bugün

avantajları ve dezavantajları bulunan, kimine göre iyi, kimine göre kötü bir durumdur.

küçük şehirde yaşamak;

* mecburiyet caddesine sahip olmak demektir.

* dışarı çıkıldığı zaman, muhakkak bir tanıdık sima görmek demektir.

* sigara içtiğinizi aileniz bilmiyorsa, "aman biri görür" diyerekten yolda sigara içememektir.

* uzaklık kavramı küçük şehirde yaşayan bir insan için 20 dakikadır.

vb... liste uzayabilir.
eğer karadenizde yaşıyorsanız ve de samsunda yaşamıyorsanız artılarını eksilerini iliklerinize kadar hissedersiniz.
eğer daha öncesinde büyük şehirde yaşadıysanız alışmak zor olur.
gizliniz saklınız olmaz çünkü gittiğiniz yerlerde en az 5 tanıdık görürsünüz.
her yere taksiyle gitmenin çok ekonomik olduğu anlamına gelmektedir.
Küçük şehirlerde imkanlar sınırlıdır, dedikodu boldur, herkes birbirini tanır, insanlar samimidir, hayat ucuzdur, düşünceler sığdır, pek bir aktivite yoktur, bol bol para biriktirilir, insanlar kirlenmemiştir, akşam ezanıyla dışarıda hayat ölür herkes evine çekilir... Kimi için zor kimi için kolaydır küçük şehirlerde yaşam.
sanıldığının aksine büyük şehirde ayırdığından daha çok kendine vakit ayırabilmektir.
büyük sorunlardan uzak kalmaktır.
dolmuş şoförlerini, otogardaki yazıhane çalışanlarını, markette kasada duran kızı, kısaca en olmayacak insanları tanır, vardiyalarını bile öğrenirsiniz elinizde olmadan.
Herkesin birbirini tanıdığı yerdir.
iliskilerde avantajdir one night standlerde ise hayal kirikligi.
hayatın ucuz olduğu yerlerdir , büyük şehirlerde ki samimiyetsiz ortam yoktur, esnaf halk herkes birbirini tanır, büyük bir aile gibidir herkes.
küçük şehrin büyük sosyetesi olma fırsatını verir hasta kafalara.
dedikodu çıkarmak için hazırda bekleyen, bi osursa da, "adam yolun ortasına sıçtı" desek diye fırsat kollayan okuzlerle birarada yaşamaktır.

büyük caddeleri, avm leri, dipsiz bucaksız parklarda sabah koşularını özlemektir. Ayda bir, anne baba ziyaretine gitmek bahanesiyle, büyükşehire kaçmak gerektirir.
bence küçük şehirde yaşamak değil de yaşayamamak olsa başlığı daha iyi olurdu. sosyal ortamın olmadığı ve insanında sosyal bir canlı olduğunu düşünürsek bir insanın yaşam alanının olmamasından kaynaklı yaşayamama durumu.
küçük çocukken katlanılabilen ancak büyüyünce hiç bir isteğinizi karşılayamayan bir yerde yaşamaktır. aradığınızı bulamazsınız, ulaşım alternatifi yoktur, küçük şehirlerdeki şehirlerarası otobüsler bile berbat ve rahatsızdır. çarşıda çok gezseniz sizi bellerler, belki aralarında laf yaparlar. evler hep birbirine yakındır, biraz sakin bir yerleşim yerine ev yapmazlar. insanları genelde kendi kurallarına göre yaşar, yeni fikirlere açık değildir. sinemaya bile gidemezsiniz, çünkü sinema yoktur.
sıkıcıdır. bu sıkıcılıktan kurtulmanın tek yolu ise arkadaş bulmaktır. arkadaşın yoksa çıkıp yürüyemezsin bile, çünkü yürünecek ne bir cadde vardır ne de park.
Uzun sureli sikici olacagini dusunuyorum ancak kisa sureli bi ziyaret icin gercekten cok eglencelidir. Her aksam baskasina gidersiniz herkes birbirini tanir birbirine yardim eder. Gercekten cok samimi oluyor hatta otobus ugurlamasina minimum 20 kisi arkanizdan gelip el sallar. Ara ara gidip gurultulu sehir hayatindan uzaklasmak icin yapilabilir bi seydir. Ama bi omur ufak bi sehirde yasamak buyuk sehirde dogmus buyumus her insanin yapabilecegi bi sey degildir. insan istanbulun gurultusunu kalabaligini bile ozleyebiliyor bazen.
Benim yaşadığım şehirdir . (bkz: Hopa)

Aslında Güzel bir şehirdir iyi bir şehirdir hoş bir şehirdir . Ama artık son zamanlarda ciddi ciddi sinirleri mi oynatmaya başlamıştır . Hep aynı insanlar , hep aynı yapılar , hep aynı tripler , hep aynı binalar , aynı deniz , aynı cafeler , aynı barlar . Hep aynı . içim artık daralıyor . Yeni insanlar , yeni tarzlar , yeni binalar , yeni bir deniz , yeni cafeler veya barlar tanımam gerekiyor . Hep aynı şeyler insanı bunaltır ya benim kide o mesele gibi . işte sözlük küçük şehir güzeldir ama bu tipte kötü yönleri vardır .
zamanla tanırsınız herkesi. 15 dk uzunluğundaki mecburiyet caddesini ona buna selam vere vere 1 saate zor bitirirsiniz.
bilecikte yaşamak zorunda olmak bu konuda nirvanaya ulaşmaktır.
Sıkıcıdır. Yapıcak hiçbir şey yoktur.
her daim zor olan, bilhassa hanim kizlarimiz icin hele ki dolgun kalca ve memelere sahip ise isterse carsaf giysin, ayilarin bakislarina maruz kalacaktir.
Yobaz olmaktır.
kimi zaman zorunluluktur. asaletinin tasdik olmasını beklemektir. tayin olacağın günün hayaliyle yanıp tutuşmaktır.

(bkz: bilecik)