bugün

bu iki şekilde olur, şöyleki 1) kızların sürekli alışveriş yapma tutkusu içinde olmaları 2) kızların alışveriş yaparken takındıkları tavırlar, o anki ruh halleri. etrafı hiçe saymaları, aynı ürünü denemek isteyen diğer kıza bakışları, hiç güzel olmadı ya da iyiki almamışım baksana kötü durdu gibisinden yorumları bunlara birer örnektir.
8 mart dünya kadınlar gününün gelmesiyle indirime giren mağaza cılgınlığıyla yanan cok değerli oda arkadaşımın davranışıdır.
o ne manyaklıktır ya. pazara giderim ayaklarımdan omuzlarıma kadar ezilmiş, ellerim tırnaklanmış dönerim..mağazaya giderim ne denersem aynısına bir hücum, başka rengine bakmak için oraya dalmaya cesaret edemem. ayakkabıcıda ayna kapma telaşı bir türlü denediğim ayakkabıya bakamam. takıcıda dönen vitrinlerde, küpeye bakamam fırfır çeviriler şaşı kalırım. bütün bunlar yetmezmiş gibi peşimde siyam ikizim mağaza görevlileri gezer.

(Di) eskidendi çok eskiden

şimdi rocky idmanlarıyla tekrar ringe döndüm. takıyorum kulaklığa eye of the tiger dın dındındın dındındın idmanlıyım da bir sağ omuz, bir sol omuz, dirsek derken istediğimi alıyorum ve keyfime bakıyorum. sakın karşıma çıkmayın teperim.
kapitalizm'e karşı koyamayan hatunların sahip olduğu hastalık*.
kızların bakış açısından olayın açıklaması;
erkeklerin bu hali çok acınasıdır.
yüzde bir karış sakal, önde koca bir göbek, uzatılmış bacaklar, maç seyretmeleri.
kapitalizme karşı koymak bir bütündür ayrıca.
kadın vazgeçse alışverişten, erkek vazgeçecek mi?
arabasından, bilgisayarından ve dahi maç izlediği televizyonundan. çıplakta gezmiyorlar gördüğümüz kadarıyla.
sahi ne anlıyor erkekler alış veriş kelimesinden?
sadece kadınların kıyafet ve ayakkabı almasını mı.
peki o kadar teknoloji ürünü satın almanın erkek lugatındaki adı ne?
veriş-alış mı?
parayı kendileri kazanmadıkları için oluşan manyaklıktır. böyle bir kadını acilen bir işe sokup para kazanmayı öğretmek gereklidir.
az önce nöbet geçirdiğim hastalıktır.
markafoniden alınan bir çanta ile sonlandırılmıştır.
kızların rahatlama, stresten kurtulma yoludur.
bırakın harcasınlar, bırakın alsınlar.
düzenli aralıklarla yapılmadığı takdirde maaş gününe denk getirilip tüm paranın çar çur edildiği davranış biçimidir.
aslında mağazaya tek şey almaya gireriz fakaat hain çalışanlar o kadar çok şeyi karıştırıp koymuşlardır ki sanki alabileceğiniz milyon tane şey olduğunu zanneder ve bu sefer tek şey yerine 10 tane kıyafet denemeye ve almaya başlarsınız.
görsel

http://onedio.com/haber/b...0Şey&utm_medium=tweet
Parayı nasıl harcayacaklarını şaşırıyorlar işte.
Güzel kıyafet değil, benim olmalı duygusudur.
sevgilinizin "aa bak ne güzel mor bir cüzdan" diyerek 400 (yazıyla: dört yüz) liraya internetten cüzdan siparişi vermesidir. siz de "lan 400 liraya kaç bira eder acaba?" diye hesap yaparsınız.
Bir kız olmama rağmen anlayamadığım şey.
Senede bir kez bir elbiseye falan aşık olurum ki bu genelde kareli gömlektir.
Onun haricinde alışveriş yapmak lanettir, iğrençtir.
Kırtasiye alışverişi bir istisna ama.
Türümüze göre gariptir ama şahsımda olmayan bir özellik.
türk polisiyle benzeşir.

(bkz: al bunu al al al al al al)
erkeklerin kız manyaklığıyla kapışır.