bugün

laikliğin anlamını ilk okulda basit bir cümleyle açıklarlar:
"laiklik;din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır"

muhtemelen 5.sınıfta hayat bilgisi sınavında kesin sorulucak soru gözüyle bakılır ezberlenir.

şimdi magazin programlarında kimin kimi düdüklediğini, kimin kimden ayrılıp geçen hafta ne renk ayakkabı giydiğini hatırlayan ezberde tutan gerizekalı mekanizmalar. tek bir cümleyi 7 kelimelik bir cümleyi akıllarında tutup somut olarak anlayamıyorsa; bu düpedüz bilinçli olarak yapılmış bir tepkidir. kabuletmemedir yanlış anşama değildir tamamen şeçerek laiklik karşıtı olmaktır.bu insan gerizekalı mıdır evet fazlasıyladır. bilmem anlatabildim mi.
kavram olarak: "laiklik; din ve devlet işlerinin bir birinden ayrılmasıdır."

memleketimizdeki fiiliyatı: "laiklik; islam düşmanlığıdır. diğer dinlere ise saygıdır."
sallamanın en güzel örneklerindendir.

kavram olarak laiklik, dinsizliktir. buradaki anlam da, kesinlikle bireyin değil, devletin dinsizliğidir. yani, devletin dini yoktur, ancak bütün din ve mezheplere eşit mesafededir/mesafede olmalıdır. bu da "din ve devler işlerinin birbirinden ayrılması" olarak basitleştirilen bir cümleyle tanımlanmıştır. bir kişi laiklik kavramını savunurken asla bireysel durumunu anlatmaz, devletin yönetimiyle alakalı konuşmaktadır. laikliğin savunucusudur. burada önemli olan devlet-birey kavramları arasındaki farklılıktır. laiklik kavramı asla bireye indirgenemez. bir birey "ben laikim" derken, devlet yönetiminin laik olması gerektiğini anlatmaktadır.

memleketimizdeki fiiliyatı ise asla islam düşmanlığı olmayan, islami kuralların yanında, diğer din ve mezhep kurallarının, devletin yönetiminde yer almamasıdır.
Laiklik fransızların ürettiği(latince kökenli) fransızcadan dilimize geçen bir kavramdır.Türkiye ve fransa dışında hiçbir ülkede laiklik diye bir kavram yoktur.Laiklik dine ait olan herşeyi toplumsal yaşamdan çıkarmayı amaçlar. fransa da ki uygulamasında kiliseler kapatılmış, din adamları öldürülmüş, tüm dinsel simgeler ve din eğitimi yasaklanmıştır.1900 lü yıllardan sonra uygulama yumuşamış kileselerin açılmasına izin verilmiş olmasına rağmen bugunde fransa dine karşı diğer batılı demokrasilerden çok daha katıdır.Türkiye Cumhuriyeti de 1930 yıllarda fransa dan aynen kopyaladığı yasalarla beraber bu kavramıda devşirmiş ve benzer bir uygulama yapmıştır.Din eğitimi yasaklanmış, camiler kapatılmış, kuran-ı kerimler toplatılmış, evinde kuran bulunduranlar tutuklanmış, sarık takanlar asılmıştır.Fransa ile aynı şekilde 1950 den itibaren demokrasiye geçişle(askeri vesayet altında olsa dahi) dine karşı tutum yumuşamakla beraber devlet yine dini kontrol altında tutmaya devam etmiştir ve Bir demokraside kabul edilemeyecek din ve vicdan hürriyetine aykırı yasaklar ve cezalandırmalara devam etmektedir.

Batılı demokrasilerde devletle dinin durumlarını düzenleyen kavram sekülerizmdir.Sekülerizm devletin herhangi bir dinden yana taraf olmaması buna karşın tüm dinlere özgürlük sağlamasıdır.Bunun uygulaması insanların herhangi bir konuda kendi kutsalları üzerine(örneğin şahit olacaksa kurana yada incile el basarak) yemin etmesi, dini inancından dolayı sarık takan bir sihin sarığıyla polislik yada hakimlik yapabilmesi, insanların dini inancından dolayı kamu görevlerinden muaf(örnegin askerlik yapmamak yada cuma namazı saatinde izinli sayılmak) olabilmesi gibi haklardir.

Türkiye'de ki durumda Devlet bir dini bünyesine alarak en baştan seküler(yada laik) olmadığını ortaya koyar.Bunu yapmaktaki asıl amacı bu dini kontrol altında tutabilmektir.DEvlet açıkça inancından dolayı vatandaşlarına ayrım uygulamakta başını örten, sakal bırakan yada sarık takan bir bireye kamusal haklardan mahrum bırakmak bir yana şiddet uygulamakta.Bir yahudi ve hrıstiyan iseniz sizi eşit olmayan vatandaş(azınlık) saymakta size hain muamelesi yapmaktadır.
içinde bulunulacak en aptal yanılgılardan biri.
laiklik sadece din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır, din düşmanlığı olsa tanımında söylenmezdi.
Laiklik, resmi bir dini olmayan devlette din ve vicdan hurriyetine sahip olması,ırk ve mezhep fark etmeden halka esit davranılması, egitimin dini degil milli olması,devlet yonetiminin dini degil toplum ihtiyaclarına gore olmasıdır.Bunların hepsi laikligi tanımlar.Resmi bir dini olmayan devlet dinsiz demek degildir tam tersi tum dinlere hosgoruyle yaklasır.Bundan sonrakı yorumları size bırakıyorum..

(bkz: laiklik)
laikliğin türkiye'deki karşılığı tam olarak bu cümleye denk gelmektedir.
(bkz: ateistlerin laikligi anti islam olarak algılaması).
türkiye'de çok da hatalı olmayan bir değerlendirmedir.

mevzunun kilit noktası "türk tipi laiklik" anlayışıdır. bu tabir hem akademik olarak, hem de popüler kültür anlamında dünyaca kabul görmüş bir terimdir. ifade ettiği anlam da baskı, ötekileştirme ve dini değerlere düşmanlık ile yakın alakalıdır.
değerlendirenler suçlu da değerlendirtenlerin hiç mi suçu yok diye sorulmasını gerektiren eylemdir.
katı yakıtla çalışan bir rokete koyup iran'a yollanası insanlardır bu değerlendirmenin sahipleri.
teyyip cumhuriyeti mensuplarına ait düşünce yapısıdır.
Laiklik kesinlikle din düşmanlığı değildir ama günümüz Türkiye'sinde din düşmanlığı laiklik üzerinden yapılır. Laiklik denilen olgu da avrupa katolik papa gücünü yok etmek için doğmuştur yani haliyle vay anamm laikliğe laf atıyor falan diye görmemek lazm. Ki yine günümüz Türkiye'sinde laikliğin hiç tartışmasız bir baskı aracı olarak kullanılmasından mütevelli insanların laikliğe olan sempatileri de hızla yok olmaktadır, nitekim bu da şaşıralacak bir durum değildir. Dinin baskı aracı olarak kullanıldığı günlerde de insanlar dinden soğumuşlardır. Döngüsel bir durum sonuç olarak.
güncel Önemli Başlıklar