bugün
- demet akalın'ın zeka seviyesi9
- ali erbaş14
- icardi190517
- türkiye işçi partisi11
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu35
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- arda güler13
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır10
- karınıza range rover alır mısınız21
- anın görüntüsü15
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı18
- ruh okuzu9
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- icardi1905 silik olsun kampanyası16
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği14
- xdearm9
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı8
- boşuna yaşıyorum hissi16
- patiswiss23
- evlilik9
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi28
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- akrep burcu8
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi20
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- futbolcu ismiyle nick almak11
- escort fiyatlarının güncellenmesi8
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı11
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- akp seçmeni16
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması23
- susmayan durmayan israile gemi ticareti10
- bülent uygun15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
nazan bekiroğlu'nun timaş yayınlarından çıkmış romanıdır.
Bir gün Sabâ Melikesi Belkıstan, Âdemle Havvanın hikâyesini anlamanın bütün bir insanlığın da hikâyesini anlamak manasına geldiğini öğrendim. insanın bütün halleri Âdemde gizliydi ve bütün macera onun hikâyesinde özetlenmişti. Bu cümleyi yıllarca içimde gezdirdim de bir türlü kalemi elime alamadım, anlatmaya kalkışamadım Ne zaman ki, kalmaiçin değil uğrayıp geçmek için kadem bastığımız, kök attığımız değil kısa bir gölge saldığımız şu dünyada bir cennet sürgünüyle yazgılandığımı anladım ve Kelimeler Kitabı-çift isimler sahifesinde, Âdemle Havvanın yanına bir de Habille Kabili ekledim. O zaman anladım anlatma zamanının geldiğini. Hikâyenin ismi düştü dilime bir gece: LÂ. iLLÂ, dedim. Bir ömür boyu aradığım hece harfinin LÂ olduğunu bildim.
kaynak:http://www.ilknokta.com/u.../La--Nazan-Bekiroglu.html
sanatı nazan bekiroğlunda bulup bu muhteşem kitapta daha da iyi anladım.
Bir gün Sabâ Melikesi Belkıstan, Âdemle Havvanın hikâyesini anlamanın bütün bir insanlığın da hikâyesini anlamak manasına geldiğini öğrendim. insanın bütün halleri Âdemde gizliydi ve bütün macera onun hikâyesinde özetlenmişti. Bu cümleyi yıllarca içimde gezdirdim de bir türlü kalemi elime alamadım, anlatmaya kalkışamadım Ne zaman ki, kalmaiçin değil uğrayıp geçmek için kadem bastığımız, kök attığımız değil kısa bir gölge saldığımız şu dünyada bir cennet sürgünüyle yazgılandığımı anladım ve Kelimeler Kitabı-çift isimler sahifesinde, Âdemle Havvanın yanına bir de Habille Kabili ekledim. O zaman anladım anlatma zamanının geldiğini. Hikâyenin ismi düştü dilime bir gece: LÂ. iLLÂ, dedim. Bir ömür boyu aradığım hece harfinin LÂ olduğunu bildim.
kaynak:http://www.ilknokta.com/u.../La--Nazan-Bekiroglu.html
sanatı nazan bekiroğlunda bulup bu muhteşem kitapta daha da iyi anladım.
--spoiler--
Adem bu kez Havva'ya seslendi.
Dedi: Ey ismimin bütün harfleri, ey benim benliğim, benliğimin sen'i.
içimde tecelli bulan latif esmasınca, her anımın şimdisi. Her gecikmişliğimin telafisi.
Artır kelimelerimi. Göster yüzünü, cennetlik et beni.
Dünyanın son gününe kadar yaşasam, bambaşka bir gözle görmüşlüğüm, görülmüşlüğüm.
Çünkü cennette gördüğüm, görüldüğüm.
Gençliğini gördüğüm, gençliğine görüldüğüm.
Bir esenlik bahçesinde zorlamışlığım, zorlanmışlığım. Sınadığım, sınandığım.
Sınavım. Kaybım. Kaybımda kazancım.
Yani kârım, kârgâhım. Nihayetinde kararım, karargâhım.
Bu nedenle yeri hiç kimseyle dolmayacak olan ve yerimi doldurmayacak olanım.
Etin etimden, kemiğin kemiğimden. Ay ışığında oku harflerimi, ay ışığında yaz nameni. Senden önce öleyim ki ölümden korkma. Benden evvel öl ki ölümden korkmayayım.
Öyleyse dirimim gibi ölümümde de arkadaşım.
Ey benim yaradılışım, yolunu kaybetmiş yol arkadaşım.
Kimin bağrındaki kemikten yaratılmışsan ona gel. Eksik parçamı arar gibi seni arıyorum ben. Sen de beni ara. Boşluğunu doldur, eksiğini tamamla.
Dünya dediğin bir kaza ertesi.
Aç kapılarını.
Elinle koymuş gibi bıraktığın yerde bul beni.
Gel neredeysen.
Cennet olsun yeniden...
--spoiler--
Adem bu kez Havva'ya seslendi.
Dedi: Ey ismimin bütün harfleri, ey benim benliğim, benliğimin sen'i.
içimde tecelli bulan latif esmasınca, her anımın şimdisi. Her gecikmişliğimin telafisi.
Artır kelimelerimi. Göster yüzünü, cennetlik et beni.
Dünyanın son gününe kadar yaşasam, bambaşka bir gözle görmüşlüğüm, görülmüşlüğüm.
Çünkü cennette gördüğüm, görüldüğüm.
Gençliğini gördüğüm, gençliğine görüldüğüm.
Bir esenlik bahçesinde zorlamışlığım, zorlanmışlığım. Sınadığım, sınandığım.
Sınavım. Kaybım. Kaybımda kazancım.
Yani kârım, kârgâhım. Nihayetinde kararım, karargâhım.
Bu nedenle yeri hiç kimseyle dolmayacak olan ve yerimi doldurmayacak olanım.
Etin etimden, kemiğin kemiğimden. Ay ışığında oku harflerimi, ay ışığında yaz nameni. Senden önce öleyim ki ölümden korkma. Benden evvel öl ki ölümden korkmayayım.
Öyleyse dirimim gibi ölümümde de arkadaşım.
Ey benim yaradılışım, yolunu kaybetmiş yol arkadaşım.
Kimin bağrındaki kemikten yaratılmışsan ona gel. Eksik parçamı arar gibi seni arıyorum ben. Sen de beni ara. Boşluğunu doldur, eksiğini tamamla.
Dünya dediğin bir kaza ertesi.
Aç kapılarını.
Elinle koymuş gibi bıraktığın yerde bul beni.
Gel neredeysen.
Cennet olsun yeniden...
--spoiler--
Adem ve Havvanın yaratılışını, cennetten kovulmalarını, dünyada buluşmalarını, habil ve kabil'i anlatan kitap. Nazan Bekiroğlu kitabında Adem ile Havva dünyaya kovulurken, Allah'ın 'birbirinize düşman olarak yeryüzüne inin ' dediğini anlatıyor. Bu anlatım ne kadar doğru bilmiyorum ama ,hala süregelen kadın- erkek çekişmesini göz önüne aldığımızda çarpıcı bir etki yaratıyor.
herşeyden öte kapağı bile rafta ona doğru yönelmenize bi sebeptir. alın, okuyun, mümkünse birilerine hediye edin o da okusun.
dünya üzerindeki ilk aşkın kitabı,tabi ilk kardeş habil ile kabil'de var.son sayfalarda ki şiir derinden etkileyebilir.
Adem bu kez Havva'ya seslendi.
Dedi: Ey ismimin bütün harfleri, ey benim benliğim, benliğimin sen'i.
içimde tecelli bulan latif esmasınca, her anımın şimdisi. Her gecikmişliğimin telafisi.
Artır kelimelerimi. Göster yüzünü, cennetlik et beni.
Dünyanın son gününe kadar yaşasam, bambaşka bir gözle görmüşlüğüm, görülmüşlüğüm.
Çünkü cennette gördüğüm, görüldüğüm.
Gençliğini gördüğüm, gençliğine görüldüğüm.
Bir esenlik bahçesinde zorlamışlığım, zorlanmışlığım. Sınadığım, sınandığım.
Sınavım. Kaybım. Kaybımda kazancım.
Yani kârım, kârgâhım. Nihayetinde kararım, karargâhım.
Bu nedenle yeri hiç kimseyle dolmayacak olan ve yerimi doldurmayacak olanım.
Etin etimden, kemiğin kemiğimden. Ay ışığında oku harflerimi, ay ışığında yaz nameni. Senden önce öleyim ki ölümden korkma. Benden evvel öl ki ölümden korkmayayım.
Öyleyse dirimim gibi ölümümde de arkadaşım.
Ey benim yaradılışım, yolunu kaybetmiş yol arkadaşım.
Kimin bağrındaki kemikten yaratılmışsan ona gel. Eksik parçamı arar gibi seni arıyorum ben. Sen de beni ara. Boşluğunu doldur, eksiğini tamamla.
Dünya dediğin bir kaza ertesi.
Aç kapılarını.
Elinle koymuş gibi bıraktığın yerde bul beni.
Gel neredeysen.
Cennet olsun yeniden...
Dedi: Ey ismimin bütün harfleri, ey benim benliğim, benliğimin sen'i.
içimde tecelli bulan latif esmasınca, her anımın şimdisi. Her gecikmişliğimin telafisi.
Artır kelimelerimi. Göster yüzünü, cennetlik et beni.
Dünyanın son gününe kadar yaşasam, bambaşka bir gözle görmüşlüğüm, görülmüşlüğüm.
Çünkü cennette gördüğüm, görüldüğüm.
Gençliğini gördüğüm, gençliğine görüldüğüm.
Bir esenlik bahçesinde zorlamışlığım, zorlanmışlığım. Sınadığım, sınandığım.
Sınavım. Kaybım. Kaybımda kazancım.
Yani kârım, kârgâhım. Nihayetinde kararım, karargâhım.
Bu nedenle yeri hiç kimseyle dolmayacak olan ve yerimi doldurmayacak olanım.
Etin etimden, kemiğin kemiğimden. Ay ışığında oku harflerimi, ay ışığında yaz nameni. Senden önce öleyim ki ölümden korkma. Benden evvel öl ki ölümden korkmayayım.
Öyleyse dirimim gibi ölümümde de arkadaşım.
Ey benim yaradılışım, yolunu kaybetmiş yol arkadaşım.
Kimin bağrındaki kemikten yaratılmışsan ona gel. Eksik parçamı arar gibi seni arıyorum ben. Sen de beni ara. Boşluğunu doldur, eksiğini tamamla.
Dünya dediğin bir kaza ertesi.
Aç kapılarını.
Elinle koymuş gibi bıraktığın yerde bul beni.
Gel neredeysen.
Cennet olsun yeniden...
"her düşüş bir kopma ya da kovulma.
her kopan ya da kovulan telaş içinde bir şey alıyor ya yanına.onlar da bu hatıra hikayesinden yanlarına bir şeyler almak istediler.hepsi de temsil hepsi de mecaz.ama meleklerle,yeşil zümrüt kuşuyla bile vedalaşamadıkları.gözlerini, ağızlarını cennet suyuyla son bir kez yıkayamadıkları bir zamansızlıkta, beklenmedik bir ayrılışta, böyle ani bir hazırsızlıkta. insan olan yanına neyi alabilirdi?beraberinde neyi götürebilirdi?
üç şey seçtiler cennetten çıkarmak için:
bir:kelimeler
iki:aşk.
üç:annelik duygusu.
kelimeleri adem yanına aldı, annelik duygusunu taşımak havva'ya kaldı.
ama aşk çok ağırdı.
ikisinin de, aşkı tek başına taşıması mümkün olmayınca, ikisinin zembili de aşkı tek başına kaldıramayınca, bölüştüler yükü.yarısını adem sırtlandı, aşkın yarısı havva'ya kaldı.
öyle sert düştüler ki dünyaya, bu fenaya, adem'in dizlerinin bağı çözüldü, ciğerleri yandı. nutku tutuldu. üçüncü defa bildiği kelimelerin hepsini önce unuttu.sonra bir kısmını hatırladıysa da o bir kısmını kıyamete değin unuttu.
aşk? daha yollarda sakin durmamıştı bir türlü.kabına sığmamıştı. bir yarısı yollarda kayboldu. getirebildikleri ancak öbür yarısıydı.
o gün bu gün yeryüzü kelimeleri yetersiz aşk bu dünyada kusurlu.
annelik duygusu?
havva'nın cennet duygusu.
gönül evinde, kadın bedeninde, tastamam duruyordu."
nazan bekiroğlu
her kopan ya da kovulan telaş içinde bir şey alıyor ya yanına.onlar da bu hatıra hikayesinden yanlarına bir şeyler almak istediler.hepsi de temsil hepsi de mecaz.ama meleklerle,yeşil zümrüt kuşuyla bile vedalaşamadıkları.gözlerini, ağızlarını cennet suyuyla son bir kez yıkayamadıkları bir zamansızlıkta, beklenmedik bir ayrılışta, böyle ani bir hazırsızlıkta. insan olan yanına neyi alabilirdi?beraberinde neyi götürebilirdi?
üç şey seçtiler cennetten çıkarmak için:
bir:kelimeler
iki:aşk.
üç:annelik duygusu.
kelimeleri adem yanına aldı, annelik duygusunu taşımak havva'ya kaldı.
ama aşk çok ağırdı.
ikisinin de, aşkı tek başına taşıması mümkün olmayınca, ikisinin zembili de aşkı tek başına kaldıramayınca, bölüştüler yükü.yarısını adem sırtlandı, aşkın yarısı havva'ya kaldı.
öyle sert düştüler ki dünyaya, bu fenaya, adem'in dizlerinin bağı çözüldü, ciğerleri yandı. nutku tutuldu. üçüncü defa bildiği kelimelerin hepsini önce unuttu.sonra bir kısmını hatırladıysa da o bir kısmını kıyamete değin unuttu.
aşk? daha yollarda sakin durmamıştı bir türlü.kabına sığmamıştı. bir yarısı yollarda kayboldu. getirebildikleri ancak öbür yarısıydı.
o gün bu gün yeryüzü kelimeleri yetersiz aşk bu dünyada kusurlu.
annelik duygusu?
havva'nın cennet duygusu.
gönül evinde, kadın bedeninde, tastamam duruyordu."
nazan bekiroğlu
"...
öyle bir çığlıkla attı ki kendini âdem uykusundan, gerçekte çığlık atıp atmadığını bile bilmedi. ama iki uyku arasında rüyasının bölündüğü gün gibi gerçekti. ve başına bir şey gelmiş gibiydi.
o zamansızlık zamanında, cennet ırmağının kıyısında âdem onunla göz göze geldi. kuşları, tüyleri ürkütmekten korkarcasına elini uzattı yavaşça. parmaklarının ucundan dökülen yaseminleri gösterdi. içine dolan ses ve ışığa, sevince sarmaşığa, usulca, sen kimsin, dedi. bildiğini bir kez daha bilmek, kelimesini bir de ondan duymak istedi.
ben kadınım, dedi havva, ama bu benim sıfatım. adımı henüz bilmiyorum.
sonra döndü âdem'e,
aklına bir şey gelmişti.
sesi, bengisular gibiydi.
bana, dedi, bir isim ver, varlığım olsun.
durdu, aklından yeni bir şey geçti. bana, dedi, sen isim ver, varlığım senin olsun.
bana öyle bir isim ver ki senin adının yanında dursun.
seni anan beni de ansın. seni hatırlayan beni hatırlamadan olmasın.
bir "ile" koy aramıza bizi birbirimize bağlasın.
"
öyle bir çığlıkla attı ki kendini âdem uykusundan, gerçekte çığlık atıp atmadığını bile bilmedi. ama iki uyku arasında rüyasının bölündüğü gün gibi gerçekti. ve başına bir şey gelmiş gibiydi.
o zamansızlık zamanında, cennet ırmağının kıyısında âdem onunla göz göze geldi. kuşları, tüyleri ürkütmekten korkarcasına elini uzattı yavaşça. parmaklarının ucundan dökülen yaseminleri gösterdi. içine dolan ses ve ışığa, sevince sarmaşığa, usulca, sen kimsin, dedi. bildiğini bir kez daha bilmek, kelimesini bir de ondan duymak istedi.
ben kadınım, dedi havva, ama bu benim sıfatım. adımı henüz bilmiyorum.
sonra döndü âdem'e,
aklına bir şey gelmişti.
sesi, bengisular gibiydi.
bana, dedi, bir isim ver, varlığım olsun.
durdu, aklından yeni bir şey geçti. bana, dedi, sen isim ver, varlığım senin olsun.
bana öyle bir isim ver ki senin adının yanında dursun.
seni anan beni de ansın. seni hatırlayan beni hatırlamadan olmasın.
bir "ile" koy aramıza bizi birbirimize bağlasın.
"
"*Sanki, dedi, bak tam şuramda, sol yanımda, kalbimin altında bir yer eksik kalıyor.
*Sonra bu kadarla kalmıyor, o eksiklik bütün ruhuma doluyor.
*Ne yapsam eksilmiyor ne yapmasam dolmuyor."
*Sonra bu kadarla kalmıyor, o eksiklik bütün ruhuma doluyor.
*Ne yapsam eksilmiyor ne yapmasam dolmuyor."
illa ile birleşmeyi bekleyen bütün ruhların başlangıç haykırısıdır.. yokluk hecesidir zira ve "yok senden başka tapılacak" devasına kadar olan yolculugu anlatır kitap.
"Âdem'in yalnızlık halleri / Havva sözleri" bölümü ile canımdan can götürmüş olan kitaptır.
La hiçlik mesabesi öyleyse sonsuzluk ekidir. ne güzel de anlatmış nazan bekiroğlu.
Bu zamana kadar okuduğum en güzel en anlamlı kitapların başında gelir. Nazan hocanın kalemine yüreğine sağlık. Harika bir başucu eseri.
on bilgi: ben duz bir insanim.
Kitapla ilgili soyleyebilecegim tek sey, bu kadar guzel bir konu, devrik cumleler kurarak bu kadar karmasiklastirilmis olmamaliydi.
Bazi cumleleri anlamak icin bir kac kez okudugum bolumler var bu kitapta, evet cok guzel bir kitap, ama metroda, otobuste okunacak turden degil. Hakiki bir ozen istiyor.
Kitapla ilgili soyleyebilecegim tek sey, bu kadar guzel bir konu, devrik cumleler kurarak bu kadar karmasiklastirilmis olmamaliydi.
Bazi cumleleri anlamak icin bir kac kez okudugum bolumler var bu kitapta, evet cok guzel bir kitap, ama metroda, otobuste okunacak turden degil. Hakiki bir ozen istiyor.
kelimelere öyle güzel dokunmuş ki şair hanım, kendinizi ademe üflenen nefes sanıyorsunuz, ademi de, havvayı da, hatta şeytanı bile anlıyorsunuz. toz olup evrenleri gezintiye çıkıyorsunuz...
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar