bugün

amerika'ya yaz okuluna gidilmiştir. bu esnada türk'lerden olabildiğince kaçmak planlanmaktadır ki türkçe konuşulmayıp dil ilerletilsin. bir sabah kalkılır etrafta tanıdık nidalar. koyayımlar sokayımlarla süslü cümleler. pencere hiddetle açılır ve yan yurda denizli'den bir lise'nin geldiği görülür. evet evet siz türkler'den kaçarken, denizli'den bir lise. günün devamında havuza inilir. havuzda sizin tipi görenler türk olduğunu anlamak için 2 ile 2'nin toplamını düşünmekten daha kısa bir süre harcayarak bir adet görevli hoca 'merhaba' patlatır. siz de durumdan kaçmak için, aptal aptal bakarsınız yüzüne. sonra for english press 9 yaparak 'where are you from?' kalıbını kullanırlar. siz de rusya'dan olduğunuzu iletirsiniz ve elinizdeki yabancı kitaba gömülürsünüz en soğuğundan. fakat arkadan bomba patlar, meğerse soruyu soran hoca, eğitimini rusya'da tamamlamış bir babayiğit çıkar. başlar sizinle rusça konuşmaya, siz yavaş yavaş olduğunuz yere gömülürsünüz, gömülürsünüz ve gömülürsünüz. çok kırmızıydı çok...

(bkz: based on a true story)