bu işareti alır ve tabiri caizse evden çıkan misafiri kötü yola düşürür.
- benim görüşüm, kavmin malum adetleri yüzünden değil, başkalarını bir şeylere zorlamaları, kandırmaları yüzünden sevilmediklerini düşünüyorum. bunu örnek olarak alacak olursak; bilinçsiz bir genci "bir şey olmaz" diye uyuşturucuya alıştırmak, birinin ırzına geçmek vb. de benzer bir kişisel lanete uğramaya neden olur, diye düşünüyorum. yani burada esas hedef "eşcinselleri öldürelim" değil, birinin hayatına kasıtlı müdahale, allah'ın günah saydığı bir eylemi düzeltmeye çalışmak yerine topluma yaymaktı..

şahsi fikrim, tabii ki..
kur'an'dan anlaşıldığı kadarıyla azgınlıkları sadece yaygın ve aleni eşcinsel seks olayından ibaret olmayan lanetlenmiş kavim.
Azgınlıkta dünya rekortmeni olan Aztekler, mayalar ve inkalar dururken, bunların tepesine taş yağmış.

ilginç...
azgınlıkları sebebiyle uzaydan taş yağmıştı üzerlerine galiba.

sodom'un üzerine de volkan patlamıştı galiba.
https://youtu.be/nwm3Xg3pnak
Ben de eşcinsel kategorisine giren bir vatandaş olarak 2023 yılında kararım değişmezse herhangi bir partiye oy vermeyi düşünmüyorum.
2023 seçimlerinde cehapeye oy verirlerdi. Aynı cinsel tercihten değiliz.
Ensest/eşcinsel ilişkiden dolayı helak olmuş kavimdir.
Zeka turnusolü olarak kullanıldığında çok etkili bir kavramdır. Asla şaşmıyor.
ilerde helak olacaklarına rağmen hz. lut'un hizmet ettiği kavimdir.
LUT KAVMi NEDEN HELAK OLDU?

Lut Aleyhisselam hangi kavme gönderildi? Lut Kavmi’nin özellikleri nelerdir? Lut Kavmi neden helak oldu? Lut Kavmi ile ilgili ayetler nelerdir? Hz. Lut’un (a.s.) duası. Lut Kavmi’nin helak olma sebepleri ve ibretlik sonu.

Lût -aleyhisselâm-, peygamberlik vazîfesini îfâya Sodom’da başladı. Onları Cenâb-ı Hakk’a kulluğa çağırdı.

Lût -aleyhisselâm-, peygamberlik vazîfesini îfâya Sodom’da başladı. Onları Cenâb-ı Hakk’a kulluğa çağırdı.

LUT KAVMi’NiN ÖZELLiKLERi

Sodomlular, azgın ve ahlâksız bir kavimdi. Bu kavim, geçmiş milletlerde görülmeyen her türlü ahlâksızlığı işleyen bir topluluktu. iğrenç ve çirkin ahlâksızlıkları pervâsızca işlemeyi ve hattâ daha öteye gitmeyi âdeta meslek hâline getirmişlerdi. Kendilerine mânî olmak isteyenleri ise susturuyorlar ve:

“Temizler aramızdan çıksın!” diyorlardı.

Bu kavimde iffet, hayâ ve nâmus unutulmuş, hayvan topluluklarında bile rast­lanmayan bir denâet (alçaklık, âdîlik) baş göstermiş ve Kur’ân-ı Kerîm’de buyrulan “bel-hüm edall: hayvandan daha aşağı” bir seviyeye düşülmüştü.

işte Lût -aleyhisselâm- böylesine bedbaht bir kavmi hidâyete dâvetle vazîfe­liydi. Gece gündüz onların intibâhı için çırpınıyordu. Âyet-i kerîmelerde O’nun bu gayretleri şöyle beyân edilmektedir:

“Kardeşleri Lût onlara şöyle demişti: «(Allâh’a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız? Bilin ki, ben size gönderilmiş emin bir peygamberim. Artık Allâh’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin! Buna karşı ben sizden hiçbir ücret de talep etmiyorum. Benim ecrimi verecek olan, ancak âlemlerin Rabbidir. Rabbinizin sizler için yarattığı eşlerinizi bırakıp da, insanlar içinde erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz, sınırı aşmış (sapık) bir kavimsiniz!»” (eş-Şuarâ, 161-166)

Sodom halkı Lût -aleyhisselâm-’ı hemen yalanladı. Dâvetine uymadı. Bunun üzerine Lût -aleyhisselâm-, onlara yaptıkları ahlâksızlığın vehâmetini duyurdu:

“(Onlara:) «Dünyâda sizden önce hiç kimsenin yapmadığı bir hayâsızlığı mı yapıyorsunuz?» dedi.” (el-A’râf, 80)

Yaptıkları kötü fiillerin kendilerini felâkete götüreceğini bildirdi. Onlar da Lût -aleyhisselâm-’ı ülkesinden kovmaya kalkıştılar:

“Kavminin cevâbı: «Onları (Lût’u ve taraftarlarını) memleketinizden çıkarın! Çünkü onlar, fazla temizlenen insanlarmış!» demelerinden başka bir şey ol­madı.” (el-A’râf, 82)

Temiz kalmak, nâmuslu ve iffetli yaşamak, böyle azgın ve ahlâksız bir kavme göre suçtu. Kendilerinin mânevî gıdâları teressübât (pislik) olduğu için temiz insan­lardan rahatsızlık duyuyorlar ve:

“–Ey Lût! (Bu dâvâdan) vazgeçmezsen, iyi bil ki, sürgün edilmişlerden ola­caksın!” (eş-Şuarâ, 167) diyerek tehdîd ediyorlardı.

Hazret-i Lût, onlara Allâh’ın azâbını hatırlattı:

“And olsun ki Lût, onları bizim şiddetli azâbımızla uyardı. Fakat onlar bu tehd­îdleri şüpheyle karşıladılar.” (el-Kamer, 36)

Başlarına gelecek felâketin dehşetini kavrayamadıkları için ilâhî tehdîdi mühimsemediler. Sefîl bir şekilde ve büyük bir cür’etle Lût -aleyhisselâm-’a:

“…Şâyet doğru söyleyenlerden isen bize Allâh’ın azâbını getir!” (el-Ankebût, 29) diye cevap verdiler. Sapıklıklarından vazgeçmeye yanaşmadılar.

LUT KAVMi’NiN HELAK OLMA SEBEPLERi

1. Putlara tapmak.

2. Livâta yapmak (erkeğin erkeğe yaklaşması).

ibn-i Abbâs’tan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte şöyle buyrulur:

“Lût kavminin çirkin işini yapanı görürseniz, fâili de (yapanı da) mef’ûlü de (yapılanı da) öldürünüz!” (Tirmizî, Hudûd, 24/1456; Ebû Dâvûd, Hudûd, 28/4462)

ibn-i Abbâs’tan diğer bir rivâyete göre Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sel­lem- üç kere:

“Lût kavminin işini (livâta) yapan mel’ûndur (lânetlenmiştir).” (Tirmizî, Hudûd, 24/1456) buyurdular.

Mâlik bin Dînâr buyurdular:

“Geçmiş ümmetlerin hiçbirinde livâta işitilmedi. Ancak bu çirkin fiil Lût kavmi arasında görüldü. Onlara da bu fiili şeytan öğretmişti. Ve insanlar, yaratılış­larına zıd olan bu fiili işleyince, ilâhî gazab ve azâba sürüklendiler.

Allâh Teâlâ, insana şehveti neslin çoğalması için vermiştir. Onu, veriliş gâye ve hikmetinin dışında kullanarak gâfilâne hareket etmek, insanın cehâlet ve azgınlı­ğındandır. Bu da, insanlık şeref ve haysiyetini ayaklar altına alarak hayvanlardan da aşağı bir seviyeye düşmektir.”

3. Livâta ile öldürmek.

Lût kavminin azgınları, bir kimseyi öldürmek istedikleri zaman, ona livâta yapılmasını emreder, bu şekilde eziyet ettikten sonra öldürürlerdi.

4. Sodomlular, iffetsizliklerini alenî işlerlerdi. iffetli kimseleri de ayıplarlardı. O kadar alçalmışlardı ki, yellenmelerini bile alenî bir eğlence vâsıtası yapar­lardı.

Lût kavmi de, kötü işlerinde o kadar aşırı gitmişlerdi ki, iffetli yaşa­yıp kendilerine nasîhatte bulunanları istemezlerdi. Lût -aleyhisselâm-’a:

“–Ey Lût! Bu sözlerden (bu nasîhatlerden) vazgeçmezsen, mutlaka (memleketimizden) kovulacaksın!” derlerdi.

5. Yol kesmek; çakıl taşlarını yoldan geçenlerin üzerine atmak.

Onlar, yol üzerine oturur, yanlarına çakıl taşları alırlardı. Yabancı birisi geçer­ken de onun üzerine taş atarlar ve onunla alay ederlerdi.

6. Koğuculuk (söz taşımak).

7. Cimrilik.

Hasan-ı Basrî’den gelen bir rivâyete göre Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, Lût kavminin helâk sebeplerini saydıktan sonra hadîsin devamında şöyle buyurmuşlardır:

“Bir de ümmetim bu ahlâksızlıklara şunu da ilâve eder ki, o da, kadın kadına münâsebette bulunulmasıdır (yâni eşcinsellik)…” (Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, II, 51)

LUT KAVMi’NiN HELAKI

Lût -aleyhisselâm- çok ağır şartlar altında, bir nakle göre 40 sene mücâdele verdi. Fakat kavminin yaptığı zulüm ve ahlâksızlıklar artık dayanılmaz bir noktaya ulaşmıştı. Sodom halkı azâb-ı ilâhîye dahî bîgâne kalıp, üstelik bir de onu istemekle şiddetli bir azâba müstehak olmuşlardı. Lût -aleyhisselâm- bu perişan vaziyet karşısında Rabbine sığındı ve O’ndan yardım istedi. Allâh Teâlâ’ya yalvararak:

“Rabbim! Beni ve âilemi, onların yapageldiklerinden kurtar!” (eş-Şuarâ, 169)

“«Şu fesatçılar gürûhuna karşı bana yardım eyle Rabbim!» dedi.” (el-Ankebût, 30)

Yıllarca kavminin saâdet ve hidâyeti için çalışmış fakat kendisine iki kızıyla birlikte çok az kimse îmân etmişti. Hanımı dahî, azgın kavmin tarafını tutmuştu. Dolayısıyla bu duâ, Lût -aleyhisselâm- için son çâre idi. Allâh -celle celâlühû- Lût kavmini helâk etmek için melekleri gönderdi. Genç erkekler sûretinde gelen bu melekler bile azgın kavmin eşcinsellikten doğan kötü arzularını uyandırmıştı. Nitekim onlara sarkıntılığa yeltendiler. Bu hâdise Kur’ân-ı Kerîm’de şu şekilde anlatılır:

“Elçilerimiz Lût’a gelince, (Lût), onlar(a sapık kavminin musallat olmasın)dan endişeye düştü, onlar adına içi daraldı ve: «Bu, çetin bir gündür.» dedi.” (Hûd, 77)

Meleklerin genç delikanlılar şeklinde geldiğini gören Lût -aleyhisselâm- onları insan sanmış ve kavminin onlara tecâvüz etmesinden korkmuştu. Çünkü A’râf Sûresi’nin 80 ve 81. âyetlerinde bildirildiğine göre Lût’un inkârcı kavminde cinsî sapıklık çok yaygın idi.

“Lût’un kavmi, koşarak onun yanına geldiler. Daha önce de o kötü işleri yapmaktaydılar. (Lût:) «Ey kavmim! işte şunlar kızlarımdır (onlarla evlenin); sizin için onlar daha temizdir. Allâh’tan korkun ve misâfirlerimin önünde beni rezil et­meyin! içinizde aklı başında bir adam yok mu?!» dedi.” (Hûd, 78)

Bâzı tefsircilere göre Hazret-i Lût’un halkına evlenmelerini tavsiye ettiği kız­larından maksat, kendi öz kızları değil, kavminin kızlarıdır. Çünkü O’nun sadece iki kızı vardı. Her peygamber kendi kavminin büyüğü ve mânevî babası sayıldığın­dan Hazret-i Lût: «işte bunlar kızlarımdır.» demiştir. Fakat gözü dönmüş olan Sodomlular:

“Dediler ki: «Senin kızlarında bizim bir hakkımız olmadığını biliyorsun. Ve sen bizim ne istediğimizi de elbette bilirsin.» (Lût:) «Keşke benim size karşı (koyacak) bir gücüm olsaydı veya güçlü bir kaleye sığınabilseydim!» dedi.” (Hûd, 79-80)

Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Hazret-i Lût’un kavmine karşı söylediği bu sözünden bahsettikten sonra şöyle bir îzahta bulunmuştur:

“Allâh Lût’a rahmet etsin. O çok sağlam bir yere (Rabbine) sığınıyordu… Allâh Lût’un bu duâsı bereketiyle O’ndan sonra gelen bütün peygamberlere, kendisine destek verecek hısım ve akrabâlar ihsân etmiştir.” (ibn-i Hibbân, XIV, 86)

“(Melekler) dediler ki: «Ey Lût! Biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana aslâ do­kunamazlar. Sen gecenin bir kısmında âilenle (yola çıkıp) yürü! Hanımından başka, sizden hiçbiri geride kalmasın! Çünkü onlara gelecek olan (azâb) şüphesiz ona da isâbet edecektir. Onlara va’dolunan (helâk) zamanı, sabah vaktidir. Sabah vakti de yakın değil mi?” (Hûd, 81)

Sapık güruh son bir kez Lût -aleyhisselâm-’ın kapısına yüklendilerse de bir anda hepsinin gözleri kör ediliverdi. Âyet-i kerîmede bu hakîkat şöyle haber verilmektedir:

“Celâlime yemin olsun ki (kavmi) Lût’tan, misâfirlerinden (murâd almak üzere) talepte bulundular; bunun üzerine Biz de onların gözlerini silme kör ettik. «Haydi azâbımı ve îkazlarımı (mühimsememenin cezâsını) tadın!» dedik.” (el-Kamer, 37)

Kadı Beydavî ve Fahreddîn-i Râzî’nin beyânlarına göre meleklerden birisi Cebrâîl -aleyhisselâm- idi. Topluluk kapıyı kırıp içeri girdiklerinde, bir hareketle hepsinin gözünü kör etti. Panik içerisinde kapıyı dahî bulup kaçamadılar. Hattâ, Lût -aleyhisselâm- onları kollarından tutarak dışarı çıkarmıştı.

“Emrimiz gelince, oranın altını üstüne getirdik ve üzerlerine (balçıktan) pişiri­lip istif edilmiş taşlar yağdırdık. (O taşlar) Rabbin katında işâretlenerek (yağdırılmıştır). Onlar zâlimlerden uzak değildir.” (Hûd, 82-83)

Lût kavmine azâb-ı ilâhînin gelişi ve helâk oluşları Hicr Sûresi’nin 58-77. âyet-i kerîmelerinde de farklı bir üslupla anlatılmaktadır.

Kur’ân-ı Kerîm’de, bu topluluğun yaşadığı beldeden; altüst olan anlamında “el-mü’tefike” diye bahsedilmektedir.

Lût kavmi, homoseksüellik gibi iğrenç bir günâhı işledikleri için Allâh Teâlâ, onlara önce korkunç bir ses duyurmuş, sonra memleketlerinin altını üstüne getir­miş, daha sonra da üzerlerine taş yağdırmıştır ki, bir milletin yok olup târih sahne­sinden silinmesi için bundan daha şiddetli felâket olamaz!

Cenâb-ı Hak onları daha sonra gelecek insanlar için bir ibret kıldığını şöyle haber verir:

“işte bunda ibret alanlar için işâretler vardır. Onlar hâlâ gözler önünde duran bir yol üzerindedirler. Hakîkaten bunda îmân edenler için bir ibret vardır.” (el-Hicr, 75-77)

Ankebût Sûresi’nin 35. âyet-i kerîmesinde de bu ahlâksız kavmin helâkiyle ilgili olarak, arkadan gelen ümmetlere ibret olması için birtakım alâmetler bırakıldığı bildirilir:

“And olsun ki Biz, aklını kullanacak bir kavim için orada apaçık bir ibret ni­şânesi bırakmışızdır.”

Bu nişâne, helâk edilen kavmin başına gelenlerle ilgili hikâyeler, harâb olan yurtlarının kalıntıları, gökten yağdırılan taşlar ve kapkara akan nehirler şeklinde tefsîr edilmiştir.

Fahreddîn-i Râzî, Lût kavmini anlatan ayet-i kerîmelerin Mekke müşriklerine hitâben indirildiğini hatırlatarak ve “Onlar hâlâ gözler önünde duran bir yol üzerindedirler.” ayet-i kerîmesinden yola çıkarak; “Mekkeliler ticâret için ekseriyetle Şam şehrine giderlerdi. Şam yolu, Lût Gölü’nün tam güneyinden geçerdi. Bu sebeple Lût kavminin kalıntılarını burada aramak gerekir.” diye bir îzahta bulunmuştur.

HZ. LUT’UN (A.S.) EŞi NEDEN HELAK OLDU?

Lût -aleyhisselâm-, peygamber olarak vazîfelendirildiği zaman, kendisine îmân eden Fevât isminde bir hanımı vardı. Bu hanım yirmi sene sonra vefât etti. Onun vefâtından sonra Lût -aleyhisselâm-, Vâhile isminde Sodomlu bir kadın ile evlendi. Fakat Vâhile münâfık bir kadındı. Kavmin îmânsızlık ve ahlâksızlıklarına karşı sessiz kalıyordu. Hattâ kavmini, Lût -aleyhisselâm-’a karşı gizliden gizliye destekliyordu.

Bir akşam vakti, kavmini helâk etmekle vazîfeli melekler, güzel yüzlü insanlar sûretinde evlerine gelince Vâhile, bunu hemen gidip kavmine haber verdi; Lût -aleyhisselâm-’a ihânet etti. Böylece o da kavmi ile beraber helâk oldu.

Lût -aleyhisselâm-’ın iki mü’mine kızı vardı. Lût kavminin helâk edilmesi es­nâsında babaları ve îmân edenler ile birlikte Sodom’dan çıkıp azâb-ı ilâhîden kurtul­muşlardı.

Daha sonra bunlar, babaları ile birlikte ibrâhîm -aleyhisselâm-’ın yanına gitti­ler. ibrâhîm -aleyhisselâm- da, bu iki kızı kendi kavminden iki mü’minle evlendirdi. Yüce Allâh, Lût’un neslini bereketlendirdi. Medyen halkı onlardan hâsıl oldu.

Allâh Teâlâ Lût kavminin helâkinden ibret alınmasını emretmekte ve helâk olan kavimlerin kalıntılarının insanlık târihine bir ibret olarak bırakıldığını bildirmektedir.

LÛT GÖLÜNÜN iBRETLiK ÖZELLiĞi

Lût Gölü’nün taşıdığı “apaçık âyetler” gerçekten son derece ilginçtir. Lût Gölü etrafında yaşanan hâdiseler kadar, arâzinin jeolojik durumu da dikkat çekicidir. Göl, Akdeniz’in yüzeyinden dörtyüz metre alçaktadır. Gölün en derin yeri de dörtyüz metredir. Yâni Akdeniz’in yüzeyinden sekizyüz metre alçaktadır. Lût Gölü civârı hâricinde dünyânın deniz seviyesinden en alçak yeri ise, ancak yüz metredir. Sanki arâzinin yapısı dahî, Lût kavminin denâetini (alçaklığını) göstermektedir.

Ayrıca Rûm Sûresi’nin 3. âyet-i kerîmesinde bu bölgeye işâret edilerek “edne’l-ard: yeryüzünün en alçak yeri” ifâdesi kullanılmıştır. Bu ifâdeye Arapların yaşadığı bölgeye yakınlığından hareketle “en yakın yer” olarak mânâ verilmişse de, kelimelerin asıl mânâsı “yeryüzünün en alçak yeri” şeklindedir. Nitekim modern çağın gelişmiş teknik imkânlarıyla Dünyâ’nın en alçak yeri araştırıldığında, onun, âyet-i kerîmede işâret edilen Lût Gölü havzası olduğu ortaya çıkmıştır. Böyle bir jeolojik gerçeğin, Kur’ân’ın nâzil olduğu dönemin insanları tarafından bilinmesi mümkün olmadığı için, bu hakîkat, Kur’ân-ı Kerîm’in Allâh kelâmı olduğunun yakın zamanda ortaya çıkmış ilmî delillerinden biridir.

HAYVANLARIN YAŞAMADIĞI YER

Lût Gölü’nün diğer bir özelliği de, tuz oranının yüzde otuz olmasıdır. Bu sebeple gölde balık ve bitki yaşamaz. Bu yüzden göle “bahru’l-meyyit” (ölü deniz) de denir. Bu lânetli mekânda hayvanların bile yaşamaması ayrı bir ibrettir. Zift renginde olan göl, iğrenç kokular neşreder. Sanki bu göl, civârında işlenen günahları, bu manzaraları ile insanlığa arz etmektedir.

Kur’ân-ı Kerîm’de anlatılan bu mel’ûn kavimle ilgili hâdiseler, tahminen M.Ö. 1800 yıllarında vukû bulmuştur. Helâkin meydana geldiği Sodom ve Gomore bölgesinde o zamandan kalma tuz yoğunluğu sebebiyle konserve hâlinde kalmış ağaçlara rastlanmıştır. Şehir kalıntıları ise ilâhî azâbın tesiri ile yerin dibine batmıştır.

Sodom-Gomore kentlerinin başına gelen ilâhî intikam ile “Pompei fâciâsı” birbirine çok benzer.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Nebiler Silsilesi 1, Erkam Yayınları

https://www.islamveihsan....vmi-neden-helak-oldu.html
Eşcinsellikle ilgili her konuda adı geçen kavim. Helak olmuşlar Eşcinsel oldukları için.

Ya arkadaş, anlamadığım şu:
3 aydır heteroseksüel halinle evden dışarı çıkamıyorsun, çıksan iş yok güç yok, Yiyecek ekmek için para bulamıyorsun, devlet yardımı ile geçiniyorsun...
Bu da bir nevi helak olmak değil mi?
Hani homoseksüeller helak oluyordu?

Hala neyin derdindesiniz, nerelerde takılı kalmışsınız?
Gerçekten kitlelerin afyonu dedikleri bizim kitleleri de uyuşturmuş. Toplumsal bir uykudayız.
Güzel bir kavimdir.
Sapkın kavim olduğu söyleniyor. Eşcinselliği eleştirenlerin en bir bayıldığı kavimdir.
cinsel tercihleri de beyinleri de korkutan kavimdir.
cinsel değil tercihleri değil, beyinleri ibne olanlardan korkun.
kuul sıtori bıro!
insana verdiği canı bir kelamıyla alabilecek tanrının ne hikmetse seçtiği fantastik yol..
Pişirilmiş taşlar gökyüzünden Tepelerine falan atılıyor... Filmin sonunda Lut kavmi "I'll be back! " dediyse tam süper olmuştur.
abi bunlar her şeyi lootladıklari için allah baba bunlari helak etmiş. çünkü diğer insanlara, onların kavminden olmayanlara hiçbir şey bırakmıyollarmış. isimleri oradan geliyormuş dedem anlatmıştı.
tevrat'a göre lezbiyenlik, zoofili (erkekler kısrak, kadınlar boğalarla; hatta bir boğaya aşık olan Fenike prensesinden de bahsedilir) ve tecavüzle de suçlanan kavim. benim merak ettiğim, allah bilmem kaç yıldır taliban ve afganistan'a nasıl tahammül ediyor? https://www.youtube.com/watch?v=tA1UFvm5Q4k
Bir de bu efsaneler Sümerlerde yahudilerde hristiyanlarda da vardır diyen dallamalar,

Tufan hadisesi de tüm dinlerde vardır diyenler vardır.

Sevgili dallamalar zaten Allah eskiden beri insanlığı uyardığını ve hepsinin aynı din-Allahın dini-olduğunu söylemiyor mu.

Peki şaşkın arkadaşım acaba tüm dinlerde yer alması yaşananlar gerçek olduğu için olabilir mi?
Sex yapma arzuları yüksek olan, özellikle gay ve ensest düşkünlüğü olan kavimdir.
güncel Önemli Başlıklar