bugün

einstein'ın genel görelilik teorisinde bahsettiği, geçtiğimiz günlerde de ispatlanan dalgalar. teoriye göre uzayda herhangi bir noktada ani bir şekilde kütle-çekim değişimi olursa bu noktadan uzaya küresel şekilde kütle-çekim dalgaları yayılır ve hiçbir şekilde bozulmaya uğramaz. LIGO gözlemevi tarafından yaklaşık 1 milyar ışık yılı uzaklıktaki 2 karadeliğin birbirleriyle çarpışması sonucu oluşan bu dalgalar gözlenmiştir.
peki nasıl tespit edildi. temel olarak bu dalgaların tespit edilebilmesinin tek yolu uzay-zamanda oluşturdukları değişimleri gözlemlemekten geçer. bunu da özel bir lazerin tam karşısına bir ayna koyup ışık demetinin lazerden çıkıp tekrar lazere dönmesi esnasında aldığı yol ve geçen süre ölçülerek yapılır. kütle-çekim dalgaları uzay-zamanı eğip bükeceğinden dolayı lazer ışıklarının aldığı yol artar veya azalır veya her ikiside. tabi bu değişim oldukça küçük, mesela bir insanın boyunda birkaç pikometrelik bir dalgalanma meydana getirecektir. bu da yaklaşık bir atom çapına eşdeğer bir büyüklük.
Geçtiğimiz günlerde iki kara deliğin çarpışmasıyla varlığı kanıtlanan dalgalar.

(bkz: izafiyet teorisi)
Millet kütle çekim dalgalarını kanıtlasın, bizim ülkede de 3 yaşındaki kızın külodundan tahrik olunup olunmayacağı tartışılsın. Yaşadığımız coğrafyanın insanını sikeyim.
Lipo projesiyle doğrulanan kütle çekim dalgaları.
Kütle çekimsel dalga olarak da bilinir.

14.09.2015 yilinda lazer Interferometer yerçekimi dalgası gözlemevi (LIGO)´da yapilan deneylerin sonuclarindan yapilan degerlendirmelerle ispatlanmis, einstein´in teorisidir.

vasington´da yapilan aciklamada David Reitze´nin konusmaya basladiginda söyledigi ilk söz "We have detected gravitational waves" (gravitasyonun sesini detekte ettik).

bu da evrenin sesini artik duyabilecegimiz anlamina gelmekte, bunun yani sira evren hakkinda daha fazla bilgiye ulasabilecegiz.

peki bize ne gibi sorulara cevap olabilecek?
1) kara delikler gercekten var mi?
2) kütle cekim dalgalari einstein´in belirttigi gibi isik hizi ile mi ilerliyorlar?
3) uzayzamandan kozmik stringsler olusuyor mu?
4) Nötron yıldızı olarak bilinen yildirlar gercekten sert mi?
5) yildizlar neden patliyor?
6) evren ne kadar hizli genisliyor?

gravitasyon sesine bu sayfadan ulasabilirsiniz:
http://www.ligo.org/scien...sounds/chirp40-1300Hz.wav

kaynak:
http://www.ligo.org/science/GW-Inspiral.php
Kütle çekim dalgaları varsa niye bizi çekmiyor?

Ayrıca yayılan dalga nasıl ters etki yapıp geldiği yöne doğru çekebilir ki?
Elimizdeki bir taşı bıraktığımızda yere düşer. Bilimin ilk doğduğu andan bu yana bilim insanları taşın neden yere düştüğünü anlamaya çalıştılar. ilk düşünceler taşın doğasının aşağıda olduğu ve dolayısıyla taşın doğasına dönmek istediği yönündeydi. 17. yüzyılda Isaac Newton taşın aşağıya düşmesinin taşın veya yerin doğasından değil yer çekiminden doğduğunu ortaya koydu.
https://yesilgazete.org/b...11/kutle-cekim-dalgalari/
dindarların kuran'daki yerini aramakta oldukları dalgalardır.

hayır, bazı kuran ayetlerine rağmen, "her şey kuran'da mevcut olmalıdır" demiyoruz. fakat müminler hemen hemen her bilimsel tespitten sonra, o tespitin kuran'da zaten mevcut olduğunu iddia etmeye bayılırlar bildiğiniz üzere...

ne var ki hep geç kalırlar!.. yahu madem bilimin tespitlerinden bazıları kuran'da var, neden önce davranıp, araştırmıyorsunuz, nobelleri kapmıyorsunuz?
bundan tam yüz yıl önce albert einstein'ın genel görelilik kuramı'na göre var olduğunu söylediği ancak deneysel anlamda gözlenemeyeceğini ileri sürdüğü kütleçekim dalgalarıyla ilk defa 14 eylül 2015 tarihinde karşılaşılıp uzun ve sıkı süren araştırmalar sonucunda geçtiğimiz haftalarda bunun gerçekten de bir kütleçekim dalgası olduğu açıklandı ve bu olayla birlikte bilimde yeni bir boyut kapısı aralandı diyebiliriz. kısacası einstein hem haklı çıktı, hem de yanıldı.

peki kütleçekim dalgası nedir ve nasıl işler? çok kısaca tanımlarsak kütle ya da kütleler sayesinde uzay-zamanda oluşan kırışıklıktır.

kendisini benzetme yoluyla anlamaya çalışırsak denize atılan bir taşın etrafta oluşturduğu su dalgalarını düşünebiliriz. kütleçekim dalgaları da uzaydaki cisimlerin uzay-zamanı bükmesi sonucunda ortaya çıkar. örneğin bilim insanları tarafından bulunan kütleçekim dalgaları iki karadeliğin birbiri etrafında dönmesi ve sonunda birleşmesi sonucunda ani bir şekilde ortaya çıkan ve dünyamıza kadar ulaşan kütleçekimsel dalgalardır. bu dalgalar ortaya çıktığı an çok kuvvetlidir ancak zamanla mesafe kat ettikçe etkisi zayıflar bu yüzden de dünyamıza ulaşan bu dalgaları tespit edebilmek de bir hayli zordur. burada açıklayıcı bir kıyaslama yapacak olursak elektromanyetik dalgaların mesafe aldıkça etkisini kaybetmesi kütleçekimsel dalgalara göre daha çabuk olur ancak kütleçekimsel dalgaların alabileceği mesafe elektromanyetik dalgaların alabileceği mesafeden fazlasıya uzundur. kütleçekimsel dalgaların iletiminin diğer dalgalar gibi olmayıp sonsuz mesafede iletildiği konusu da fazlasıyla tartışılmıştır.

bu dalgaların tespiti için bir hayli zor demiştik ancak amerika'nın louisiana ve washington eyaletlerinde bulunan iki adet kütleçekimsel dalga dedektörü bu dalgaların varlığını deneysel olarak kanıtlamayı başardı.

aletlerin çalışma prensibi konusuna da basitçe değinelim. birbirinden kilometrelerce uzaklıkta vakumlu bir ortamda bulunan aynalarla kütleçekimsel dalgaların etkileşmesi sonucunda aynaların yerleri çok ama çok küçük bir ölçekte değiştiğinde (daha doğrusu aynalar arasındaki ve etraftaki uzay-zaman daralıp genleştiğinde) dalgalar gelmeden önce aynalara yansıtılmış olan ışınlarda da hafif kaymalar gözükür. yani kütleçekimsel dalgalar aynaların arasındaki uzay-zamanı sıkıştırıp genleştirerek aralarındaki mesafenin değişmesine yol açar ve bu durum aynalardan yansıyan ışınların açısında değişikliğe neden olup bu şekilde kütleçekimsel dalgaların etkisi anlaşılabilir. tabii bu çok kabaca bir anlatım oldu ama işin mantığı basitçe bu diyebiliriz. tabii bu aletlerin çeşitli doğa olaylarından etkilenmemesi için gerekli önlemler de bilim insanları tarafından alınmış durumdadır. yani makineye gelen bir deprem dalgası ayrıca tespit edilip ayıklandıktan sonra saf kütleçekim dalgasının yakalanması sağlanabiliyor.

son olarak bu keşif rutin hayatta bizim ne işimize yarayacak dersek, hiçbir işe yaramayacak. ev iş okul falan yine aynı yani. sadece evrenin o saliseden de küçük olan ilk anlarını daha iyi anlayabileceğiz. bunun sebebi ise o anlarda bize bilgi iletim görevini üstlenen ışığın henüz var olmayıp yerine ışıktan daha önce doğan kütleçekim dalgalarının var oluşudur.
(bkz: teknoseyir) de anlatılmıştır. Okumaya üşenen kişiler için doyurucu bir video.

https://teknoseyir.com/ku...lari-ilk-defa-gozlemlendi
https://youtu.be/mtCAmb_Mg1k

görsel
Yerçekimi eğiminin bulunmasından sonra ayntşaynı ispatlayan ikinci efsane.
geçen ay ikinci kez gözlenmiştir. bu sefer bu dalgaların kaynağı iki nötron yıldız çiftinin birleşmesi. 130 milyon ışık yılı bu iki yıldız birleşerek hem uzaya kütle çekim dalgaları yaymış hemde büyük bir gama ışını patlaması gerçekleşmiştir. dünyadan da gözlenen bu gama ışını patlaması K.Ç.D nın gözlenmesinden birkaç saniye sonra gözlenmiştir. bu gecikme gama ışınlarının uzayda diğer kütlelerle etkilişiminden kaynaklanıyor muhtemelen. işin ilginç tarafı oldukça nadir sanılan kara delik veya nötron yıldızı birleşmelerinin iki yıl içinde ikinci kez gözlenmesi. evrenin muazzam büyüklüğü ve bulundurduğu yıldız sayısı bu nadir olayı kısa sürelerde gözlemlemeye imkan sağlıyor olabilir.
bence uzak gezegenleri gitmeyi hadi en iyi ihtimalle haberleşmeyi böyle böyle bulucaz. 130 milyon ışıkyılı uzaktaki bir olayın etkisi bir kaç saniyede gözlemleniyorsa bu büyük bir devrimdir.
güncel Önemli Başlıklar