bugün

kuzu çevirmeye, kebap yemeye meraklı olan, "çevir kazı yanmasın" ilkesini yaşamında sık kullanan türkler'den istenen en zor şey.
(bkz: öpmeyelim mi o gül dudaklardan)
ciddi bir hastalık karşısında sıkı bir zorunluluk gerektirecek olan perhizdir.
yapılmaması gereken bir durumdur.* boyle bir guzellikten mahrum kalmak acıdır. her kırmızı et yiyişime aklıma vejeteryanlar gelir ve üzülürüm. onlarında bir gün kırmızı et yemesi umuduyla...
uygulanması gayet sağlıklı olan beslenme şeklidir.sebzelerden ve beyaz ettende olası protein ihtiyacı karşılanabilmektedir.damak tadı adına arada bir yenmesi halinde kalp ve damar rahatsızlıklarının riski azalmış olur.
''vejeteryan saçması''olarak nitelendirebileceğim,eskilerin gençliği tereyağıyla,kırmızı etle geçip 90-100 yaşına kadar yaşayan ninelerini ve dedeleri ile çok sayıda da kalp rahatsızlığı bulunan dirençsiz bünyelere sahip vejetaryanları görüp iki kesimi karşılaştırınca ve Türk kültürünün ve mutfağının temeli olan kırmızı etin lezzeti aklıma gelince''hadi len ordan,entelliğin alemi yok,biraz hedonist * olun,ağzınızın tadını bilin yahu''demek zorunda kaldığım hadisedir **
şimdi tarihten yola çıkalım.
uygurlar budizm dinini benimseyip türklüktek uzaklaşmışlardır. budizm dini, eti yasaklar. böylelikle nesilller güçsüzleşmiş, savaşma özürlü bir toplum oluşmuştur. bununla beraber zanaat, sanat ve ticaretle uğraşmışlardır. tabiki günümüz gücü, kuvveti değil beyine daha fazla önem veriyordur. ama olsun biz türkler ismimizin anlamı gibi güçlü kuvvetli kalmalıyız. *
(bkz: hiç işim olmaz)
otobur insanların yaptığı, güzelim dünya nimetlerinden mahrum kalma isteğidir.
insanın kendine yaptığı büyük haksızlıklardandır.
beyaz ete yakın durmaktır.
Hangi et olduğuna göre deişebilecek durumddddurr...Yerine göre hayatın tadını alamamk veyyaa kolestrol sorunları yaşamamak arasında deişebilen sonuçları olabilir...* *
güncel Önemli Başlıklar