bugün

jim carreynin kötü adamı canlandırdığı çok eğlenceli film. violet aklına gelen fikirleri uygulamadan önce saçını toplarken heycanlandık ailecek şimdi napıcak acaba diye.
(bkz: talihsiz serüvenler dizisi)
tam adıyla "lemony snitcket's a series of unfortunate events" olan film. dehşet - ül muazzam bir holivuud prodakşını.

baş komedyeni ise (bkz: jim carrey)olan bu film aynı ismin altında ezilip gitmekte; zira aktörün maske gibi bir yapımla patlayarak kendini tekrar eden komedi karakterleriyle devam etmiş olması, arasına eternal sunshine of the spotless mind ve 23 gibi yapımlar ile bünyelerde 3 ila 667 skovillik etkiler bırakan sosları da serpiştirerek enteresan bir kariyer takip etmiş olması filme gerçekten "derin anlamlar" yüklemekte. özellikle lemoy snicket mahlasını herhangi bir, hayatında harry potter okumamış ve dahi bilmeye çekinmiş bir kimse kadar yakından duyan izleyici kitlesi için...

--spoiler kaçağı olabilir--
jim carrey'in kendisini aştığı bu filmi de doğal iki alternatiften birisiyle izledik. yalnız başımıza değildik doğal seleksiyondan dolayı şirinler edasıyla diskimize yerleştirdiğimiz dvd'mizi bir de kedi bularak oturduk merak içinde izlemeye.. ne yalan diyeyim, 15. dk'ya kadar hamletvari bir order of the phoenix tekrarı izliyorduk ve maalesef jim carrey'den kesin bir şey patlayacak inancımız yüzünden filmin iç boğucu atmosferine girememiştik. ta ki kendisine kont olaf diyen bu karakter midir isim anagramı mıdır belirsiz, çakma kont dracula'nın hermione granger'dan üstün bir zeka sergileyerek tüm testere serisi filmlere taş çıkartacak bir performansla "ölmek üzereyim öyleyse hayatta kalmak için insanlığım ne gerektiriyorsa yapmalıyım" tarzı bir evrim geçiren üç kardeşi cidden öldürmek istediğini anladığımız ana gelene değin. vayanasss..bi dk ya diye iyice dikkat kesiliyor insan.

filmin bir diğer hadisesi de, arnold civardagezer'li ilk conan filminden bu yana yılan sembolünün böylesine etkili bir senaryo dahilinde kullanılmış olması. insanın aklı gidiyor sebepsiz; kitaplarını da dürtmek istiyor; özellikle harry potter'a ilk quidditch izleyerek saygı duymuşsanız kendi nefsinizde.
neyse conan bu tabi boru değil, beni öldürmeyen şey güçlü kılar felsefesi; böyle lemony snicket'in ki gibi son derece bu gerçekliğe sıkışmış üç kardeşseniz eğer bir yılanın yanında sakin kalabilmeyi öğrenmelisiniz. çocuklara anlatılan da yaklaşık olarak böyle birşey olmalı. sürüngen bilinç bile kendi huzurunda sakindir (sürüngen bilinç ile ilgili daha geniş kurgusal bilgi için naçizane kanımca lütfen (bkz: parfümün dansı)*).

gelgelelim; kont olaf psikopatlığından taviz vermez biçimde takip ediyor üç kardeşimizi ve yaradanın işine gel ki olaylar hakikaten talihsiz gelişiyor. ancak bu sefer jim carrey diyoruz; sen ne yaptın??? kalıyoruz.

filmin başından beri sus pus oturan kedi o anda dile geliyor; keşke gary oldman oynasaymış diyor mutsuzluğunu dile getiriyor. sirius'un aslında dracula'yı canlandırdığını buraya jim carrey'in film resmen para yapsın diye seçilmiş olduğunu anlatmaya çalışıyoruz kendisine lakin "miyaw" diyor geçiyor..
--spoiler biter--

kötü adamın hakkının verilerek oynandığı bu film tek başına koskoca bir hp serisine resmen taş çıkartıyor. hem de bir dvd süresinde. jim carrey'in ismindendir o efendim; kim olduğunu biliyodur o diye de düşünmeden edemiyor bünyecan. en başarılı kitap uyarlamaları klasmanında "bram stoker's dracula'nın" yanına koyulup tozu silinesi bu gerilim harikası ilginç de bir tespit sunuyor: "tanrı daima çocukların yanındadır".*

(bkz: scoville)
Jim Carrey yine rolünün hakkını vermiştir.
lemony snicket a jude law sesini vermektedir. ayrıca sırf sunny nin şirinliği için bile izlenebilir bu film. temasını "ne ekersen onu biçersin" olarak düşünebiliriz de. çünkü kont olaf kardeşlere yaptıklarının karşılığını fazlasıyla görmüştür. bu çocuk filmi ben izlemem diyenler bir daha düşünsün derim.
lemony snicket karakterini jude law un seslendirdiği, jim carrey nin muazzam bir iş çıkardığı eğlenceli film.

görsel
güncel Önemli Başlıklar