bugün

Dini kitapların en az bir kere okunmasını tavsiye edenlerdenim. bunun da sebebi bazı kavramları bilip bilmeden tartışmak yerine, bilerek, veriler üzerinden değerlendirilmesi gereğine inanmamdır. Bu yüzden bu başlıkta kutsal kitaplardan gözüme çarpan, ilginç bölümleri zaman zaman aktaracağım ve biraz mürekkep yalamış sade bir vatandaş olarak kendi yorumumu yazacağım, diğer yazarlarımızdan da bu yönde katkı beklerim.

(Kuran NiSA SURESi / 45)

Bir mü'mine, -hata sonucu olması dışında- bir başka mü'mini öldürmesi yakışmaz. Kim bir mü'mini 'hata sonucu' öldürürse, mü'min bir köleyi özgürlüğüne kavuşturması ve ailesine teslim edilecek bir diyeti vermesi gerekir. Onların (bunu) sadaka olarak bağışlamaları başka. Eğer o, mü'min olduğu halde size düşman olan bir topluluktan ise, bu durumda mü'min bir köleyi özgürlüğe kavuşturması gerekir. Şayet kendileriyle aranızda andlaşma olan bir topluluktan ise, bu durumda ailesine bir diyet ödemek ve bir mü'min köleyi özgürlüğe kavuşturmak gerekir. (Diyet ve köle özgürlüğü için gereken imkanı) Bulamayan ise, kesintisiz olarak iki ay oruç tutmalıdır. Bu, Allah'tan bir tevbedir. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

-Bu surede birini hata sonucu öldürmek halinde yapılması gerekenler belirtilmiş. Hata sonucu öldürmeyi kafamda tam oturtamadım. Birini nasıl hata sonucu öldürebilir insan? Örneğin Soma'da maden ocağındaki faciada hayatını kaybedenler bu kapsama mı giriyor?
Şeriat hukukuna göre hata sonucu birisini öldüren, diyet vererek ve mümin bir köleyi özgürlüğüne kavuşturarak başka bir cezaya gerek kalmadan serbest kalıyor diye anlıyorum bu sureden.
Bir de tabii gözüme çarpan konu, köleden bahsedilmekle, yaradan köleliğin -bir insanın bir diğer insana köle olması durumunun- normal bir durum olduğunu ifade etmiş oluyor. eğer kölelik olmaması gereken bir vaziyet olsaydı, kölelik haramdır diye bir ayet olurdu diye düşünüyorum.
kuran da kölelik hiçbir zaman teşvik edilmez. kölelik(esir) o zamanın şartlarında bir yapıydı. islamın emirleri uygulamaları bu yapıyı düzeltme yönündedir.
islamın kölelere(esir) bakışıyla başka sistemlerin bakışı arasında haklar açısından çok farklar vardır.

günümüzde savaş ortamlarında esir düşenler vardır.

http://www.hayrettinkaraman.net/sc/00165.htm
Allah 1'dir ve Ondan Başka ilah Yoktur.
(incil luka 17:7-10) hanginizin çift süren ya da çobanlık eden bir kölesi olur da, tarladan dönüşünde ona, “çabuk gel, sofraya otur” der? tersine ona, “yemeğimi hazırla, kuşağını bağla ve ben yiyip içerken bana hizmet et. ondan sonra da sen yiyip içersin” demez mi? verdiği buyrukları yerine getirdi diye köleye teşekkür eder mi hiç? siz de böylece, size verilen buyrukların hepsini yerine getirdikten sonra, “biz değersiz kullarız; sadece yapmamız gerekeni yaptık” deyin.’’

-buradan da anlaşılacağı üzere kuran gibi incilde de köleliğe karşı çıkan bir durum görünmüyor, hatta yaradan, insanlara köleler benzeri değersiz kullar olduklarını hatırlatıyor.

ayrıca eğer kutsal kitap metinleri evrensel ve değişmez hükümler içeriyorsa yorumlarımızı bu metinlerin dışına çıkmadan yapmamız gerektiğini düşünüyorum. o zaman kölelik vardı, şu anda yok gibi bir düşünceden hareket etmek, o metinler dışına çıkarak yapılan şahsi bir değerlendirme olacaktır. iyi ve kötü kavramı zamanla değişen bir şey değildir.
(Kuran Nahl, 75)

"Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının malı olan bir köle ile katımızdan kendisine verdiğimiz güzel rızktan gizli ve açık olarak harcayan (hür) bir kimseyi misal verir. Hiç bunlar bir olurlar mı?"

-Burada da köleliğe karşı bir ifade görememekle birlikte bir köle ile hür bir kimsenin bir olamayacağı belirtilmiş, köleden başkasının malı olarak bahsedilmiş.
(tevrat- yasanın tekrarı bab 25)

"Eğer iki adam kavgaya tutuşur da birinin karısı kocasını dövenin elinden kurtarmak için gelip elini uzatır, öbür adamın erkeklik organını tutarsa, kadının elini keseceksiniz, ona acımayacaksınız."

-Bunu yaradan mı söylemiş? bir de kadın kocasını dövenin neden pipisini tutsun, ne bileyim tokat atar, saçını çeker, o zamanlarda belki de herkesin malı meydanda olduğu için böyle bir şey yazılmış olabilir emin olamadım.
(kuran Bakara, 2/221-222)

"Sana kadınların ay halini sorarlar. De ki: "O bir ezadır (rahatsızlıktır). Ay halinde kadınlardan uzak durun. Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri vakit, Allah'ın size emrettiği yerden onlara yaklaşın. Şüphesiz Allah çok tövbe edenleri sever, çok temizlenenleri sever." ﴾222﴿ Kadınlarınız sizin ekinliğinizdir. Ekinliğinize dilediğiniz biçimde varın. Kendiniz için (geleceğe hazırlık olarak) güzel davranışlar takdim edin. Allah'a karşı gelmekten sakının ve her hâlde onun huzuruna varacağınızı bilin. (Ey Muhammed!) Mü'minler'i müjdele."

-Buradan anlaşılıyor ki, kadınların ay başı hâli bir rahatsızlık olarak görülmüş, ben aynı fikirde değilim, sonuçta bu kadın vücudunun metabolizmik bir durumudur. Onlara bu durumda yaklaşmayın denen şey sanırım cinsi ilişki. Ayrıca burada kadınların erkeklerin ekinliği olduğu ifade ediliyor, yani tarla gibi ekim yapacağız, sonuçta çıkan şey de ürün değil, çocuk oluyor haliyle. Bir de kadınların bu dönemde namaz, oruç ve Kabe'yi tavaf etmeleri de sünnetle yasak kapsamına alınmış. Kuran okuyup okuyamacakları konusunda ise din adamları arasında farklı görüşler var. Ben aybaşı halinde olan bir bayanın tamam oruç tutmamasını anlayabiliyorum, zaten kan kaybediyor, bir de oruç tutarsa sağlığı açısından zararlı da. Cinsel ilişki yasağı da doğru temizlik ve sağlık açısından. Buna karşılık Namaz kılmamasını, kabeyi tavaf etmemesini, ya da kuran okuyamamasının sebeplerini pek anlayamadım. Sonuçta aybaşı hali de yaradan tarafından kadınlara verilmemiş mi, bu yasaklar neden koyulmuş pek mantıklı bulmadım.
Yeramya: 19/6

işte kıyım vadisi.