bugün

küçükken küçük kalabilmeyi isteyenlerin eylemidir. babanın "alümüyon" bir traş köpürtme kabı vardır. onu küçük tüpte ısıtır. sonra aynalarını çıkartır. jeller nerde efendim o zaman? uzun permasharp'ın sabunları vardır peynir gibi koni şeklinde. bir de fırçası vardır, sıcak suyla bu sabunu köpürterek saatlerce aynanın karşısında traş olur. bildiğin ritüele dönmüştür efendim hem de liturjik. kendimden biliyorum çok özenirdim. onun gibi traş olmayı yüzümde sakal çıkmasını felan isterdim. ama çıkmazdı mınakodumun sakalalrı bir türlü. bittiğim anlardı. özenirdim, onlarla oynamak istrdim. her traş aparatının düzenli bir şekilde raflara konulmasını hayranlıkla izler içim erirdi. kızardım, arada bir sırf bende niye kıl çıkmıyor diye, jiletiyle sabun köpürtme fırçasını traş ederdim. tabi sonla ıslık çalarak uzaklaşmak. babama selam olsun. nasıl güzel oldu dimi. ne sömürdüm ama.
izlemekle ya da oynamakla kalınması gereken eşyalar.
bir arkadaştan bilirim. sekiz yaşında icraata dökmüş. saçlarını tararken, göbeğine kadar devam etmek zorunda kalıyor.
küçükken babanın başka takımlarıyla oynamaktan iyidir.
Özellikle erkek çocuksanız taklit etme içgüdüsüyle oynamakla yetinmez yüzünüzü de inceden kesebilirsiniz. *
kız çocuğuysanız ileride babanız gibi sakallarınızın olmasına sebebiyet verecek durumdur.
sandalyenin üzerine çıkıp , traş köpüğünü de sıkıp tam elime jileti almışken yakalandığım aktivitedir. iyi ki de yakalanmışım. hayatımın dönüm noktasıydı belki. **
küçük kardeşimin yaptığı olaydır. ilk bakışta normal görülebilir ama kardeşimin kız olması işi garip hale getiriyor.
oy oy...ne yaptın sözlük sen,açılır mı bu başlık,aklıma güzel hacı şakir sabunu ile,o traş fırçası geldi.

çocukluğum geldi aklıma demedim zira çocukluğum uzak bir zaman diliminde değil.4 sene kadar öncesi.

küçüklüğümden beri,traşa meraklı biriydim.her ne kadar traş olan bir tanıdığıma ''ne güzel traş oluyosun''dediğimde o bana ''yok len çok yorucu iş'' dese de,ben hep meraklıydım.hala da meraklıyım.geçen gün dedem traş olurken içim gitmedi değil.

''davulun sesi uzaktan hoş gelir'' derler ya,öyle belki de.ama bilmiyorum yapmayı çok istedim.

gene böyle içimin traş olma şehveti ile yanıp tutuştuğu bir günde,dedemi de traş olurken görünce,iyice ben bugün bu işi yapmalıyım deyip kolları sıvadım.

tabii ki,elime traş bıçağını alıp suratıma sürmedim,kendimce geliştirdiğim yöntemler vardı ve bir kere yapınca ertesi günlerde yapmıştım.bunlar tabii ki gizliydi,taa ki o fırça,yüzümde tahriş ve kızarma gibi bazı sistemlere,ki ele verici sistemler oluşturmadan.

bir gece,aile salonda izlediği diziye kilitlenmişken,çok yavşak bir ses tonu ile ''anneee,kakam geldi,ben bi tuvalete gidiyim''diyerek,odadan uzaklaştım.

bir gece önceden banyoda ki fırçanın yerini bulup kafama kazımıştım.öyle ki her tuvalete gittiğimde,gizlice kafamda planlar yapıyordum.sanki cia ajanıyım aq.küçük bir eğlence işte.tavandan mı inecem banyoya.

girdim içeri,yerini ezberlediğim fırçayı elime aldım.sonra da,elime hacı şakir sabunu geçirdim.

sabunu fırçanın üzerine sürdüm,fırçanın üzeri bembeyaz olana kadar sürdüm.fırça bembeyaz olduktan sonra da,dedem o köpüğü nereye sürüyorsa,oralara sürdüm fırçayı.

mis gibi sabun kokuyordum aslında,sonra parmağımı aldım ve bir traş bıçağı gibi düşündüm.yüzümdeki sabunları sıvamaya başladım.

ayrıca olayı o kadar çözmüştüm ki,parmağımla aldığım sabunları,diğer elimin baş parmağının üzerine sürüyordum.

sonra bütün sabunları sildim ve yüzümü yıkadım.

annem'in ilk tepkisi ''yıllık mı sıçtın olm'' olmuştu.bende ''otuydum biraz eheh,noldu polisley yakaladı mı kötü adamlayı''deyip onları tekrar diziye soktum.

ertesi gece de yaptım bunları.ritüel bir ayin gibi olmuştu artık.baya da şevk alıyordum bundan.kendimi avutuyordum.ama yukarıda da bahsettiğim gibi,fırça yüzümde bazı tahrişlere neden olunca,durum çakozlandı ve traş olayı kapandı.

ama o günlerde de arada traş oluyordum.

güzel günlerdi be..
erkek çocuklarının yetişkinlere özenmesi durumu. (bkz: veli desidero)
güncel Önemli Başlıklar