bugün

tarihimizi baştan yorumlamaya kalkan badem bıyıklı trendin son söylemi.

aynı adamlar daha evvel de çanakkale savaşı zafer değildi, ingiltere işgali o kadar da kötü bir şey değildi filan dediler, hepsi sözlükte mevcut.

inşallah hepsini ipte sallanırlarken görmek nasip olur bizlere.
gaflet ve dalalet içindeki birinin sıçtığı yanlış tespittir. doğrusu şu şekildedir.

Lozan Barış Antlaşması, Türk Kurtuluş Savaşı'nın sağladığı, Türk milletinin hayati haklarını ve emellerini gerçekleştirdiği bir eserdir. Lozan aynı zamanda, Orta Doğunun en önemli bölgesinde, barış ve güvenliği kurmak ve devam ettirmekle dünya barışına da hizmet etmiştir. Türkiye Lozan'da Misak-ı Milli'yi gerçekleştirmiştir.

Türklerin varlığını ve yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni tartışmasız kabul eden uluslararası bir belgedir.

Lozan, Birinci Dünya Savaşı galiplerinin temel amacı olan Anadolu'nun parçalanmasını ve Türklüğün ortadan kaldırılmasını öngören Sevr Antlaşması'nın hükümlerini geçersiz hale getiren bir antlaşmadır.

Lozan'la birlikte her türlü kapitülasyon, imtiyaz ve özerklikten arınmış siyasal ve ekonomik bağımsızlığa kavuşmuş tam bağımsız Türk devletinin kuruluşu sağlanmıştır.

Anadolu'yu sömürgeci devletlerin sömürgesi haline getirme planının en önemli parçası, Sevr, aynı zamanda Anadolu'da dinsel ve etnik ayrıma olanak tanıyan çok hukuklu bir sistem yaratıyordu. Lozan'la birlikte sömürgeci devletlerin bu düşünceleri de hayal olmuştur.

Türkiye ile I. Dünya Savaşı'nın galipleri arasında Lozan'da eşit koşullar altında imzalanan bu antlaşma, Türkiye'nin siyasal, ekonomik, malî, askerî ve kültürel bağımsızlığını, ulusal sınırlar içinde yeni bir Türk Devleti'nin varlığını dünyaya kabul ettirdiği için Türk tarihi açısından önemlidir.

Mondros ve Sevr Antlaşmaları ile Türkiye'nin toprakları ve bağımsızlığı elinden alınıp sömürge haline getirilmek, Anadolu'da dinsel ve etnik ayrıma olanak tanıyan çok hukuklu bir sistem yaratılmak istenmiştir. Bu şekilde yok edilmesi planlanan Türk varlığı, Lozan Antlaşması'yla her türlü kapitülasyon, imtiyaz ve özerklikten arınmış, siyasal ve ekonomik bağımsızlığa kavuşmuş tam bağımsız bir devlet olarak tüm dünyaya onaylattırılmıştır.

Lozan Antlaşması'yla emperyalizme karşı kazanılan askeri zafer diplomatik ve siyasal zafere dönüştürülmüş, tüm sömürge halklarına örnek olan bu başarı Hindistan, Arabistan ve Kuzey Afrika'da bağımsızlık inançlarını kamçılamış, sömürgeciliğin sonunu getirmiştir.

Lozan Barış Antlaşması, XX. Yüzyılda emperyalizme karşı ulusal kurtuluş savaşını başlatıp başarıyla sonuçlandıran Türk Ulusunun, kendisine bağımsız yaşama hakkı tanımak istemeyen düşmanlarına savaştan sonra barış masasında da bu hakkını kabul ettirmesinin belgesidir.

Mustafa Kemal Atatürk'ün de ifade ettiği gibi 'Lozan Barış Antlaşması, Türk Ulusu aleyhine yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Barış Antlaşması'yla tamamlandığı zannedilmiş, büyük bir suikastın ortadan kaldırıldığını gösteren bir belgedir.'
yalcin kucuk'un de vaktinde bu ve benzeri demecleri vermesi bir yana, bu dogrultuda cilt cilt kitaplar yazmis olmasina ragmen bugun en hizli kemalist olarak piyasada dolasiyor olmasina bakinca, ancak dunyayi anlamak icin "olaylara degisik boyuttan bakma" stratejisi kullanan akillarin yarattigi "madalyonun bir de burasindan bakalim" cabasinin bir eseri gibi koku veren yaklasim. tabi o da eger samimi ise, yani sirf karalamak amaci gutmuyor, samimi olarak degisik bakma durtusu ile hareket ediyorsa...

ve en onemlisi kistastir, olcu birimidir: eger lozan'i panturkist hayallerle osmanli'yi once birinci dunya savasina sokup daha da dibe vurduran, ondan sonra ise orta asyalarda buyuk imparatorluk hayallerine dalan enver pasa'nin cercevesinden degerlendirirsek, onumuzde adeta bir hezimetmis gibi durur.

lozan'i son yirmi yili boyunca her seyini bir bir kaybetmis osmanli'nin elinde kalan son durum olarak degerlendirirsek, en azindan "zararin bu kadarindan donulen kar" diye okuruz.

lozan'i mustafa kemal onderliginde bir grup inatci ve idealist insanin direnisinin eseri olarak gorursek ve avrupa'nin bir parcasi oldugunu iddia eden bir ulkenin avrupa'da en fazla yuz olcumune sahip olmasina bakarak gayet iyi bir zafer oldugunu goz ardi edemeyiz.

sadece lozan'i degil, herhangi bir seyi degerlendirirken hic bir kriter veya olcu birimi kullanmadan, sartlari ve aktorleri, donemi ve amaci masaya yatirmadan, sadece iskembe denen organ ile tahlil edersek o vakit ahmak oluruz.
(bkz: lozan antlaşması nın gizli maddeleri)
insafsız bir tespittir. evet, lozan'da her şey lehimize olmamıştır. artılarının eksilerinin bilimsel metotla irdelenmesi kesinlikle gereklidir ki üzerine acaip şehir efsaneleri ve demagojiler üretilmesin. ama hezimet diye nitelemek de abartılıdır. sonuçta düşmanların askeri çıkarıp işgal ettiği ve o anda işgal altında tuttuğu, kimisi anadolu'dan binlerce km. uzakta ve askerimizin artık ulaşamayacağı noktada kalmış yerlerden bahsediyoruz bir yandan da.
kesin (bkz: rıza nur)un torunudur
eğer bu sözlükte lozan'ı okumuş 10 kişi varsa ben de ne olayım. Okumadan hezimetti, değildi. Birinci dünya savaşını kaybetmişsin, kurtuluş savaşını kazanmışsın. senden adaları, arabistan'ı, batum'u, musul'u kerkük'ü almışlar, sen de kapitülasyonları kaldırtmışsın, bir de rum-türk (daha doğrusu ortodoks-müslüman) mübadelesi, olay bu. Skor 1-1.

En önemli kazanım da hala "batılı devlet" sayılman ve içeride çevirdiğin dolaplara konjonktür gereği göz yumulması. yoksa lozan'ı işletsen ne kürtçeyi yasaklayabilirsin ne endoktrinasyon yapabilirsin.

Bak sinirlendim şimdi, söyleyin lan civcivler, kaçınız lozan'daki "dil serbestliğinin" azınlıklarla sınırlı olduğunu sanıyor, kaçınız "her türk tebasının istediği ortamda dini, siyasi, adli her toplantıda istediği dili kullanabileceğini" biliyor? Kaçınız "rum, ermeni kullanıbilir dilini de kürt kullanamaz çünkü lozan'da yazıyooo" şeklinde yanlış bir bilgiye sahip?
Lozan müzakereleri hakkında bir gıdım bilgisi olmayanların kıçından çıkarttığı söylem; ne de olsa kernel...
iyi yedirmediler mi şimdi bize allasen !?
Lozan ne büyük zaferdi oysa, kazandığımız maçta nasıl yaparızda malup sayılırız diye kendimizi parcaladığımız Lozan.
Lozan koca bir hezimettir, belgeleride Kadir mısıroğlunda mevcuttur. Mutlaka tavsiye ederim.
(bkz: ismet sen daha ölmedin mi)
(bkz: mutat meczup hezeyanı)
ancak türkiye topraklarına yeni iniş yapmış bir uzay mekiği personelinin kabul edebileceği iddia.
uzayı bıraktık, türkiye' de doğmamış, büyümemiş birinin ancak düşebileceği yanılgıdır. sen koskoca ingiltere' nin boynunu bükmüşsün, yunanistan' ı topraklarından atmışsın. bu sorgulanır mı hiç ? cıks. inandırıcı değil... yapmayın. tarihimizin bu parlak sayfasını gölgelemeyin. saçmalamayın. hayır.
çok dümenler dönmüş antlaşmadır.

1:neden koskoca ülkenin kaderi bir adamın üzerine yüklenmiştir. ismet inönü son aşamada tam yetki ile donatılmıştır.
2:ingilterenin artık savaşacak destekcisi kalmadığı halkınında savaş istemediği belli iken neden musul ve kerkük bırakılmıştır.
3:kırkağaç karşılığı çok çok yüklü tazminat heba edilmiştir. o tazminatın karşılığı kırkağaç değil ırakı verseler ancak ödenebilirdi. (bkz: yalan söyleyen tarih utansın)
4:neden misak-ı milli sınırlarında ege adaları yoktur?
nereden bakıldığı önemli olan durumdur.

padişah ve ingilizler tarafından bakılıyorsa (ki oradan bakıyor) gerçekten de tam bir hezimettir.
ingiliz sevicilerinin sevinçle karşıladığı önerme. Eninde sonunda yaşayacak bir vatanın olmuş, daha ne istiyorsun diye sorarlar adama. Vatanı parayla değişmeye razı olanları da göstermektedir.
akil olma derdindeki çocuğun uydurmasıdır.

daha çok erken çocuk dilinin nasır tutması lazım.

hayatındaki tek başarısı balkon konuşması yaptırmak olanlardan beklenecek sözdür.

daha ne deyim. hadi ordan akil
kadir mısıroğlu gibi son derece vasat ve son derece subjektif "tarih" yazarlarını kaynak gösterenleri görmemizi sağlayan durum. Ulan görende herkes hezimet diyenler, anlaşmanın orijinal metinlerini okudular ettiler, bik bik konuşuyor. Erişilmesi çok kolay halbuki, arşivimde var kısa bir araştırmayla dış işleri bakanlığından temin edebilirsiniz. Gidin, okuyun sonra konuşun, sonra çakma tarihçi bozmalarıyla konuşuyorsunuz. Serv, mondros ateşkes antlaşmasını hezimet olarak görmeyenler, lozan'dan hiç bahsetmesin bile.
zabıtlar aradaki konuşmalar ve bilhassa hatıratlar okunursa hezimet kelimesi az kalır insan delirir.