bugün

(bkz: çiftçilere neden ananı da al git burdan demeliyiz)
(bkz: koylulerdeki ezik durus)
(bkz: bir boka benzemeyen şiirler)
"düşman köy hammadde üretmesin diye". şeklinde cevaplanabilecek soru.
(bkz: age of empires)
çünkü milletin efendileridir, halbuki biz din aracılığıyla türkiye'yi satanlara efendi demeye alışmış bir toplumuz.
En kaypak bir kesimdir. Özel mülkiyetleri olduğundan hep düzen partilerine oy verirler. Sağ partilere oy verirler ama sol çözümler isterler. Maddi durumları en iyi memurdan da iyidir. Çok varlıklı, modern tarım yapan tüccar köylüler de vardır. (Ova Köylüleri) Acınacak bir kesim değildir. Acınacaksa memur, işçi ve fakire acınmalıdır. Ama içlerinde gerçekten efendileri de vardır.
(bkz: bize birşey anlatmaya çalışıyor galiba)
(bkz: aoe)
çünkü onlar ağırkanlı adamlardır
değişen bir dünyaya karşı
kerpiç duvarlar gibi katı
çakır dikenleri gibi susuz
kayıtsızca direnerek yaşarlar
aptal, kaba ve kurnazdırlar
inanarak ve kolayca yalan söylerler
paraları olsa da
yoksul görünmek gibi bir hünerleri vardır
herşeyi hafife alır ve herkese söverler
yağmuru, rüzgarı ve güneşi
birgün olsun ekinleri akıllarına gelmeden
düşünmezler...
ve birbirlerinin sınırlarını sürerek
topraklarını büyütmeye çalışırlar

köylüleri niçin öldürmeliyiz ?

çünkü onlar karılarını döverler
seslerinin tonu yumuşak değildir
dışarda ezildikçe içerde zulüm kesilirler
gazete okumaz ve haksızlığa
ancak kendileri uğrarlarsa karşı çıkarlar
adım başı pınar olsa da köylerinde
temiz giyinmez ve her zaman
bir karış sakalla gezerler
çocuklarını iyi yetiştiremezler
evlerinde, kitap, müzik ve resim yoktur
birgün olsun dişlerini fırçalamaz
ve şapkalarını ancak yatarken çıkarırlar

köylüleri niçin öldürmeliyiz ?

çünkü onlar köpekleri boğuşunca kavga ederler
birbirlerinin evlerine ancak
ölümlerde ve düğünlerde giderler
şarkı söylemekten ve kederlenmekten utanırlar
gülmek ayıp eğlenmek zayıflıktır
ancak rakı içtiklerinde duygulanır ve ağlarlar
binlerce yılın kalın kabuğu altında
yürekleri bir gaz lambası kadar kalmıştır
aldanmak korkusu içinde
sürekli birbirlerini aldatırlar
bir yere birlikte gitmeleri gerekirse
karılarından en az on adım önde yürürler
ve bir erkeklik işareti olarak
onları herkesin ortasında azarlarlar

köylüleri niçin öldürmeliyiz ?

çünkü onlar yanlış partilere oy verirler
kendilerinden olanlarla alay edip
tuhaf bir şekilde başkalarına inanırlar
devlet; tapu dairesi, banka borcu ve hastanedir
devletten korkar ve en çok ona hile yaparlar
yiğittirler askerde subay dövecek kadar
ama bir memur karşısında bu da tuhaftır
ezim ezim ezilirler
enflasyon denince buğday ve gübre fiyatlarını bilirler
cami duvarı, kahve ya da bir ağaç gövdesine yaslanıp
onbir ay gökyüzünden bereket beklerler
dindardırlar ahret korkusu içinde
ama bir kadının topuklarından
memelerini görecek kadar bıçkındırlar
harmanı kaldırdıktan sonra yılda bir kez
şehre giderler !...

köylüleri niçin öldürmeliyiz ?

çünkü onlar otobüslerde ayaklarını çıkarırlar
ayak ve ağız kokuları içinde kurulup koltuklara
herkesi bunalta bunalta, yüksek perdeden
kızlarının talihsizliğini ve hayırsız oğullarını anlatırlar.
yoksulluktan kıvrandıkları halde, şükür içinde
bunun, tanrının bir lütfu olduğuna inanırlar
ve önemsiz bir şeyden söz eder gibi, her fırsatta
gizli bir övünçle, uzak şehirdeki
zengin bir akrabalarından söz ederler
kibardırlar lokantada yemek yemeyi bilecek kadar
ama sokağa çıkar çıkmaz sünküre sünküre
yollara tükürürler...
ve sonra şaşarak temizliğine ve düzenine
şehirde yaşamanın iyiliğinden konuşurlar

köylüleri niçin öldürmeliyiz ?

çünkü onlar ilk akşamdan uyurlar.
yarı gecelerde yıldızlara bakarak
başka dünyaları düşünmek gibi tutkuları yoktur
gökyüzünü, baharda yağmur yağarsa
ve yaz güneşleri ekinlerini yetirirse severler
hayal güçleri kıttır ve hiçbir yeniliğe
bu verimi yüksek bir tohum bile olsa
sonuçlarını görmeden inanmazlar
dünyanın gelişimine bir katkıları yoktur
mülk düşkünüdürler amansız derecede
bir ülkenin geleceği
küçücük topraklarının ipoteği altındadır
ve birer kaya parçası gibi dururlar su geçirmeden
zamanın derin ırmakları önünde...

köylüleri, söyleyin nasıl nasil kurtaralım *
(bkz: ironi)
bir ülkenin köylüsünün o ülkenin asıl konumunu gösterdiğini, anlayamayan insanların düşünce şekli...
bir yandan köylülüğün olumsuzluklarına dikkat çekerken diğer yandan köylüleri bu davranışlarından ötürü aşağılayan "soylu" kesimleri eleştirmek için yazılmış bir şiirdir.
şairi -şükrü erbaş- bu şiir üzerine süleyman demirel'den uyarı almıştır.
ironiden anlamayan nesle aşina olmayan şairlerimizdendir şükrü erbaş.
iyi ki yazmıştır bu şiiri de... ellerine sağlıktır.
son mısrası: Köylüleri SÖYLEYiN NASIL NASIL KURTARALIM? olan şiirdir.

NOT: hayatı boyunca sadece lise yıllarındaki edebiyat kitaplarında okuduğu şiirlerle yetinen, zavalı ve beyin yoksunu şahısların yorumlayamadığı şiirdir.
buğday üretimini sıfırlayıp 1 ekmeği 10 tl ye yemek için.
köylü milletin efendisidir diye çok iyi bir açıklama yapılması makbuldür.
(bkz: fakirleri öldürmek)
(bkz: köylüleri niçin öldürmemeliyiz)
(bkz: şehirli insanın kendini bir bok sanması)
çünkü onlar anadolu'nun sembolüdür. faşist genellemelerle aşağılanamazlar, onlar olmasa sen burda sebzeni meyveni yiyemezdin. onları cahil hale getiren kıdemli insanların öldürülmesi gerekir asıl.
şükrü erbaş'ın bu izin şiirine ne kaynaklık etmiştir dense, kalıbımı basarım ki, seven samuray filmindeki deli samurayın köylüler ile ilgili nutuğu derim. Ayrıca ismet özel'in de bir şiirinde bir dize olarak yer bulur kendine.
kendim özel bir durum için de bu ifadeyi hatırlarım; bu sözlükteki köylü algısında olup efendilik taslayan, hemen her konuda mahallenin abileri ile aynı düzeyi ve söylemi paylaşan yazarlar için..
yapay ve sanal dünyalara tam geçişimizi engelleme potansiyelleri olduğu için katlleri vaciptir. zira doğal ve güzel olan herşeyden kurtulmak istiyorsak kökene inip, o cici insanları ortadan kaldırmalıyız.
akla karşı tezler

koyluleri nicin oldurmeliyiz?
bu sorunun karsiligini bulamiyorum
icinden cikilmaz bir olay, ama onemsiz
koyluleri oldurmesek de olur
hatta onlarin kalin suratlarini
gormezlikten gelebiliriz
yapilacak cok sey var daha
sozgelimi ben, kendim
hic hayit agaci gormemisim
gormeden olurum diye korkum da yok
degil mi ki albatrosu baudelaire'den
yves bonnefoy'dan semenderi ogrendim
bir gun bakarsiniz
su guzelim bilgic beynimi kirip
tenesir tahtasi olarak kullanabilirim.

ismet özel

edit: şükrü erbaş'ın şiirinde köylüleri öldürmek kastedilmiyor bence köylülüğü yok etmek kastediliyor.
bokumuzu yemek için.
ayrıca;
(bkz: formatın içine etmek)
ürettiklerini bu kadar ucuza sattığı için öldürmeliyiz.
Parayı onlar değil aracılar kazandığı için öldürmeliyiz.
Emeğinin karşılığını yeterince almadığı için öldürmeliyiz.
çünkü very hard da oynadığımız için hepsini öldürmezsek victory olmaz.
çünkü bir gün gelip o köylü zihniyetleriyle başbakan oldukları için.
Günün anlamına uygun oldukları için.
güncel Önemli Başlıklar