bugün

Küçükken Scooby-doo izlerken bir yerde korkup ağlamıştım. Annem koşa koşa gelip bana sarılmıştı ve kucağında uyuyakalmıştım. Hiç unutmam o anı. Keşke 5 dakikalığına dönebilsem.
Uzak bakkala gitmek.
saçma sapan bir yerde uyuyup uyanınca yatağında olduğunu anlamak.
ben çocukken çok erken uyanıyordum karga bile bokunu sıçmamış oluyordu o zamanlar v rally 2 vardı cs 1.3 vardı gta vc vardı böyle ms dos oyunlar felan var halen de var ama eskiden olduğu gibi eğlenceli değil aynı oyunlar ama sanki o zamanlar farklı şeyler vardı.
doğum günümde babamın pasta alması, küçük süprizler büyük mutluluklar.
Babam pazarda patates soğan satardı o zamanlar. Çarşamba günleri giderdi. Eve geldiğinde parayı sayardı. Sonra kağıt paraları saymayı bitirdikten sonra bozukların hepsini bana verirdi. Bakkala gider bir şeyler alırdım. Ulan küçükken de parayla mutlu oluyormuşum. Hiç mi değişmez yahu bir insan? 10 kere falan sayardım herhalde o parayı.
Burger King de çocuk menüsü vardı. Oyuncak da veriyordu. Onu yerken çok mutluydum.
marangoz.
talas ve tahta parcalari.
odun kokusu.
talaş
daha cok talaş.
vernik kokusu.
ilkokulda ders esnasında kurşun kalemini ve kalemtraşını alıp çöp kovasına gitmek orda arkadaşınla gülüşmek.
okul dönüşü bakkal ziyaretinde, bir adet şekersiz sakıza yeteceği sanılan cepteki bozuk paranın, aslında bir adet şekerli sakıza yettiğinin farkına varılması.
1 tl yle bakkala girip elimizde çok şeyle çıkmamız.
Elektrikler kesilince annem hikayeler anlatırdı. O anki huzur
ve sıcaklık hiçbir zaman olmadı.
Oyuncak arabalarla oynamak ve patates kızartması yemekti.
Salçalı ekmek yemek. Ağzım yüzüm kıpkırmızı olurdu, rahmetli dedem salça surat derdi bana.
arkadaş meybuzu ortadan kırıp yarısını bana verince dünyalar benim olurdu.
Cipsten bokemon tasosu çıkınca,
Bayram sabahları,
Meybuzlar mahalle bakkalına gelince,
Cuma günleri okul çıkış zili çalınca,
Yaz tatili sabahları erkenden kalkıp tv de efsans çizgifilmleri görünce. (Jetgiller, bugs bunny, cedric, taş devri, ninca tospaalar, bokemon vs.)

Hey gidi günler... Keşke hepimiz 1 günlüğüne bile olsa o günlere dönebilseydik.
Çıkartmaları yapıştırdığım albümler.Çekilişli kaymaklar.Çekilişte iki piyano çıkmıştı,çok mutlu olmuştum.Mahallede gece yarılarına kadar oyunlar oynardık.internet yok,telefon yok.Güzel günlerdi.
küçükken mutlu olmam.
eve internet bağlatıldığı gün benden mutlusu yoktu çocukluk zamanımda.
sokakta akşama kadar sokak futbolu, saklambaç oynamak, o zaman ki akranlarla, arkadaşlarla sokakta cips yemek, konuşmak, annelerimizin " hadi eve artık yeter" cümleleri mutlu etmezdi o zaman ama şimdi düşündüm de, bundan dolayı bile mutlu olabilirmişiz. olabilirmişiz dedim ama bu imkansız tabii. çocuk düşüncesiyle onu kimse düşünemezdi tabii. sorumluluğun olmadığı, olan sorumluluğun da çok tatlı olduğu bir şeyi, ancak büyüyünce düşünebiliyoruz haliyle. geri verin bana çocukluğumu desem de öyle kalacak. hatıraları da yeter. biraz zaman ileride çocuğum olursa inşallah, ona bakarak yad etme tebessümünü verir inşallah allahım.
Evde abi ile atari oynamak, haftasonları aile ile denize gitmek gibi.
evdeki tüm sinekleri iğneyle bir ipliğe geçirmek.
Bakkala gitmek, oyuna başlamanın verdiği heyecan, yakınların ilgisi, güzel kızlar...
comodore 64 ile oynamak.
bütün ödevleri cumadan bitirip hafta sonuna rahat girmek ve tabi son dakikada belli olan kar tatilleri.

o günleri hatırlamak bile huzur verdi.