bugün

kesinlikle doğru önermedir. ama mevzu uzun. öyle "devlet işleriyle din işlerinin ayrılmasıdır hocam" gibi basit değil. laik sistem kafir sistem değildir, ama şeriatı reddederek günaha girmektedir.

önce laikliği tanımlayalım. dedik ya din ve devlet işlerinin ayrışması kadar basit değildir, din ve vicdan hürriyetinin sigortasıdır laiklik. fakat yine de şeriatı reddedecek kadar da önemli değildir. aynı zamanda ülke idaresinde grupların söz hakkı elde edebildiği bir sistemdir. özgürdür. dini şarlatanlardan korur falan filan(din kendini koruyamıyor ya bu zevata göre).

şimdi türkiye laikliğini kelime oyunu yapmadan, şark kurnazlığı etmeden etraflıca bir görelim.
türkiye'de laiklik din ve devlet işlerinin ayrılması olarak ilkokuldan beri empoze edildi.
ama devlet işleri neydi? oğlunun yemin törenine gitmek devlet işi miydi mesela? veya üniversitede okumak devlet işi miydi?
efendim buralara kamusal alan denildi. daha sonra başörtülüler alınmadı. aynı şekilde askeri alanlara sakallılar giremiyordu ki o bekaret de yeni bozuldu.
laiklik başka neydi? misal; kamusal alanlarda müslüman bunca ayrımcılığa maruz kalırken fener rum patriğinin dini kıyafetiyle gökçeada(yamulmuyorsam) da valilik ziyaretinde bulunmasıydı.
başka? "sıra üzerinde namaz kılmasınlar, bale yapsınlar" dı.
başka? namaz kılan, eşinin başı kapalı olan subayları "gerici" tehtid olarak görüp topunu ordudan atmaktı.
herhangi bir saldırıyı(misalen uğur mumcu) kim yaparsa yapsın, meydanlardaki sloganın "kahrolsun irtica(şeriat demek istiyorlar da o kudretli günlerinde dahi götleri yemiyor)" olmasıdır türkiye laikliği.

eee, laiklik nerede türkiye laikliği nerede? din ve vicdan hürriyeti sadece islam'ın aleyhinde mi işliyor? yani ülkenin müslümanına bunca yıldırma politikası izlendikten sonra, ikna odaları gibi rezaletlere dahi imza atıldıktan sonra "hayır efendim laiklik olmasa götümüzü keserler din de şarlatanların elinde oyuncak olur" derseniz ananıza bir güzel küfrü hakedersiniz. çünkü din zaten laikliği savunan bireylerin elinde oyuncak haline gelmiş durumda. laiklik elbette dinsizlik değildir. ama türkiye'de dinsizlik laikliktir.

şeriatı alenen reddedip, namaz kılmayıp büyük alim denilen adamları başımıza saranlar utansın.
halifeyi gömüp müslümanları başsız bırakanlar utansın.
gayrimüslim cemaatlere ses etmeyip(hatta götünü yalayıp) de bir müride, bir mürşide "irticai tehtid" diyen kancık zihniyet utansın. yoksa fena tokat yiyecek.

bu coğrafyanın insanı, bireysel islam denilen oyuna düşmeyecek. islam sosyal bir dindir. islam şahsi olarak yaşanamaz, ibadethaneler ve yatak odalarındaki seccade ile sınırlandırılamaz.
Laiklik dinsizlik olmadığı gibi din işleri ile devlet işlerinin de birbirinden ayrılması gibi basite indirgenecek bir prensip değildir. Bakmayın siz ülkemizde laiklik tartışmaları yapılırken mikrofon uzatılan aydınların soylediklerine.Sözde laiklik ilkesini savunmak için ordadır ancak daha bu ilke nedir diye bakmadan okumadan gelmiştir. Nedir efendim diye sorarla adam koca profesordür din işleri ile devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır der geçer. Bu kadar basit değildir.
Laiklik nedir sorusuna tanım vermek zor olmakla birlikte tüm dinlere eşit mesafede olmak demek bile din işleri ile devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır tanımından daha iyidir. Asıl üzerinde durulması gereken ne olduğundan ziyade nasıl yaşama geçtiğidir. Bu boyutta bakıldığında ise 4 temel unsurunun olduğu görülür.
1- Devletin resmi bir dininin olmaması
2- Devleti yöneten kurallar oluşturulurken belirli bir dine ait kuralların referans alınmaması
3- Tüm dinlere eşit mesafede olunması
4- Devlet yönetiminde bazı din mensuplarına ayrıcalık yapılmaması.
Dünya geneli için de bu kriterler dikkate alınarak bir devletin ne kadar laik olduğu hakkında yorum yapılabilir.(her kriteri %25kabul edelim mesela) Kendi ülkemiz açısından baktığımızda
1-anayasamızda devletin dini islamdır ibaresi artık yer almamaktadır. O sebeple laiklik ilkesinin bu ayağı açısından temizdir.
2- Devleti yöneten anayasadır, ceza kanunudur, borçlar kanunudur vs oluşturulurken birebir din kurallarına göre düzenleme yapılmamakla birlikte Türkiyenin genelinin dini olan islam dininin kitabından kopuk yasalar yapılmamaktadır. Hatta uygulamada yasa ne kadar laikleştirilmişse de(medeni kanun) din kurallarına göre yaşam devam etmektedir.(çok eşle evlilik)Y,ne toplumun büyük çoğunluğunun inandığı dinin kitabı(kuranı kerim) kendi içerisinde laik değildir, toplum hayatını düzenleyen birçok kural içerir.O yüzden sen uğraşsan da bundan kopuk yasa yapamayacağından laiklik senin ülken açısından bir yere kadardır.
3- Tüm dinlere eşit mesafede olmak kriterinde ise Türkiyenin sınıfta kaldığı bilinen bir gerçektir.Zira bakarsınız ilkokulda zorunlu din dersi eğitimi vardır ,ismine bakınca herhangi bir din dersi denmiyor denebilirse de içerikte islam dini verilmekte iken diğer dinlere mensup insanların kendi dinlerini seçme hakları yoktur.Bu ve benzer örnekler sayfalarca yazılabilir.
4- Devlet yönetiminde tüm dinlere eşit olunması ya da ayrılcalık yapılmaması ise şuan kanayan yaradır. Geçtim diğer dinleri aynı dinin farklı meshebine mensup kişiler dahi devlet yönetimine alınmamaktadır.(alevi-sunni) Yine islam dininden farklı dine mensup birinin türkiyede devlet yönetiminde yer alması imkansızdır.
Tüm bu kriter ve değerlendirmeler ışığında(değerlendirmeler basite indirgenmişse de) ortaya çıkan sonuç şudur.insanların daha insaca yaşamasını sağlayan araçlardan biri olan laiklik ilkesi anayasamıza 1937 yılında girmişse de 2012 yılında hala tartışılmakta, kaldırılması gündeme gelmektedir. Burdan da çıkan sonuç şudur biz hala bu ülkede yaşayan insanlara laiklik nedir bunla yaşamanın güzelliği nedir anlatamamışız.Üzücü olan da budur işte.
laiklik "dini kullanmadan da insanlar üzerinde etkili olunabileceğine inanmaktır" dinsizlikle hiç alakası yoktur.
evet evet direk kahpeliğin ta kendisidir!
aksine dinsiz olan soysuzları ayırt etmemize yarayan bir sistemdir.
geçen bir yerde okumuştum.
belkide sözlükte okumuşumdur.
"elin gavuru fezada füze denemesi yapıyor biz neleri tartışıyoruz"
ne acı değilmi?
elin herifi orta çağ gibi iğrenç ötesi zamanları aşmış şimdi neler ile uğraşıyorlar.
biz ise hala milletin inancının derdindeyiz.
batının nasılda işine geliyor bu halimiz.
koca islam coğrafyasında kaç ülke var tek başına herşeyine yeten.
Evet degildir. Imansizliktir, zindikliktir...
bunu ışide sorsana delikanlı dedirtendir.
Şeriat ı inkar eden Ben Allah ın kanunları nı reddediyorum demektir fakat şeriatın icine kwndi kanunlarini katanlar var diyorsaniz onlar ayiklanir kolay. Laiklik ne demek ne anlama gelir ona gore degerlendirin.
eğer laiklik dinsizlik olsaydı laikliği bu ülkede ki yahudi ve hristiyanlar desteklemezdi. eğer rast gelirseniz bu tür kişilere laiklik hakkında ki düşüncelerini sorun. yahudilere ateist diyecek kadar mal değilseniz veya hristiyanlara belki anlarsınız.
Böyle bir hashtag var twitterda. ilginç. Sanki dinsizlik korkunç bir kötülükmüş gibi. Laiklik dinsizlik olsa ne olacak??
Öyle bir dönem düşünün ki milattan önce beş bin on bin belki yüz bin yıl boyunca her konuyu ele alırken en büyük referans tanrılar olmuş. Savaşa ve barışa karar vermiş insanlar gökyüzüne veya doğaya bakarak.

sonra da biri çıkmış demiş ki hacı sen tamam istediğine inanmaya devam et ama git azıcık ileride devam et biz burada devlet yönetiyoruz ve devlet yönetirken de savaş yapıyorsak kimin kazanacağına ya da kaybedecek olmasına tanrılar değil biz insanlar karar veriyoruz demiş.

Din vardır ama bireysel vicdan içindir kamusal kararlar inançla değil akıl ve tecrübe ışığında alınmalıdır demektedir.
(bkz: sen hayırdır kanka niye alındın)
laiklik dinsizlik olmasa bile dinlerle çatışır.

temel ayrım şurası: dinler kendilerini hak görür dolayısıyla hakla batıl aynı olamaz der ve hakkı kendi üzerinden verir. ( burada bir sürü eşitsizlikten dolayı hak eşit dağıtılmaz, hak din kendi düşüncesinin üste tutar ve doğal olarak eşitliği değil kendi üzerinden adaleti sağlama yoluna gider)

diğer düşünce ise şudur: kişileri eşit alalım, bunların inançlarına, dinlerine veya inançsızlıklarına eşit haklar verelim ve böylece eşitlik üzerinden hak mağduriyeti yaşatmadan hakkı sağlayalım.

ikinci düşünce aslında çok iyi bir düşünce olsa da dindar guruplar bu yönde bir tavır kendi dinlerinin saldırgan olduğu gerekçesiyle almıyorlar.

adamlar kendi inançlarını en doğru görerek, bunu tanrının onlara şart koştuğu durum olarak kendilerinden bağımsız sunuyorlar.

ama şunu kimse anlamıyor: yarın bir gün başka bir din de seni batıl ilan edip haksız olduğunu söyler ve kendi üzerinden sana hak biçebilir ve böylece sen mağdur edilmiş olursun ama o kişiler adaleti sağladığını düşünür.

o yüzden bu yönden de bakmak lazım.

ancak dinlerin saldırgan yanını görmeyen her sistem ne kadar iyi niyetli ve eşitlikçi olursa olsun çökmeye mahkumdur.