bugün

- yanaklarınızın teyzeler tarafından mıncırılması ve akabinde kıpkırmızı olan yanakcıklarınız.
- çizdiğimiz resimlerde yaz kış farketmeksisin evlerin bacalarının tütüyor olması.
- evin büyüğü olduğunuz için kardeşlerinizin başına bi iş geldiğinde fırçayı sizin yemeniz... gibi. daha da çoğaltılabilir.
(bkz: bebek bezi)
para kavramını bilmek ancak züğürt olmak , alçak yetişkinlerin para yerine şeker vs vermeleri .
küçük olmak. büyük olamamak.
kafasız bücürler kıymetini bilin gençliğinizin.
git odanda ağla sözü vazgeçilmezdir ve üzüntüyü kursakta bırakmaya birebirdir. ayrıca; her burun çekildiğinde git burnunu sümkür, hımkır, hankır, hıh de ve düzgün öksür gibi emir cümleleri feci can sıkmaktaydı. ha bir de;

(bkz: öcü)
(bkz: iğneci)
misafirliğe gelen teyzelerin "anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı?" sorusuna cevap vermek.

- yavrum anneni mi daha cok seviyorsun babanı mı?
+ ıımm şey... ikisini de.
- aferin yavrum.

amacın ne teyze senin? aileyi kaosa sürüklemek mi??

edit: imla.
babaların tüm kanallardaki haberleri izlemesi.
ezan okunmadan eve gel denmesi.
sümüğünüzün akması sonucu yetişkin birisinin o küçücük burnunuzu koparırcasına sıktırıp silmesi. çok can acıtır. bırak aksın işte...
naylon çocuk bezleri bağları çok sıkı bir şekilde bağlandığı ve ıslandığında çok fazla rahatsız ettiği için rahatsız eden şeyler arasındadır.
yetişkinlerin 'küçüksün sen dıt' diyerek büyüme hevesini kırması.
kola, çay yada meyve suyu gibi benzer içeceklere su karıştırılması. ya arkadaşım az ver de tadında içsin çocuk şunu, bir bardak dolusu iğrençlik içmek zorunda kalmasın en azından.
ev gezmesinde tam evcilik oyununun doruk noktasındayken "hadi eve gidiyoruz" diye gelen ses.*
(bkz: ühüüüüüü)
(bkz: offff anne ya)
fermuarın dalgayı kıstırması. büyüdüm hala rahatsız ediyor şerefsizim, cırt cırtlı pantolon arıyorum harıl harıl.
hasta olunduğunda terletmek için, annenin üzerinize 80 kat battaniye örtmesi, hala düşündükçe nefesim daralır.
yolda yürürken acelesi olan bir büyüğün seni şöyle elinin tersiyle ittirivermesi. beni çok rahatsız ederdi oradan biliyorum. şimdi ben küçüklerime böyle şeyler yapmıyorum dokunmuyorum çocuğa istediği gibi yürüsün. *
pilav yedikten sonra tabakta kalan pirinç taneleri için bak bunları yemezsen bu kadar çocuğun olur demeleri. hep psikolojik baskı altında yerdim o pirinçleri.
misafirliklerde sıkıldığın halde, gitmek konusunda söz sahibi olmamak, hadi gideliiiimmmm dediğinde ise otur bakim sen aaaa çok ayıp, cevabını almak. uykudan ölmek, sıkıntıdan patlamak..ama dönüşte babanın kucağında eve dönme kısmı çok güzel.
-anneyle gidilen bir yerde canınız çay istese de çocukların çay içemeyeceği yalanı ile yüzyüze gelmek. kahve de bu oyuna dahil. *
misafirlikten sonra eve dönerken arabada uyuyup kalmak ve eve gelince zorla uyandırılmak..
tabaktaki yemeği bitirme zorunluluğu.
pazar akşamları..* * * *
gece uyandırılıp zorla çiş yaptırılmak. bi de çişim olmadığı zamanda annemin ''hadi kızım çişşşşş çişşş yap hadi'' demesi ayrı bir gıcık ederdi beni.
tabağınızdaki yemeğin ağzınıza zorla tıkılması yemediğinizde de "gece seni koşturur" denmesi.
ezan okununca ev de olma telaşı... maçın en güzel anında ezan sesi ile beraber arkadan kalecinin yükselen sesi;
- ben eve gidiyorummmmmmm kaleci bulun.
+ lannnn durrrrrrrr! birini bulalımmm
- yaaa babam kızacakkkk!
+ allah cezanıııı... git *
- kaleci oyuncuyum **
tek uyku günü olan, pazar sabahı bakkala gönderilmek için uyandırılmak. * * * *
güncel Önemli Başlıklar