bugün

kuran-ı kerimde nisa suresi 34. ayette açıkça belirtilen emir.

(NiSA suresi 34. ayet) "Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür."
türbanlıların neler yapabileceğini düşündüren durum.

bir kadına kafadan bu kadar baskı yaparsan bir yerde öyle bir patlarki artık o saatten sonr onu kimse tutamaz. kadıon 2. plandadır, kadın dövülür, söz hakkı yoktur vs gibi saçmalıklardan sonra normal olan da bu değil midir zaten ?

yedek tanım : muhammedin o anki keyfie göre yazmış olduğu kitaba kadınlarla ilgili olarak eklemiş olduğu kısımda belirtilen durum.
(bkz: müslümanların fikir yerine küfür paylaşması)
(bkz: müslüman olmayanların her boka burunlarını sokması)
(bkz: sen yenisin galiba)
(bkz: nisa suresi otuz dördüncü ayet)
(bkz: #6789850)
kuran-ı kerim'in bir mucizesini daha anlamamıza yaramış allahın emri.

müslüman olmayanlar bu tip konulara burnunu sokmayacakmış. lan birader yeminle aştınız kendinizi! ben demiyorum olm allah diyor kırın kafasını kadınların itaat etmezlerse diye. kuran-ı kerim evrensel diyorsunuz buyrun babanız ananızın kafasını duvara vuruken bu emri okuyup rahatlayın.
bir mendil ile 3 kez vurabilirsiniz diyor. ağzını burnunu kırın demiyor ya.
bu iddayı dile getiren kaynak olarak ;

http://www.diyanet.gov.tr...mp;I3.y=11&Ayet_No=34
kadın kocası olduğu halde fahişelik yaparsa o ayete gerek kalmadan da erkeklik iç güdüleriyle kafası bacağı kırılır. ancak o ayette kafasını gözünü yarın gibi bir şey yazmıyor. hafifçe dövün şeklinde geçiyor.
emir nereden gelmiş bilinmez ama alabama'nın jasper kentinde, kocasına isyan eden kadını baş parmaktan kalın olmayan bir sopa ile dövmek serbest diye bir bilgi geziniyor nette.
aynı kuran da kocalarınız sizi aldatır üstünüze kuma getirirse kasaturayla saldırın çünkü kadın erkek eşit demiyor. dayak atma hakkı erkeğe verilmiş , eh aynı kuran da kadınlar sizin tarlanız onlara istdiğiniz gibi varın dememiş mi? demiş...

edit: allah peygambere zeyd'in karısı sana helal karısından bşanmasını söyle ve (aynı zamanda birinci dereceden akrabası olan) zeydin karısını kendine nikahla demiştir.

bugün bu söyleneni yapın sizi bir tarafınızdan kanırtsınlar. allahın her dediği doğruymuş, peh?!
(bkz: kuran ın erkeklere boşalmayı yasaklaması)
büyüksün mevlana. yaklaşık 800 sene önce demişsin hala geçerli sözün.

Kör cehalet çirkefleştirir insanları !
Suskunluğum asaletimdendir...
Her lafa verecek bir cevabım var...
Lakin bir lafa bakarim laf mı diye,
Bir de söyleyene bakarim adam mı diye...
(bkz: tartışmada be hey dürzü eşiği)
(bkz: neyzen tevfik)
--spoiler--
kur'an-ı kerim açılır, sayfa 83'teki nisa 34. ayet bulunur ve ayetin gerçek metni okunur. bir de sözlüğe bir bakılır ve kocaman bir yanlış görülür. "kadınları dövün" yazmıştır sözlükte. oysaki kur'an'da şu yazar: "kadınları hafifçe, kaba etlerine dokunacak şekilde vurun". bu kadını komalık edecek şekilde bir dövme değildir. sadece dokunmaktır. (...) yazarı hiç suçlamıyorum, belli ki yazar islam'la bir hayli ilgilenmektedir. ama kur'an'ı daha iyi anlaması için tefsir kitaplarını okumasında yarar vardır.

#356052; (asiti kaçmış kola, 18.06.2006 20:03 ~ 11.01.2009 01:00)
--spoiler--
(bkz: allah ın dediği olur)
sözlüğe girilir kitap açılmaz türkiye deki en büyük dini merci olan diyanet işlerinin sitesine girilir ve orada dövün emri görülür.

(bkz: #9148394)

bu arada hafifçe dokunun ne olm? siz bu söylediğinizle mi karşı argüman sunuyorsunuz? düşünsene kadın adamı delirtmiş eh kuran da izin veriyor ama "hafifçe döveceksin" demiş adam kadını dizine yatırıp popusuna bir bebeği döver gibi dövüyor?! cidden bambaşkaymışsınız, hayal gücünüze hayran oldum.
doğrudur. kur'an-ı kerim'de "kadınların, erkekleri üzerindeki" ve "erkeklerin, kadınları üzerindeki" haklarına değinilir. kadının, erkeğinden ve erkeğin, kadınından isteyebileceği şeyler vardır. islâmiyet'te kadın erkek eşitliği yoktur. zaten benim düşünceme de aykırıdır kadın ile erkeğin(her anlamda) eşit olması. yapı olarak herşeyden önce müsait değiliz buna... neyse çok dallandırmadan devam edelim bir örnekle;

ateist bir adamın, kendisini aldattığını öğrendiği karısına vurması veya vurmaması ihtimallerini gözönünde bulunduralım. bu örneğe hristiyanı(katolik, ortadoks ayrımı olmaksızın) da dahil edebilirsiniz, yahudi olanı da, deist olanı da...

böyle bir durumda tamami ile insanın kişilik ve karakteri baskındır. ama genel itibari ile erkek, yapısı(hayvanlığı) gereği şiddete yönelecektir böylesi bir durumda. ve kur'an-ı kerim de başvurulacağı aşikâr olan bu şiddetin öncesini müslümanlara aktarmış durumdadır. gerçek bir müslüman, karısı ile yaşadığı bir problemde kılavuza bağlı kalacak ve ilk fırsatını bulduğunda tokadı geçirmek yerine önce telkin edecek, sonra uzak duracak eğer ki sonuçta "olmamış" diyorsa devamı zuhur edecektir olayın. ama genel erkek profilinde, bu hayvanlık hâkim olduğundan doğrudan "dövün" olarak algılamak da mümkün tabi. ama burada suçlunun kur'an, incil v.s. olduğunu söylemek hata olur sanırım.
önce bir süre sikmeyin düzelmezse döversiniz diyerek kalitesini konuşturmuştur.
müslümanların hepsinin değil ama bir kısmının en açık tartışma olayında bile olayı aynen bacak arasına çekmelerine şahit olmamızı sağlayan kuran-ı kerim emri.

tabii feminizm ayağına sözlükten kız kaldırırız saçmalığını düşünen angut bu sözlükte kız arkadaşımında bulunduğundan habersiz esip gürlemekte. sevgili müslüman kardeşim elini bacaklarının arasından çek ve beyninle düşünmeyi dene. bu sözlükte yapılan her hareket kadın kız düşürmek için yapılmıyor.
(bkz: tartışmada ahirette yanacaksınız olm eşiği)
hz. muhammed veda hutbesinde "kadınlar sizlere(erkeklere) emanetidir" diyerek kadının değerini yüceltmiştir. (kinaye yapmıyorum) bu cümleyi açalım.
bir arkadaşınızdan bir emanet alırsınız ve ona gözünüz gibi bakarsınız. tüm kötülerden kendinizden bile sakınırsınız.
inandığınız tüm gerçeklerin sahibi ve tek yaratıcısı allah sana kadınını emanet ediyor ve sen onu dövüyorsun öylemi ?
kuran çevrilemez yorumlanabilir. zira kuran doğrudan arapça değil rabca yazılmıştır. rabca yı bir dil olarak değil tesfir olarak kabül edin.
yani bir arapça cümle rahatça ispanyolcaya çevrilirken. rabca aynı rahatlıkla çevrilemez yorumlanır.
mevzu bahis ayet için farklı yorumları okumak için click your button baby
kadınlar sizlere emanettir demek, kadının değerini yüceltmek değildir, okuduğunuzu mu anlamıyorsunuz nedir; kadın kendi başının çaresine bakamayacak mıdır da erkeğe emanet edilmektedir. öyleyse tanrı onu neden cennetten göndermiştir itin köpeğin dinozorun arasına, ms600 de dinozor da yok ne gerek var emanetçiliğe.
koşullu ve kısıtlı izin verilmesini emir olarak algılayan yazarın tespit sıçırtmasıdır.

nisa 34ü hala tartışan mı kaldı ya hayret? daha önce defalarca gündeme getirenlerin defterleri çeşitli tartışma platformlarında dürülüp münasip yerlerine dürtüklenmiştir. ama hayretle hala dürtüklenmemiş yazarlar çıkıp bana da dürtün demektedirler. el mecbur. görev bizi çağırıyor.

step one: dürülme safhası

kadın erkek eşitliğinden gireceksek kadın ve erkek eşit değildir. ancak birbirinin tamamlayıcısıdır. bir somun ve civata düşünürsek kadın erkek benzetmesini tam olarak yapabiliriz. bir cismi başka birine tutturmak istediğimizde ne somun ne de civata tek başlarına yetmez. ancak birleştiklerinde bir işlevleri olur. üstelik her civatanın dengi bir somun her somunun dengi bir civata olmalıdır. yoksa yine işlevleri olmaz. evlilik hayatında da somun ve civata örneğinde olduğu üzre birbirinin dengi iki eş mutlu olabilirler birbirinin tamamlayıcısı olurlar. bir taraf diğerinden büyük ise diğerine bol gelir tutmaz ve düşerler.

bu benzetmeye göre ne kadın ne de erkek birbirinin astı veya üstü durumda değildir. birbirlerinin hayat arkadaşı ve birbirinin tümleyenidir.

bu açıklamayı yapmadan doğrudan lafa girecek olsam kadınları aşağılamak olarak algılayabileceğinden bu benzetmeyi yaptım. şimdi girelim konumuza.

bir ayetin indirilişini irdelerken hangi şartlarda ve hangi devirde indirildiğini, o dönemdeki şartları gözden geçirmemiz lazım. bu ayetin indirilişi şu şekildedir:

(alıntı elmalılı tefsiri) "Ensar'ın ileri gelenlerinden Sâd b. Rebia'ya karşı hanımı Habibe binti Zeyd b. Züheyr ve bir rivâyete göre Habibe binti Muhammed b. Seleme isyan etmiş, o da bir tokat vurmuş, bunun üzerine babası kızını almış, Hz. Peygambere gidip şikayet etmiş. Hz. Peygamber de "Mutlaka ondan kısasını (öcünü) alırız." buyurmuştu. Bunun üzerine bu âyet indirildi. Peygamber (s.a.v.) de: "Biz bir şeyi yapmak istedik, Allah'da diğer bir şeyi irade etti ve şüphe yok ki, iyilik Allah'ın irade ettiği şeydedir."

nisa 34te hafifçe vurunuz tabirini biz eklemedik. o şekilde belirtilir hatta daha açıkça bir tabirle iz bırakmayacak şekilde (yüze göze değil iz bırakmayacak yerlerine) hafifçe vurunuz. buradaki cezalandırmanın hangi şartlarda ne için ve ne maksatla yapıldığı ise açıkça belirtilmiştir. buradaki vurma hırsını almak adına değil uyarmak amaçlı ve men etmek üzredir. şartı ise şu ayette saklıdır: Kadınların hayırlısı o kadındır ki, baktığın zaman seni sevindirir, emredersen itaat eder, gıyabında bulunduğun zaman da seni malında ve nefsinde korur. bu şartların delinmesi, en gizli aile sırlarının ifşa edilmesi, kocaya kötü sözle veya nazarla muamele edilmesi, evdeki eşyanın korunmaması vs.

emir ve itaat kavramı ise hükmetmek, kayıtsız şartsız bir kölelik durumu vb bir kavram değildir. dinim ev içindeki görev dağılımı dahilinde kocayı evin gereksinimlerinin karşılanması ile mükellef koşmuş ve bunları yapmayan erkeği erkek olmamakla suçlamıştır.

elbette ki hiç dövmemek en güzelidir. ama evlilikte çıkmaza giren bazı sorunların çözümünde bir şekilde girişimde bulunmak gerekli. ben 7 yıllık evliyim. eşime bugüne kadar şaka amaçlı vurmaları bir kenara koyarsak vurmadım. fiske atmadım. kavga anında duvara vurdum elimi yaraladım ama eşime vurmadım. çok şükür ki çıkmaza girecek derecede ciddi bir durumumuz da olmadı. ama diyelim ki olacak olsa çözüm yolu ne? ikaz amaçlı olarak hafifçe vurmak mı? en kısa yoldan boşanmak mı? (bekara karı boşamak kolay derler amiyane tabirle) islam aile kurumunu günümüz toplumundan çok daha büyük bir önem vererek ele almaktadır ve boşanmak en sonuncunun sonuncusunun sonuncu çaresi olarak başvurulmalıdır. ki boşanmanın da gerekçeleri en ağır şekilde dahi olsa erkeği karısını boşayarak ayrılmasından önce adet döneminden çıkmasını bekleyin ve bir sonraki adet dönemini bekleyin der. bu kocayı karısı hamile iken boşanmaktan alı koymak adına yapılmıştır. bu devrede koca karısı ile ilişkiye girmez. hamile olmadığından kesin emin olduktan sonra boşanmayı serbest bırakır.

yukarıdaki konuya geri dönecek olursak önce uyardı. yataklarını ayırdı. (buraya dikkatini çekerim. bak kadın devam edersen seni boşayacağım manası taşır.) hala devam ediyorsa darp ile ikaz etti.

demek ki neymiş. aslında kuran dövmeyi emretmiyor sadece koşullara bağlıyor ve şartlı kısıtlı bir izin veriyor.

step two: dürtülme safhası:

nisa - 34'ü kocanın karısını dövmesi için bir vize olarak değil kocası tarafından haklı haksız gerekçeli gerekçesiz ve ölçüsüz bir şekilde dövülen kadınları koruma amacı içerdiğini anlamak için din alimi olmaya gerek yoktur.
olay iyiden iyiye "evrim çürütüleli yılar oluyor hala tartışılıyor mu bu yae" salaklığına dönmeye başladı malesef. konu burda az ya da çok karınızı dövün denmesi, aynı kadına kuran-ı kerimde açıkça 14. sınıf insan muamelesi yapılmasıdır. gelip gudik gudik yorumlarda bulununca işin rengi değişmiyor malesef. kadınlar tarlamız bro. hadi tarlamıza istediğimiz gibi varalım ne dersin?
güncel Önemli Başlıklar