bugün

ilk görüldüğünde bu canlılara bakmış kişiler için kötü bir intibah bırakan eylem.*

köpek bakmak, onu beslemek dünyada yaşayabileceğimiz en güzel, en asil duygulardan biridir, evet. paylaşmayı sorumluluğu öğretir. hiçbir insanoğluyla yaşamayacığınız şeyleri yaşarsınız, konuşmasa da. canınızdan bir parça olur. zaman geçtikçe birbirinizin düşüncelerini anlarsınız, öyle böyle değil. yaşamayan bilemez. bu duyguyu yaşayanlar eminim kafa sallıyorlardır şu anda.

onları sevmek için birçok neden de vardır aslında. benim için en önemlisi, yüzünüze güldükten, oyunlar oynadıktan sonra, asla arkanızdan konuşmuyor olmalarıdır.
evde yeni yürümeye başlamış bir bebek varken oldukça zor olan eylem. hele köpek av köpeği yavrusu olduğundan ufacık ve daha bir aylıksa yavru kediye benzeyen köpeği bebekten korumak gerekir. kuyruğundan bacağından asılıp fırlatır durur. geceleri kalkar köpeği ister. köpek biraz büyüyüp dişleri tırnakları çıkınca olay tersine döner. çocuk oona saldırdıkça köpek ona saldırır. tırmalar ısırmaya kalkar. hala ufak olduğu için mücadele başa baş sürer. uzaklaştırmaya çalışırsınız çocuk köpeği isteyip ağlar. birbirlerini görünce yine boğuşma başlar. köpek iyice büyüyünce çocuk ellerini ve yüzünü korur, ayaklarıyla yatarak köpeğe tekmeler atarak uzaklaştırır. baktın olmadı köpeği çiftliğe götürürsün. aylar sonra pikniğe anne baban çocuğunu alıp çiftiliğe gelirler. büyüyen ve yetişkin olan köpek, insan canlısı olduğu için bana yeni yürümeyi öğrenmiş bacaklarıyla koşan çocuğa doğru koşar. anne baban korkar. köpeğin ısırmayacağını bilirsin. çocukta hatırlamış gibi köpeğe sarılır. oynaşır gibi sarmaş dolaş olurlar. bir de bakmışsın çocuk dönmüş köpeğin burnunu ısırıyor. zavallı köpek yalvarır gibi sesler çıkararak kaçar *
Bir köpekle arkadaşlık kurmakla sürekli karıştırılan eylemdir. Şöyle ki; köpek beslemek, bir köpeğe yemesi için yiyecek vermek ya da yemesine yardım etmekten başka bir şey değildir.

aranan anlam için

(bkz: köpekle arkadaş olmak)
sorumluluk, fedakarlık, emek ve bolca sabır ister. hatta hepsinden bolca ister. bebek bakmaktan farkı yoktur... eğer bir köpek alıyorsanız ömrünün 10-15 yıl süreceğini, bu süre içinde tıpkı engelli bir çocuğa bakıldığı gibi ona bakmanız gerektiğini, yıllar boyu günde en az iki kere çişe kakaya çıkarmanız gerektiğini, yüklü masrafı olduğunu, tüy dökeceğini evdeki eşyaları kemireceğini, hasta olunca maddi ve manevi yükler çıkaracağını unutmayın. eğer ben bunları yapabilirim diyorsanız, kendinizi düşünmeden şartlarınızın hangi ırk köpeğe uygun olacağını düşünün ve öyle karar verin. küçük çocuğunuzun ona tamı tamına bakacağına inanıp, "tüm sorumluluk senindir" diyerek köpek almayın, öyle olmayacak... aldıktan sonra ona ömrünün sonuna kadar iyi bakmakla yükümlü olacaksınız. dünyanın en güzel paylaşımlarını yaşayacaksınız, inanılmaz duygular anılar sizin olacak ve karşılıksız sevgiyi bulacaksınız. o size sizin ona bağlandığınızdan çok daha fazla bağlanacak. bu sebeple aldığınız köpeği barınağa, bir başkasına ya da sokağa bırakmayın... nasıl çocuğunuz yaramaz ve dayanılmaz da olsa onu yanınızdan ayırmayacaksanız köpeğinizi de ayırmamalısınız. ailesi barınağa bıraktı diye hiçbir şey yemeyip açlıktan ölen, intihar eden köpekler var. onun bir "can" olduğunu asla unutmayın. imkanınız olduğunda bırakın petshopların hastalıklı evcillerini ve gidin barınaktan bir köpek kurtarın...
(bkz: it beslemek)
imralı'da özene bezene beslenen bir köpeğimiz vardır.
cins bir köpek.
dünya'da başka örneği yok zaten.
her gün hayvanların kilolarca et yediğini düşünüp onları beslemek yerine her gün bir yetimin karnını doyururum diyenler nedense her şey lafta kalıyor. bugüne kadar acaba kaç yetimin karnını doyurdu? herkes hayvan sevecek diye bir şey yok ama o hayvanların da bize muhtaç olduğunu ve her gün kilolarca et değilde bir avuç bile olmayan yemek yediğini unutmamak lazım. o hayvanların gözlerindeki o muhtaçlığı göremeyenlere yapacak bir şey yok...
tıpkı kedi gibi mındar olan bir hayvanı beslemek ve evdeki melaikeleri kaçırmaktır.
5 tane köpek besliyorum * masrafı yükü herkes kaldıramaz elbet. zaten bu iş öyle parasız ve cahil(din cahili, hayat cahili vs) insanların yapacağı iş değil. kendi belinden düşen çocuğuna o kadar özen göstermiyor ki çoğu aile. dışardaki insanlara dikkatlice bakın. neye dönüşmüş çoğu ailesi yüzünden. işte durum böyleyken '' Allah'ın yarattığı canlı''ya nasıl baksın? Ha bi de şu var böyle kişiler kendini dindar sanıyor...
jack russell cinsi bi köpekle aynı evi paylasıyorum. beslemenın zorlukları var belli asamalarda ama eglencesi ve köpegin baglılıgı muhtesemdır. beslemeyen yasamayan bilmez.
Golden beslemek şahanedir. Hele ki tek yaşıyorsanız. Hele bir de adı Cafer ise . 2 aylıktan itibaren bakmaya başlayınca kopmak zordur. Birlikte uyulur uyanılır yemek yenir. Gezilir tozulur. Hatta öyle bir sevgidir ki yanınızda uyurken bile ruyanızda başına bişey geldiğini görüp ağlayarak uyanırsınız. Masraflıda değildir ne yerseniz onu yer. Bazen kuru ekmek bile yer gıkı çıkma çok sever çok seversiniz. Tam bir psikolojik destektik bakışlarıyla durup dururken gülme krizine sokar .
hiç yaşamadım ama dünyanın en güzel duygusudur sanırım.

köpek besleyenlerin yaşadıklarını okuduğumda imrenirim hep. adı hayvan birine hakaret etmek için bile kullanılır.

--spoiler--

bir kere tertemizdir, bizimkini unuttuk 1,5-2 aydır yıkamıyoruz hayvan benden temiz,
ne koku ne bişey,bembeyaz. gerekirse hemen yalanır temizlenir.
kakasını çiş yaptığı yere, çişini kaka yaptığı yere yapmaz; yaptığı yer rahat ve ferah bir yer
olmalıdır, öyle bir kovaya kum koyup hadi bakalım diyemezsiniz, hadi yaptı diyelim bir kere, ikincide o kumu döküp de iyice temizlemezseniz hayatta bir şey yapmaz oraya, temiz demiştim dimi?

ikincisi, duygusallıkta sınır tanımaz. öyle bırakayım da gideyim,
evde rahat etsin, gelince de kaldığım yerden devam ederiz durumları yoktur.bugün
evden uzun süre uzakta olacak bir sevdiğinin gitmesinin peşinden uzun süre dönmeyeceğini
hissetmiş, ona ait kullanılmış (kokusu sinmiş) çorap, pijama gibi şeyleri yatağın onun
tarafında toplamış ve onlarla uyumuştur. pijamayı çamaşır makinasina atmaya kalktığım için de beni
azarlamıştır,küsmüştür. gelene kadar onlarla yatar artık.

üçüncüsü, şımarıktır. siz onu sevene kadar delirir, gerekirse kafanıza çıkar yine de
kendini sevdirir. bu da yetmez aralıklarla sevgi isteğini gerçekleştirir.
onunla oynamak yerine oturmuş bilgisayarla oynuyorsanız kendinizi aşağıya atın daha iyi yani,
gelir hemen gerekirse paçalarınızdan çekiştirerek sandalyenizden kaldırıp dikkatinizi kendine çeker.

--spoiler--

yemin ediyorum çoğu özelliği aynı ben *
ortalama bir türk çocuğunun mutlaka istediği ve genelde babaların reddettiği bir uğraşı. psikolojik olarak pek çok faydası ispat edilmiştir.
zevktir, aşktır, tutkudur.. aynı zamanda çok ta zordur..
sonunda yenilmiyecekse gereksiz eylem. beslemek nedir aga, tavuk mu bu, keçi mi, koyun mu?

buradan tdk yetkililerine sesleniyorum, buna başka bir ad bulun. eğreti duruyor, köpek beslemek.
görsel
Günahtır ve pistir. Eve melek girmez. Kedi ise candır sevimlidir. Kedi beslemek gibi asil değildir.
Sadece sorumluluk gerektirmez, insanoğlu gibi besleyip, büyüteceksin. Ve sonra farkına varıyorsun ki kimi köpekler kimsenin veremediği mutluluğu, huzuru size vermiş.
31 mayıs ve haziran ayında migros un yaptığı şeydir.
sadece heves edenlerin yapmaması gerekendir. sonra köpeğe bakamayıp sokağa salıyorlar telef oluyor hayvan.
Pahalıya patlar.
ilk başta zorlu ama sonrada o seni kokladikça sen onu tanidikça eğlenceli olan eylemdir.
Not : köpekle kiz düşmüyor
Not2 : köpeğe olana kizlar teklif etmiyor.
Oldukça zor ve zahmetli bir iştir.
Evden biri gibi kabul etmeyecekseniz, kesinlikle kalkışmamanız gereken bir iştir.

Eğitimi, tuvaleti, temizliği, aşıları, bakımı, hoplaması, zıplaması, kısacası ciddi anlamda maddi manevi emek isteyen bir iştir.

Hebele: Bahçede beslemeniz önerilir.
bahçede beslenecekse beslenmeli. hem hayvana hem bize yazık.
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Melekler, içerisinde köpek ve timsaller bulunan eve girmezler." (kütübü sitte, hadis no: 2169)