bugün

kültür karın doyurmuyor diyenlerin sayısının her geçen gün çoğaldığını hissedebiliyorum. evliliklerde bile öyledir ya. kız isteme eşiği olarak para, mal, mülk derttir, tasadır, koşuldur. zenginliğin, parasal tatminin ziyadesiyle hayatın odağına sokulmasından rahatsızım kendimce. ama dünya böyle döndüğü için vaziyeti yadsıyamıyoruz artık. lakin kafama haddinden fazla takılan bi mevzu emek ve kültürel donanımın hiç ama hiç önemsenmeyip hatta yer yer tiye alınıp parasal olguların fazla göze sokulması. bazen de bu rahat yaşama isteğiyle örtüşen maddi kaygılar insanın arka belleğine o kadar yerleşmiştir ki açık net ifade duvara çarpıp döner. açık seçik ifade hoş karşılanmaz. ama bellekte hiç gitmeyen maddi kaygılar iyi ve donanımlı insan olma eyleminin bile açık açık önüne geçer. sadece ifadelemekten çekinilir.
-dostum, o özünde çok iyi bir insan. üstelik donanımlı. dünya görüşü sağlam.
+iyi de parası var mı hacı?
-kardeşim ben yaşam felsefesi diyorum. sağlam falan. hatta her konuda konuşulası.
+arabası ne modeldi?
-her konuda kendini geliştirmiş. kültürel aktiviteler, sanat, tiyatro,sinema, ekonomi, gündelik yaşam teorileri.. ona sor, o derece.
+aylık geliri ne kadar?
-aktivite, bireysel donanım diyorum.
+ya parasal vaziyetler, maddi güç, sosyal statü, şan, şöhret?
-kültür!
+para!
-kül...
+pa...
-kü...
+p...
-...
+...

bir de şey vardır adam yıllarca sinemaya, tiyatroya, eğitime gönül vermiştir. proftur mesela. kendini eğitim adına yiyip bitirmiştir. daha dün çıkmış popçu ondan meşhurdur. veya sinema gediklisidir, oynamadığı film kalmamıştır. gene bakarsın, sıradan bir futbolcunun ismi ve soyismi daha çok dile pelesenk ediliyordur. enteresandır bu emek-değer işleri. neymiş kültür hak getireymiş, para-ün-şan-şöhret lazımmış. eee yeni çağ bu. nimetleri gibi popüler tüketim sendromları da var. kıymetini bilelim hep beraber.
edit: ilişkili başlık için;
(bkz: #6971435)
(bkz: türkiye halkı)
oldukça "züğürt" bir düşünme biçimidir.
paraya tapan insanların bulunduğu yerde doğal olan davranış şeklidir.
erkeklerde de erdemli, iyi bir kıza değil de güzel olana değer vermekle orantılı olan durumdur. bir kız ne kadar erdemli ve iyi olursa olsun şayet 90kg ve patates gibi bir burnu varsa ne kadar şansı vardır ki tercih edilme açısından bakıldığında.

o yüzden kimsenin "ama kızlar para peşinde..." diyerek gizlice kadınların kendilerini pazarladığını ima etmesin zira aynı imalarda bulunan erkeklerin de arzuladığı zaten kendilerini yatakta mutlu edecek fahişe ruhlu güzel kadınlar sadece.
kimse bu işte masum değil tamamen arz-talep meselesi, ayrıca herkes layık olduğunu bulur bir şekilde...
acı ama gerçektir.

(bkz: kültürlü insana değil paralı insana vermek)
bilgili ve iyi ders anlatan öğretmene değil de marka giyinen ve arabası olan öğretmene değer veren öğrencilerin olduğu toplumda yadırganmaması gereken davranış. aileden öğrenilmektedir.
Nasrettin hocamız "ye kürküm ye" fıkrasıyla, bu gerçeği yüzyıllar önce tespit etmiştir.
makbulü sahip olunan kültürü paraya çevirmiş insandır. ikisi de eşdeğer hayati ihtiyaçtır.
(bkz: vermek)
odak noktası para olan insanlar, yani eş dost akraba, elbette sevgililer, bu tavr takınarak kalitelerini gösterirler. rahmetli kemal sunal'ın acı bir tebessümü var, defaatle denk gelmişsinizdir, bir tane ondan atın, sonra yolunuza bakın. yaraşan budur.
güncel Önemli Başlıklar