bugün

dahilik seviyesine varan sanattır. acıları bal eylemiş sabah akşam yemektedir bu halk.
bir acı edebiyatı almış başını gidiyor. .
-niye asker öldürüyorsunuz?
-diyarbakır cezaevi' nde bok yedirdiler.
-tüm cezaevlerinde insanlık dışı uyugulamalar vardı peki niye bölücülük yapıyorsunuz?
-yavuz selim zamanında kürtler öldürülmüş onun intikamını alıyoruz.
diyarbakır da kaçak elektirik kullanma ve yeşil kart oranı %70 lederde seyreder. ama hep devlete düşmandırlar. doğu kadar karadeniz' in dağ köyleri ege' nin toroslar' ında da fakirlik var ama kimse başkaldırmıyor.
had safhadadır.
-niye anarşistlik yapıyonuz?
-açız?
-olm aşiret düğünlerinde milyarlar hacada uçuşuyo. neden ağalara sesiniz çıkmıyo?
-banane devlet bize baksın.
- acı var mı, acı ?
+ yok ağabey, o da yok. bizim hiç bi şeyimiz yok. devlet bize acı versin...
- inşallah inşallah... fakir edebiyatınızı sikeyim sizin.
Yakında duyarız 'açız biz açız devlet bize yardım etsin üç tane karı aldım on çocuğum var daha da istiyorum devlet düğünümü yapsın çeyrek altın taksın bize.'
(bkz: çıkayım dağlara kurtlar yesin beni)
şark kurnazlığıyla da soslarlar bir de. herkes inansın diye. ama yemezler.
mezopotamya ağlaklığıdır.
(bkz: isot satış teknikleri)
maalesef ve üzülerek, gerçek olduğunu gördüğümüz kültür erezyonu.

o insanları bu hale getirenlerin özgürlük ve hukuk pazarlamacısı olduğunu görmeninse paha biçilemez.
acısının keyfini yaşamaktır.
malesef mağdurlukları kullanılmaktadır farkında bile değiller.
hatta bu yolda bdp apo iktidar bile kullanılmaktadır kimler tarafından kullanıldıklarının cevabı okyanusun ötelerinde.