bugün

iyi niyetli bir yazarın, bilgilenme amacıyla sorduğu sorudur.

bir 3. dünya ülkesinde yaşadığımızı kabul ediyorum. günümüzde bile hala ankara,istanbul ve izmir hariç, özellikle şehirlerin kırsal kesimlerinde ilkel bir hayat sürdüğü gerçek. sadece güneydoğunun değil, neredeyse bütün şehirlerdeki köylerde yol,su, elektrik yok. Sürekli karşılaştığım "çok zulm gördük, işkence çektik" önermesinin ne ölçüde doğru olduğunu merak ediyorum.

not: terör eylemine karışan kürt kökenli vatandaşlara asker tarafından yapılanları bu sorunun dışında tutuyorum elbette..
hala birilerinin beni aydınlatmasını beklediğim başlıktır.
kimlik kontrolü sırasında, sekiz kişi arasından sadece doğu kökenli birinin gbt'sine bakılmasıdır. zülümdür, küçük düşürmedir, insanı kendi kendine ağlatır.
kenan evrenin kürtler üzerindeki yaptırımları incelendiğinde görülebilecek zulümdür ki bu, zulmün cumhuriyet tarihindeki bir kısmıdır. aklı başında hiç bir kürt terörizmi savunmaz. bu konunun kavranabilmesi için aklı başında bir kürtle tartışmak gerekir.
asıl soru işareti buradadır.devlet eğitim-yatırım konusunda üzerine düşeni yapmadığı için mi bu halk böyle ... kalmıştır? yoksa bu halk böyle ... olduğu için mi devlet eğitim-yatırım götürememiştir.
not: üç noktaları kimseyi incitmeyecek bir sıfat bulamadığım için dolduramadım. siz anladınız.
bıktığım zulümdür.

hem "kürtlerin kendilerine yapıldığını söylediği zulm" de olmaz, "kürtlerin kendilerine yapıldığını söyledikleri zulüm" olur.

aslına bakarsanız bu başlıktan rahatsız olmamız lazım hepimizin. çünkü bir kısmımız kürtlere laf çakmak için, diğerlerimiz de savunma psikolojisiyle birşeyler yazacaklar. gereksiz.
gerekli olabilecek bir başlıktır.
ruhun içine işlemiş olan eziklik duygusunun dışarıya zuhur etme hadisesidir.