bugün

yeni şafak gazetesinden ibrahim karagül'ün, korkulanın başımıza gelmek üzere olduğunu, 08/07/2007 tarihinde haber verdiği yazısının başlığı;

yazı şöyle:

türkiye'nin kuzey irak'a yönelik operasyonu başladı. daha doğrusu terörle mücadele operasyonunun ötesinde "savaş" olarak ifade edilen bir süreç başladı. türkiye, k. Irak, Irak yönetimi ve dünya bütün dikkatlerini bu yeni krize çevirdi. sınır ötesi harekat yapılır mı yapılmaz mı, zararlı mı yararlı mı tartışmaları devam ededursun, birkaç gündür açık bir çatışma hali yaşanıyor ve zamanla bu oldukça kapsamlı bir çatışmaya dönüşecek.

gelişmelere bakalım:

başbakan tayip erdoğan, gerekirse tezkere konusunun gündeme gelebileceğini açıkladı. aynı zamanda, daha önce "düşmanlarımızla bile görüşürüz" anlayışının yerine "kabile lideriyle görüşmeyiz" anlayışının hakim olduğunu ortaya koyan cümleler kullandı.

türk ordusu, 200 bin civarındaki askeri yığınakla, günlerdir türkiye topraklarında yürüttüğü operasyonlarını yoğunlaştırdı. aynı zamanda birkaç bin asker irak topraklarına girdi. bu bir başlangıç, beklenti, on binlerce askerin katılımıyla kapsamlı bir operasyonun başlayacağı yönünde.

türkiye, irak sınırı boyunca yasak bölge uygulamasına başladı. üç ilden k. ırak'a hem karadan hem havadan giriş-çıkış yasağı kondu. yeni bir kırmızı çizgi ilan edildi. bir çeşit olağanüstü hal yolu açıldı. kriz devam ederse uygulama bölge geneline yayılabilir. hatta, kuzey ırak'tan gelecek reaksiyona karşı yeniden olağanüstü hal uygulaması yeniden başlatılabilir.

türkiye'nin niyetini gören celal talabani ile mesut barzani, durum değerlendirmesi için selahaddin kentinde acilen bir araya geldi. aynı anda kandil dağı çevresindeki köyler tamamen boşaltıldı.

türkiye'nin müdahalesi petrol fiyatlarını daha şimdiden 71 dolara yükseltti. k. irak'ın istikrarsızlaşması, dolayısıyla k. irak petrollerinin riske girmesi ile abd'nin basra körfezi'ne yığınağı ve iran'ın savaş gemilerini vurabilecek kapasitedeki botlarla başlattığı hareketlilik ilk etapta petrol fiyatlarına yansıdı. hem kuzey hem de güney petrolleri türkiye ve iran'ın girişimleriyle tehlikeye girdi.

bu gelişmeler olurken türkiye ile ab ve nato arasında çok ciddi bir kriz daha patlak verdi. ab askeri harekatları için tahsis edilen savaş uçakları ve gemilerle desteklenmiş özel harekat tugayı ab emrinden geri çekildi. karar mekanizmasında türkiye'ye yer verilmemesi üzerine ankara, kongo'dan balkanlar'a kadar bir çok coğrafyada görev yapan organizasyona desteğini çekti. brüksel ve nato'da şok yaşanıyor. nato sekreteri ikna için türkiye'ye gelme kararı aldı. terör tehdidine karşı destek alamazsa türkiye nato ile ilişkilerini bile sorgulamaya başlayabilir.

türkiye'nin kararlı oluşu irak'taki abd birliklerini tedirgin etti. olası bir çatışma durumunda ne olacağını kimse kestiremiyor. abd ordusu zaten batağa saplanmış durumda. bu halde türkiye'e karşı nasıl tavır alacağını bilemiyor. şimdi dünya bunun bir blöf mü yoksa kesin kararlılık mı olduğunu ölçmeye çalışıyor. türkiye'nin bundan sonra atacağı adım, müdahaleyi genişletmesi, çatışmaların yayılması bölgeyi tam bir savaş sahasına dönüştürecek. bu durumda abd'nin yeni bir teklifle türkiye ile masaya oturabileceği belirtiliyor.

k. irak'ta ciddi askeri yatırımı olan israil'e ait kaynaklar, sınırın her iki yakasında da şiddetli çatışmalar yaşandığını, bir tankın vurulduğunu, iki tarafta da ağır kayıplar olduğunu, pkk'nın türkiye'nin saldırısına hazır olduğunu (çünkü bu hazırlıkların önemli bir bölümünü bizzat onlar yapıyor), anti tank ve füzelerle helikopterleri ve savaş uçaklarını hedef aldığını (bu füzeleri de israil ve abd verdi) haber veriyor.

aynı kaynaklar, türk ordusunun iki cephe arasında kaldığını, birkaç bin askerden sonra çok sayıda askerin irak'a girmeye hazırlandığını, ankara'daki abd büyükelçisinin bunun üzerine genelkurmay yetkilileriyle bir araya geldiğini, sınırın diğer tarafında 15 bin pkk'lının savaşa hazır beklediğini, bölgede türkiye'ye karşı ciddi bir direniş başlayacağını da iddia ediyor. yine bu kaynaklara göre, barzani, sefin dizai'yi acil bir mesajla ankara'ya gönderdi ve türk tanklarının kuzey irak'a girmesine asla izin vermeyeceklerini bildirdi.

buradan şu sonuçlar çıkıyor:

türkiye müdahaleye mecbur bırakıldı. türkiye topraklarındaki saldırılarla bu ortam oluşturuldu. barzani gücü pkk ile birlikte hareket ediyor ve bunu artık gizleme gereği duymuyor. barzani-pkk ittifakına en büyük destek abd ve israil'den geliyor. (bir yıldır türkiye sınırına yerleştirilen füze rampaları bunu gösteriyor.)

bu pkk'ya karşı bir operasyon değil. böyle bir ittifak halkası varken de terörle mücadele mümkün değil. türkiye k. irak'taki güçlerle açık bir savaşa girdi. muhtemelen iran'la dolaylı bir işbirliği söz konusu.

evet, türkiye yaygın bir savaşın içine çekildi. bu durum hem türkiye'yi, hem barzani'yi, hem irak'ı hem de abd'yi oldukça zor durumda bırakacak. bütün bunlar, abd'nin israil'le birlikte, pkk'ya verdiği desteği çekmemesinden kaynaklandı. bu da, barzani-pkk ittifakı ile türkiye arasında bir savaşın ortamını hazırladı. hem türkiye'yi hem de kuzey irak'ı mahvedecek bir felaket senaryosu ile yüzleşiyoruz.

ibrahim karagül

yeni şafak

http://www.yenisafak.com.tr

(bkz: üçüncü dünya savaşı türkiyeden çıkabilir)
yeni şafak gazetesi yazarı ali bayramoğlu'nun yazısının da başka bir cepheden çözümlediği savaş;

yazı şöyle:

asker kuzey irak'ta kimi vuracak?

şüphe yok, önümüzdeki günlerde türkiye'nin en büyük sorunu yeniden kürt meselesi olacak.

türkiye muhtemelen bir kez daha asker-sivil gerginliğinin, devlet-toplum ilişkilerinin bu sorun tarafından kuşatılacağı, hatta emileceği bir döneme tanıklık yapacak…

göstergeler bizi bu tahmini yapmaya itiyor.

nasıl?

bir yandan meclis'e gelecek bağımsız kürt milletvekillerinin, dtp grubu kurmasından sonra izleyeceği politika önemli bir soru olarak karşımızda.

toplumsal ve siyasal bir sorunun siyasi açıdan temsil edilebilmesi belki demokrasi için son derece önemli. ancak şekli temsilin tek başına demokratik mekanizmaları harekete geçirip, sorunlara ilişkin çözüm yollarını açmayacağı da ortada.

nitekim dtp'nin meclis'te izleyeceği politika kürt sorununun çözümüne katkıda bulanacağı gibi, tersine gerginlik üretip, sorunu daha çözümsüz hale getirebilir ve tbmm'yi bir "savaş" alanı haline dönüştürebilir.

bu konudaki son veri iç açıcı değil. dtp, istanbul 2. bölge'de bağımsız aday olan baskın oran'ı, aynı bölgede aday göstermeyerek destekleyecekti. bundan caydı; gerekçesi oran'ın bazı televizyon programlarında pkk'yı terör örgütü olarak nitelemesi…

bu tavır bile önümüzdeki dönemde nasıl bir kürt politikası izleyeceğimiz hakkında ipuçları veriyor.

toleransı düşen, otoriterleşen bir devlet cihazı, milliyetçi dozu yükselen türk toplumu dikkate alınırsa durum hem gerginlik vaat ediyor, hem şiddete ve aidiyetçiliğe kilitlenen kürt sorununu ülkenin ana çatışması haline getirecek gibi görünüyor.

diğer yanda asker irak sınırına yığınak yapmaya devam ediyor.

daha dün hakkari ve şırnak geçici güvenlik bölgeleri ilan edildi. hava giriş çıkışları açısından bölge dışarıya kapatıldı.

türk ordusunun irak'a yapacağı müdahalenin, en azından niyet düzeyinde, sadece pkk kamplarıyla sınırlı olmadığı, barzani'yi ve "irak'taki kürt düzeni"ni hedeflediği açık…

nitekim bu, son konuşmasında genelkurmay başkanı tarafından da dile getirildi.

irak'a yapılacak kapsamlı bir askeri bir müdahalenin hedefleri ve sonuçlarıyla, türkiye'yi orta vadeli bir çatışmanın ve otoriter bir düzenin içine sürükleyecek güçte olduğunu unutmamak gerekir.

peki devlet ve asker böyle bir noktaya neden sürükleniyor ya da ilerliyor?

şu açık: devlet açısından türkiye'nin kürt sorunu her geçen gün biçim değiştiriyor. abd'nin irak'taki varlığı ve politikası bu açıdan dengelerin önemli ölçüde değişmesine yol açtı. ana faktör kuzey irak'ta oluşan, adım adım devletleşmeye doğru ilerleyen özerk kürt siyasi varlığı.

asıl önemlisi, bu çerçevede, türkiye, suriye'deki kürtlerin hemen tümü için sosyal, kültürel ve siyasi nitelikli uluslararası bir kürt alanının oluşmasıdır, bir çekim merkezi meydana gelmesidir.

açıkçası ortaya "kimlik ötesi bir siyasi aidiyet çerçevesi" çıkmaktadır.

bu durumda türkiye'deki kürt hareketi, meselesi ya da ayaklanmasının (hangi terimi tercih ederseniz edin) dün olduğu gibi sadece pkk'dan, öcalan'dan ibaret olduğunu söylemek imkansızdır.

siyasi ilişkiler açısından bakılacak olursa, barzani, talabani, peşmergeler öcalan'a karşı devletin kullanabileceği aktörler olmaktan çok, yeni kürt alanının birbirini tamamlayan, dirsek teması içindeki aktörleri olarak karşımıza çıkıyor.

ve bunların her biri türkiye'nin iç siyasi aktörü haline geliyor ya da türkiye'nin kürt sorunu uluslararası nitelik kazanıyor.

asker kuzey irak'a biraz da bu nedenle girmek istiyor.

bu durumda askeri müdahalenin dev bir ayaklanma ya da savaş anlamını taşıdığı, türkiye'nin uluslararası ilişkilerini kökten etkileyeceği açıktır.

velhasıl iş ciddidir, türk siyasetini altüst edebilecek niteliktedir…

yeni şafak

ali bayramoğlu

(bkz: üçüncü dünya savaşı türkiye den çıkabilir)
(bkz: türkiye savaşa mı hazırlanıyor)
(bkz: seferberlik kanununda yapılan değişiklikler)
eblek terörist canoları korumak adına nasıl askere çemkireceğini şaşırmış ve hangi ideolojinin yalakası olduğu belli bir gazete ve onun aynı yalaka ideolojinin peşinde köpek olmuş yazarlarının laf sıçışı önermeleri. amerikan askeri için dua edip, misak-ı milli'nin çok da mühim olmadığını savunan ümmetçi dübel kıvamındaki beyin salatalarının "anne bak tespit yaptım, askeri yerdim" tadındaki atraksiyonu.

teröristlerin canı yanmasın diye yeni şafak'ı bile "gerçekleri dürüstçe söyleyen yüce gazete" yapanları gördükçe kahkaha mı atsam hönkürerek ağlasam mı şaşırıyorum. bariz teröristtir bu gazete. ne zaman pkk çağpında bir şey yapıolsa tepki verir askere. hayır silahlı kuvvetler eğer silah değil çiçek kullansaydı da çiçekçiler federasyonunu eleştirecekti.

hepinize howitzer girsin pkk yandaşları.

fazla lafa gerek kalmamakla beraber;
(bkz: yeni şafak)

yobaz zihniyetin yegane savunucusu, tsk'ya bok atmak için artık denemedik şebeklik kalmadığından pkk'ya yandaş durmaya gayret eden gazete.
gerçekleri tüm çıplaklığı ile dile getiren bir yazar ve gazete, asker yalakalığı yapmayıp, adam gibi ihtimalleri yazmaktadır.

her şeyi düşünmeden bir siyasi parti havasında internet sitesinden yayınlayan bir ordu, şimdi nedense ülkeyi savaşa zorla sokturmak için hükümet izin versin diye yaygara yapmaktadır, siyaseti ne zaman bıraktın da gerçek görevine geri döndün diye sorarlar adama ama olmaz askeriye hala türkiyenin en güvenilir kurumu.

tebrikler;

(bkz: yeni şafak)