bugün

mallarla da aynı ülkede yaşıyoruz lakin Allah'a bin şükür mal olmuyoruz, şeklinde yanıtlanabilecek durum.
pkk terörü nedeni ile vatandaşların büyük kısmı kürt kökenli vatandaşların çoğunlukla yaşadığı güneydoğu'ya gidememektedir.

gidebilseler belki birkaç kelime öğrenebilirler.
eşcinsellerle aynı ülkede yaşayıp cinsiyetini değiştirmemek.
normal bir hadise. türkçe biliyoruz çünkü yüzde 99 herkes biliyor ingilizce italyanca biliyoruz çünkü işe alınırken soruyorlar. şimdi bu başlığı açan arkadaş söyle bana ben neden kürtçe bileyim ?
köpeklerle aynı ülkede yaşayıp dillerini bilmemekten bir farkı olmadığını düşündüğüm hede. * * *
"türkiye'de yaşayıp, resmi dili türkçe olan bir ülkede kürtçe bilmemin bana ne gibi bir faydası olacak?" sorusunu akıllara getiren bir serzeniş hezeyanıdır. *
bir ülkede resmi, ortak dil kavramı vardır; bu en çok konuşulan dilin, en büyük halk kitlesi tarafından kullanılması demektir. çoğunluk bir dili konuşurken, azınlığın ona uyması gerekir, çoğunluğun azınlığa değil. en ekonomik, en akılcı ve en işler yöntem budur çünkü. kürtler bizim kardeşimizdir fakat türklerin de bir azınlık dilini öğrenmesine gerek yoktur. nasıl çerkesce, lazca, ermenice öğrenmiyorsak, kürtçe de öğrenmeyeceğiz.

kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya olan, bilim dili olmayan, ileride "kullanılmayan" diller arasına girecek, bir devletin değil, bir azınlığın dilini ülke insanları öğrenmek zorunda değildir. bu çok yanlış, saçma ve gereksiz olur çünkü.

yalnız burda ek olarak türklerin bir yanlışından bahsetmek istiyorum: andımız. andımızda: "türk'üm, doğruyum, çalışkanım" sözleri geçiyor ve bizler bu ülkede bir tek türklerin yaşamadığını biliyoruz. demokrat düşünmek ve davranmak için bunu bizden örneklemek istiyorum. türk olduğumuz halde, kim her sabah okulda "kürt'üm, doğruyum, çalışkanım" diye ant okumak ister? böyle bir yanlışın varlığına ve fazlalığına da dikkat çekmek istedim izninizle. bir ülkede yaşayan herkes o ülkenin resmi dilini konuşmak, resmi marşını bilmek zorundadır. ama her gün öğrencilere papağan gibi okutulan "andımız" günümüz dünyasında son derece antidemokratik ve yanlış bir uygulamadır.

burası, türkiye cumhuriyeti devletidir ve resmi dili türkçedir. bu ülkede yaşayan insanlar, hangi milletten olurlarsa olsunlar bu resmi dili konuşmak zorundadırlar. azınlık olarak onların da en az bir türk vatandaşı kadar hakları vardır. onlarla biz kardeşçe zorunda yaşamak zorundayız, onlar da bizle kardeşçe yaşamak zorundalar. bu yüzden azınlıklar, istedikleri gibi ibadetlerini yerine getirebilir, yaşadıkları ülkenin resmi dilini bilmek dışında kendi ana dillerini de konuşmayı sürdürebilirler. ama herhangi bir şekilde, ülke insanlarının pek bir yerde kullanmayacağı bir azınlık dilini bilme zorunluluğu yoktur. böyle bir zorunluluk yokken, bunun eksikliğinin de bir ayıbı yoktur. demokratikleşelim derken, işin bokunu çıkarıp antidemokratik önermeler ortaya atmayalım lütfen.
Kürdistanda yaşıyor olsak* bir ihtimal ama cennet vatanımda hiçbir şey kaybettirmeyecek olan durumdur. Hadi bakalım ikileyin, burası Türkiye. işinize gelirse.
ingilizlerle ruslarla çinlilerle aynı dünyada yaşayıp aynı dili konuşmamak gibidir.
kürtlerin dahi bilmediği bir dilin eksikliğini çekmemektir.

bilsek ne olur? bilmesek ne olur? kürtçenin eksikliğini çeken bir insan evladı olduğunu düşünmüyorum.

ha, zorlama/zoraki varlığı hakkaten sıkıntıdır. ayrı konu.
hiçbir sorun teşkil etmez, mis gibi ana dilim olan türkçeyi konuşurum.
(bkz: çok utandım şimdi bak)
"kendi kendini bilmenin" bir neticesidir.
ne geresiz insanlar var şu dünyada ya. bütün gün bilgisayar başında entry girerek doğru bilgiye sahip olduğunu düşünen insanlarla. öyle bir dünya yok dostum! bilsen ne olur? bilmesen ne olur? bu ülkenin tarihi belli, sınırı belli, bayrağı belli, dili, dini, marşı, askeri, hükümeti... hepsi belli. ne gerek var şimdi karıştırmaya, kurcalamaya? kütçe konuşsan ne olacak? yeni bir açılım mı yapıyoruz? şimdi bunları söyleyince 'ırkcı' damgası vuruyorlar.

hayır sorsan 'sen biliyor musun?' diye bilmez. ancak atmıklı klavyesinden entry girip etrafı galeyana getirir. yazık...
bir ayıp veya eksiklik değil. daha dil olup olmadığı tartışılan, bağımsız olarak herhangi bir ülkenin resmi dil olarak kabul etmediği bir dili bilmemek eksiklikse; eksiğiz hepimiz. ama insanlar konuşuyor, anlaşıyor, dertlerini öyle anlatıyor diyenler için tikkyleri örneklendiriyorum; ya onlarda gaza gelip 'pizi neden takmıyoolar? tikkyce onları paklamıyooo mu ya?' derlerse.

(bkz: tikky bir dil midir)
resmi ve yaygın dilin türkçe olmasından ileri gelebilir. tabii ileri gelebilen daha birçok sebep vardır ancak böyle başlığa bu kadar kelime yeter de artardır.
resmi dili Türkçe, tapındığı dili ingilizce olan bir ülkede normal sayılan hadisedir.
asıl türkiye'de yaşayıp türkçe bilmeyenler sorgulanmalıdır. 30'lu yaşlarına gelip türkiye'nin başkentinde bir trafik kazasında hastaneye getirildiğinde derdini bile anlatamayacak kadar türkçe bilmemesi normal midir?
türkiye topraklarında türkler ile yaşayıp;
türkçe bilmemek kadar abes olmayan normal durum...
cahilliktir.
bu ülkenin resmi dili olsaydı pekala saygı gösterilip öğrenmek zorunda olanacak olan eylemdi kürtçe öğrenmek. fakat burası türkiye'yse resmi dil türkçe'yse türkçe konuşacaksın.
kürtlere yakın olmayanların bilmemesi normaldır.
resmi ve ortak dilin belli olduğu bir ülkede triplere girmektir, illa inat edeceksen ingilizce öğren ve o bozuk aksanınla konuşup kendini iyice rezil et.
bazı safların zannettiğinin (#746519) aksine normaldir. bu durumda lazcayıda, bulgarcayıda, rumcayıda, makedoncayıda, arnavutcayıda bilmemiz gerekir. biliyor muyuz hayır, biliyor musunuz hayır(!) o zaman salak salak konuşmayacakmışsınız. amerikalılara gidip hintçe biliyor musunuz diye soruyor musunuz? new york ta, los angeles ta amerikalılardan daha fazla şekilde hintlilerle, pakistanlılarla karşılaşıyorsunuz. ama bu hiçbir şeyi değiştirmiyor o insanlar için; kısacası (bkz: bi siktirin gidin adamakıllı çay demleyin) *
(bkz: çinlilerle aynı kıta da yaşayıp çince bilmemek)