bugün

bu destanı yazan türk halkı gerektiğinde, her yöresinden insanı ile yeniden destanlar yazabilecek, sağduyuya sahiptir.

"demokrasi istiyoruz, barış istiyoruz" diye kılık değiştirmiş, düşmanlar tarafından, kullanılan maşaların kışkırtmalarına, karşı koymuş ve kendisine zorla kepenk kapattıran, zavallıları güvenlik güçlerine teslim etmiştir.

küçük bir örnektir.
"Dağlarda tek
tek
ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
birdenbire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saatı sordu.
Paşalar : «Üç,» dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar
ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlıyacaktı."

Nazım Hikmet Ran
(bkz: kurtuluş savaşını tek bir savaş sanmak)
(bkz: kuvayi milliye destanı)
(bkz: gavur fransız)
http://www.youtube.com/watch?v=eER8oDOKybk