bugün

büyüklenmesin diyedir.
(bkz: küçük esnafın sürekli vergi kaçırması)
Ekonomi yönetiminin dikkat etmesi gereken konu.
deveye diken insana s.ken yaranır boşverin.
akape hükümetinin özellikle istediğidir.

koyu birer amerikan hayranı olan; her şeyin büyüğünü seven akape hükümetinin ülkeyi tıpkı adnan menderes gibi küçük amerika yapmaya çalışmasının bir sonucudur. akape hükümetinin düşüncesine göre bir şehirde 50-60 tane ayakkabıcı olmamalıdır. yalnızca 1 tane ayakkabıcı olmalı, devasa bir binada hizmet vermelidir. dükkanını kapatmak zorunda kalan diğer ayakkabıcılar bu hükümet destekli ayakkabıcıda eleman olarak çalışmalıdırlar. işbu ayakkabıcımız bütün ülke çapında ünlü ve küresel ölçekte rekabet edebilme becerisine sahip olmalıdır.

işte görünüşte iyi niyetli olan bu projenin cukkası şişkin bir aileden gelmeden, hükümet yandaşı olmadan, bir takım destekleri indiragandi yapmadan gerçekleşmesi bu konjonktürde imkansızdır.

sen, toptancıya olan 5 bin liralık çeki nasıl ödeyeceğini kara kara düşünen gariban ayakkabıcı;

maaşına 3 kuruş zam yapıldı diye akape hükümetini başarılı sanan paragöz memur;

sen, daha dün çarık alacak parası yokken bugün 4x4'lerle gezen şımarık yandaş;

sen cüzdanında 50 tl'sı bile olmayan gariban türk işçisi;

aklını başına al, sana gösterileni değil; gösterilmeyeni görmeye çalış. hile ve desise ile yaratılmış bu muhteşem ortamın bir illüzyon olduğunu fark et artık. uyan ve gör artık titanic'in 1. sınıf yolcularından birisi gibisin ve buzdağlarının fink attığı bir rotada gözlerin kapalı, tam gaz gidiyorsun. şu anda yaşadıkların güzel olabilir; ama ölümün de 1. sınıf olacak. batığın şu ana kadar hiç bir geminin batmadığı kadar derinde olacak.
esnafın türlü hinliklerle vergi kaçırarak çözmeye çalıştığı daha sonra benzin vb. zamlarla cümlemizin götüne giren vergi yüküdür.
Şuan küçük esnaf vergilerini tam anlamıyla ödese ayakta kalan bir tane esnaf olmaz. Ona rağmen herşey büyük patronlar için dizayn ediliyor. Bu politika ile bugünün küçük esnafının çocukları yarın kendi topraklarındaki büyük sermayeli şirketlerde işçi olacaklar. Dinimiz liberalizmin bokunu çıkarmak amen.
şimdi küçük esnafım malzeme almam lazım kaç lira diyorum bin lira artı kdv diyor. peki diyorum mecburum. buradan vergimi ödedim. sonra malzemeyi işledim satıyorum. fatura kesmek zorundayım. bu bana ek vergi demek. peşin vergi mi zaten ödemişim. artan paramla malzeme taşımakta kullandığım araca benzin alıyorum yüzde altmış beşi vergi. müşterilerle telefonla konuşuyorum vergi. ben zaten vergi mi ödememiş miydim lan diye sinirleniyorum bir bira bir sigara alıyorum oradan da vergiyi geçiriyorlar. sokarım ben böyle sisteme koca şirketler yatırım yapıyoruz diye sıfır vergi öderken beni buldunuz sikecek diyor atlıyorum aracıma benim vergilerimle yapılan köprüden geçmek için benden para alıyorlar.

hani vergiler bana elektrik su yol olarak geri dönecekti. elektrik su faturası yatırmak istemiyorum ben vergisini ödeyen bir türkiye cumhuriyet'i vatandaşıyım.
fiş kesse olabilecek vergi yükü ama ülkede çoğu esnaf ne fiş kesiyor ne de adam gibi vergisini veriyor. onun için yoktur böyle bir vergi yükü.
Türk ticaret kanunu nda yapılan tanımda dahi esnaf; sermayeden çok emeği ile çalışan ve ancak kendi geçimini sağlayacak kadar kazancı olan kişidir. Bu kazancı aşarsa tacir sıfatını kazanır.
Esnafa göre çok daha fazla haklara sahip olacağı gibi, yükümlülükleri de artar.
bazı büyük şirketlerin devlet tarafından arkadan desteklemesi ve vergi almaması durumudur. eee, nereden kazanacak devlet baba parayı garibandan başka?
(bkz: vatandan nefret etmek veya kahraman türk maliyesi)
küçük esnafın git gide yok olmasının nedenlerinden biridir
gelecekte esnaflık diye bir şey kalmayacak büyük şirketler git gide büyürken küçük şirketler yok olacak.
küçük esnafın lobi gücü yoktur...
Küçük esnaf, işinden gücünden başını kaldırıp nette, sokakta kamuoyu oluşturamaz.
Gelen hükümet vergi arttırır, hatta yeni vergi icad eder... Nasılsa ses çıkaran yoktur.
Kira, fatura, muhasebeci, vergi derken karın tokluğuna çağdaş köleliğe devam edilir.
bu akşam büfe işleten bir ağabeyimizle yaptığım sohbette vergilerin hem kendisini, hem de mal aldığı şirketleri epey bir zorladığını söyledi. en basitinden bu adam haftalık 4500 liralık sigara satın aldığı zaman cebine kalan para 276 lira. gerisini siz düşünün artık dostlar.
Büyük başbakan, bu konuda, '' Onlar da kendi arasında toplansın, avm kursun'' demiştir. Tabii küçük esnafın nefes alabilenleri kalmışsa, dediğini yapar. Böyle giderse 5 yıla kadar, küçük esnaf kalmaz.
kesinlikle doğrudur mart ayı vergi ayı millet yemek yemiyor ...
yanlış yerden yanlış şeyleri çıkarmaya çalışan yüce devletimize teşekkür etmemiz gereken konu.

Allah belanızı vermesin.

küçük esnafın ekonominin can damarı olduğunu onları kaybettikçe anlayacağız.
büyük şirketlerden vergisini alamayan, almayan devletin gücünün küçük esnafa yetmesi durumudur.
maalesef yük hiç azımsanacak kadar değildir. milyonlar kaçırınca kimse birşey sormaz ama küçük esnafın ödeyemediği stopaj başına dert olur. hatta öğle bir an gelir ki esnaf vergi için çalışmak zorunda kalır.

sonunda kapatır dükkanı, elindeki malzemeyi haraç mezat satar, sigortalı bir işe girip kredi çekerek devlete olan vergi, bağkur vs. borcunu öder.

emekli olacağı zaman devlet senin bağkurun çok deyip bir de oradan maaşını keser. gariban vatandaşa buna da şükür demekten başka çare kalmaz.
her alanda olduğu gibi vergi alanında da adaletin olmadığını gösteren durumdur.
bozuk saat bile günde iki kez doğru zamanı gösterirmiş.

rosava'yı tebrik ediyoruz.
ekonominin kılcal damarları olan küçük esnafın işletmesini ayakta tutmakta zorlanmasıdır.