bugün

dünya filminin dosyası.
kainattaki eylemlerin yazılı olduğu kitap.
kainatın kaderinin bilgilerinin yazılı olduğu kitap.
kainat olaylarının yazılı olduğu kitap.
insanoğlu sadece iyiyi ve kötüyü seçme noktasında iradesini kullanırken Allahın "seç" emri doğrultusunda özgürdür.

Başka her konu mikrodan makroya bizzat Allah'tandır.

Bunun yanında kötüyü seçmek sonucunda Allah bize genel olarak sıkıntılar tayin etmişken, iyiyi seçmemiz durumunda dünyada genel olarak güzellikler karşımıza çıkarır. Bunun böyle olduğunu kuranda bildirir.
Herşeyin yazılı olduğu bir kitap.
Buna inanmıyorum. Çünkü hayatımı yönlendirmediğimi düşünmeyi sevmiyorum.
Çoğu insan göle kenarından bakar ve yalnızca rüzgârla dalgalanan bir su yüzeyi görür. O yüzeyde çevredeki ağaçların ve dağların yansıması vardır, bir de bazen su yüzüne çıkıp atlayan balıkların akrobasisi… Bütün bunlar gölün altında neler olduğunu anlatmaya yetmez. Çoğunlukla gölün altını bir başkasından dinlemek en kolay yoldur. Oysa gerçekler izafidir ve her gözlemci gördüğünden farklı sonuçlar çıkarmaya meyillidir. Bu nedenle her anlatıcı aynı şeyi görse de gördüklerini kendi öz algılarıyla birleştirir ve başka başka ifadelerle aktarma yolunu seçer. Bazı şaklabanlar ise gölün altında ne olduğunu dahi bilmeden kendi masalını bina ederek gerçekmiş gibi anlatır. Bütün bu yanılsamalardan kurtulmak ve hakikate ulaşmak için kişi, gölün altını kendi gözleriyle görmeli, kendi kulaklarıyla duymalı ve kendi aklıyla değerlendirmeli.
görsel
Kıyamete kadar olacak olan herşeyin yazdığı kitap. Evet.
tek kutsal metin olan ümmül kitap'la karıştırılan bir çeşit hatıra defteri.
bir kitaptır. saçmadır. yok allah ile chatleşiyormuş falan. beyninizi bulandırmayın derim.
kendisinin iddiasına göre said-i kürdi'ye "yazdırılanların" (yine kendi ifadesi) kaynağıdır. yani said-i kürdi kozmik odaların en kozmiğine ulaşması için ardılı "evliyalar" gibi ergenekon, balyoz oyunlarına ihtiyaç duymuyormuş. doğrudan dalıyormuş allah'ın izniyle!...
allah'ın bilgisinin bir kısmıdır.

(bkz: allah a tanrı demek)

bütün bilgileri değildir çünkü allah'In bilgisi sonsuzdur. levhi mahvuz, kuran-ı kerimi de kapsar. bir rivayete göre cebrail anlamadığı ayetleri ya da bazen direk emirle gidip levhi mahvuzdan okuyup peygambere öyle taşır. levhi mahfuz allah'In bütün bilgisidir demek insanı kafir eder. çünkü bu halde allah'a sonluluk atfedilmiş olur.

(bkz: ehli sünnet kaynakları)
ervah ı ezelden:

http://www.youtube.com/watch?v=lLM_4CLxCeo
--spoiler--
ayrıca, falcıların bilgisi; cinlerin levh-i mahfuz'dan haber çalmasından kaynaklanır.
--spoiler--

sûr melegi (israfil) tarafından korunmakta olan şeyden cinler bilgi mi çalıyormuş ?

(bkz: sesli güldüm)
bir burak özdemir kitabı.
ayrıca, falcıların bilgisi; cinlerin levh-i mahfuz'dan haber çalmasından kaynaklanır.
tanrı nın yarattığı ilk bilgidir. öyle ki evrende bulunan her bilgi burada kayıtlıdır. mevlana nın anlatımına göre bu bilginin tamamına ulaşabilen tek varlık cebrail dir, yaratılışta geçen adem in yasak meyveyi yemesi sufiler tarafından ademin levhi mahfuzda ki yasak bilgiye izinsiz ulaşması anlamına gelir ve insanoğlunun cennetten kovulmasına sebep gösterilir.
dünyada olacak herşeyin yazılı olduğu makam. ademoğlu'nun ahitleri yazılıdır. elest günü'nde allah'a verdiğimiz sözlerin kaydolduğu makamdır.
Levh-i mahfuz,olmuşların ve olacakların, zamandaki bütün anların ve mekandaki bütün varlıkların, kısacası, her şeyin yazılı bulunduğu bir ilâhî muhafaza levhası; ilahi ilmin aynası, kaderin defteri, kâinatın programıdır.

Levh-i mahfuzun insandaki küçük örneği, hafızadır. Hafıza, başımızdan geçen olayları, gördüğümüz yerleri, tanıdığımız insanları, duyduğumuz sesleri, tattığımız tatları, hayatımız boyunca edindiğimiz bütün intibaları, öğrendiğimiz bütün bilgileri içine alır, ama yine de dolmaz.

Hafıza, zekanın hazinesi, tefekkürün sermayesi, benliğimizin tarihidir. Ruhumuza takılan en değerli cihazlardan biridir. Hafızasız bir zeka işimize yaramaz. Çünkü biz, eskiden öğrendiklerimize dayanarak düşünürüz.

Hafızanın bir de ebedi hayatımıza bakan yönü vardır. Hafıza, bir senet, bir vesika, bir belgedir. Ahiretteki muhasebe vaktinde, dünyada işlediğimiz sevapları ve günahları göstererek bize şahitlik eder.

Nasıl insanın başından geçen bütün olaylar hafızasında yazılıyorsa, kâinattaki bütün olmuş, olan ve olacak olaylar da o büyük hafızada yazılıdır. Her iki levhada da Rabbimizin Hafîz (koruyan, muhafaza eden) ismi tecelli eder.

Her şeyin levh-i mahfuzda yazılmış olduğu gerçeğini bazı kimseler akıllarına sığıştıramazlar.Yazılma denilince harf harf kaleme alınmayı anlamak eksik olur. Genlerin dizilişi yazı yazmadan çok farklı. Hafızanın bir şeyi kaydetmesi de daktiloyla yazmaya benzemiyor. Bir teyp bandında yahut video kasetinde de sözler ve olaylar kalemle kaydedilmiyorlar.

işte her şeyin ve her hadisenin, levh-i mahfuzun defterleri olan imam-ı mübîn ve kitab-ı mübînde yazılması bunların çok ötesinde bir keyfiyetledir. Bu kaydın da harflerle, kelimelerle alakası yoktur