bugün

ejderhaları , 450 yaşında insanları , pegasusa benzer burakları , poseidona benzer mikailleri , enuma elişteki yaratılışı kopyala yapıştır yapar çok tanrılılardan tek tanrılı formasyona. anlayana komik , anlamayana din'dir ...
(bkz: ben anlamadım artı mı vereyim eksi mi vereyim)

hayırlısı olsun dur.
kopyala yapıştır fikirlerin bir takım sitelerden aşırtmalarıdır.
efsanelerin hepsinin kökeni dinin aslıdır belkide. belkide günümüz atesitleri gibi olayları tersinden anlayan yada çarpıtan zihinlerin oluşturduğu geçmiş kavimlerin asıldan bozmalarıdır o figürler.
doğayı açıklama çabasının din oluşturduğundan şüphesi olan insanların mucizelere hiçbir sorguya tabi tutmadan inanması ( çünkü inanmazsa bozulmamış (?) kutsal kitabında yazana dini inkar eder yanar mazallah ) septisizmden öte sadece kaypaklıktır.
insanlar daha ejderhanın , burak'ın , çamurdan yaratılmaların kendi kutsal kitapları kuran'da yazdıklarını bile bilmemelerinden dolayı geçmişteki mitolojileri dinin saptırılması olarak görmesi normaldir. tabi bu saptırılma kelimesi şunu getiriyor akıllara, neden yunandaki ejderha mitoloji de , senin kuran'ındaki mucize ?
ısrarla farklı yerinden anlamaya çalışan ateist saçmalaması.
diyanetin yaptığı çeviriyi farklı yerinden anlamaya çalışan ''ateist saçmalaması'' olarak nitelendirme bilgisizliğin yanındaki kibirin ve cahil cesaretinin eseridir. yapılan özeti anlamayanlar için orijinal kuran suresi için buyrun | ateist | diyanet işleri açıklaması : '' KERiM TÜRKÇE MEALi (DiYANET iŞLERi BAŞKANLIĞI) ..... 107. Bunun üzerine Musa asasını yere attı. O hemen apaçık bir ejderha oluverdi! "
haber kuranın 1400 bimem kaç yıl öncesinden bilmemneyi haber vermesi değil genç, haber; biraz sonra o çorabı eninde sonunda çıkaracağını bildiğin halde ellerini mi kullanman gerek, yoksa hiç uuuraşmadan ayaklarınla mi çıkarman gerektiğini sana öğreten kutsal kitabı bulup bulmadığındır..türkiye bura, malum!!*

yoğunmesajediti: baktım böyle bi din yok evet, haklısınız...o yüzden dilediğiniz gibi ayaklarınızı kullanarak çıkarabilirsiniz gençler, hiç bir dinde günah kaydı bulunmamakta..yardırın amk!!**!!
kendisine muhammed esed meal - tefsiri öneriyoruz efem, ayrıca elmalılı hamdi yazır. ateist siteleri hatmettiğiniz kadar kur'anı anlamaya çalışsanız aslında göründüğünüz kadar boş değilsinizya. evrim teorisi ile tanrının yokluğunu ispata bile çalışır bunlar.
elmalılı hamdi yazır tefsir etsin ( kıvırsın ) diye gönderilen kuran'a inanan insanlar da ilginçtir. bunlar ne tanrıya ne muhammede inanırlar , onlar için kıvırmak esastır çünkü bu yüzden kaypak sıfatıyla özdeşleşirler.
kutsal bilim adına, yazar kazandı. inancımı sorgulattı bana, vuvv yeni bir söylem orjinal bir yazar. bir fikri inanışı eleştiriyorsanız o fikri inanışı kendi kaynaklarındanda okuyunuz. reddettiğiniz şey şaka değildir, insan varoldukça varolan dindir, dinlerdir.
aha bir ayet , aha çelişki yakaladım mantığıyla olmaz bu işler, sözde tarafsız bir takım bilim insanlarının bilimsel bilgiyi sözde tarafsız yorumlamaları sonucundaki çıkarımlarının peşinde kendinizi maddeden öte bir şey olarak görmüyorsunuz.

bok ile bir farkınız olsun, o da madde sende, onun tek farkı senden önce maddesel dönüşüme girmesi kendi inancına göre. yani ölümün maddenin dönüşümünden başka bir şey değil. alınmayınız efendim kendi çıkarımınız bu.
kaypaklıktan söz eden insanlar bilimsel bilginin yanlışlanabilirlik ilkesini hiç gözönüne almazlar, o andaki mevcut bilgiyi dogma haline getirirler ve bunu mutlak bilimsel bir gerçeklikmiş gibi önünüze sermeye çalışırlar. dogma olanı eleştirilerler, fakat bilim felsefesini yeterince algılayamazlar.
bilimsel bilgiler her an gelişime açıktır, üstelik yorumada açıktır o dayandığın bilimsel bilgi yarın yanlışlanırsa yada farklı yorumlar getiren bilim insanları varsa sen kendini hangi kefeye koyarsın. kaypaklık bilime kutsiyet atfetmektir.
değişmeyen tek şeyin değişme olduğuna inanan insanlar için komik açıklamalar yapan tipik dindar söylemleridir.bilime inanan insan zaten değişmenin olacağına açıktır her zaman. aşmış havası şakirtnamenin ilk kuralı sanırım. daha yapılan eleştriyi bile anlamaktan yoksun insanların la la la la ' ması komik. son bir alıntıyla anlayanı sivrisinekten alıntı yapıp bitirmek en güzeli

--spoiler--
Bilimde, bilim adamlarının sıkca 'Biliyor musunuz, bu iyi bir argûman; benim fikrim sanırım yanlış' dedigini duyarsınız. Ve sonra fikirlerini degistirirler ve onlardan artık eski bakış açısını bir daha duymazsınız. Bunu gerçekten yaparlar. Olması gerektiği kadar sık yapmazlar, çünkü bilim adamları da insandır ve degişiklik çoğu kez zordur. Fakat bilimde her gün olur bu tür birşey. Politika'da veya Din'de ise böyle bir seyin en son ne zaman olduğunu hatırlamıyorum bile.
--spoiler--
öyle önyargısızdırki bu yazarlarımız hemen şakirt demekten geri durmazlar. ben senin alanına giriyorum ara sıra gel sende tefsir oku mübarek. alevilikten devşirme ateizm ile bir kök sahibi olmamakla önyargıyla haydi bakalım yolun açık osun. din bir dogmadır, bilim değildir. bunun anlaşılması yetecektir aslında. bilimsel bilgi sadece bir bilgi çeşididir. insan bu kadar dar kalıplara sığamaz. sığarsa da ne olur sürüden ayrıldığını zanneder.
Kur'an her ne kadar da değişmedi deselerde, Arapçadan Türkçeye çeviren ilahiyatçılar arasında kelimelerden dolayı hep anlam farkları çıkmıştır. Bu anlam farklarından dolayı da ister istemez 1400 yılda Kur'an çok değişmiştir.
alevilikten devşirme ateizm ibaresini kullanacak kadar cahillerin, bu sözü kullanarak bir başkasını dinden atma hakkını kendinde bulup,kendini allah'a şirk koşan acizlerin 'de' savunduğu görüştür.

çok ince mevzulardır bunlar bu ülkede, çünkü herkes kendinde bir başkıaını dinden atma hakkını görür, sanki allah'mış gibi. camiden çıkmaz sözüm ona, sorsan bilmez cami nedir.
akıl ve mantık dini islamın kutsal kitabını okurken, nedendir bilinmez ama dine karşı çıkar gibi akıl ve mantığını terk edip kelimesi kelimesine alır hafızaya, sanki akıl süzgeci allah tarafından bahşedilmemiş gibi.

ne zor bu ülkede müslüman olmak, çıkar müslümanım diyen cahilin teki sizi dinden atar;
üzerine vazifeymiş gibi.

bu ülkede herkes kendi dinini yaşıyor, islamı değil.
bir çeşit fal bakmaya benziyor bu da. zaten kuranın şifrelerini çözdüğünü iddia eden bir dünya şarlatanın da yaptığı bir çeşit fal değil midir? şayet böyle bir kutsal kitap bulutların arasından inmiş bile olsa, 1400 yıl öncesine aittir. 1400 yıl öncesinin insanını, yaşam koşullarını ve değer yargılarını esas alır. Hiçbir şekilde bugüne uyarlanamaz. Hayat görüşünü 1400 yıl önce yazılmış bir kitaba göre belirlemiş hiçbir toplum çağdaşlıktan bahsedemez, üstelik bu kitabın kutsal bir varlık tarafından indirilip indirilmediği bile bir muamma iken. kısacası zaten kutsal kitaplar 1400 yıl sonrasından haberler vermek için indirilmemiştir. haber verdiğini iddia edenler, ömer çelakıl tarzında saçmalayan şarlatanlardan başka bir şey değildir.
kur'an da yazılanları, günümüzle alakası barındırmak için kelimeleri eğip büken hatta bir ayeti yahut hadis'i kırk anlama sokarak gelecekten haber verdiğini söyleyen şakirtlerin, zırvalamalarıdır.
"13 - Ona âyetlerimiz okunduğu zaman, "eskilerin masalları" der.

14 - Hayır hayır, öyle değil. Aksine onların kazandığı günahlar kalplerinin üzerine pas olmuştur."

(bkz: mutaffifin suresi)
çokça tefsir okumuş islami literatüre müthiş hakim yazarın ezber bozan söylemleridir. gel görki kutsal bilim anlayışı adına, her zaman ifade edilegelen bir sürü söylemden farklılık arzeden özgünlük ifade etmemektedir.
kitabı pozitivist bir anlayışla yorumlama çarpıklığının tipik bir örneğidir. pozitivizm takıntısı o boyutlardadırki bu bakıştan hareketle ölçülebilen dokunulabilenden ötesi insani olup olmadığı sorgulanmaksızın dışlanma eğilimi doğurur. düşünceyi maddenin ötesine taşıyamamanın doğurduğu en bariz özellik iddia edilenin aksine insan merkezlilik sonucunu doğurmamıştır. geçmişte metafiziği madde merkezli yorumlamaya çalışan zihinler putperestliğe yönelmiş iken günümüzde bilimin çarpık yorumlanmasıyla ve daha süslü kavramlarla putlaştırılmış ''mutlak akıl'' , ''mutlak bilim'' karşınıza tanrı'nın yokluğunu bilimsel olarak ispatladım edasıyla çıkar.

aksini iddia eden bilim dışıdır pegasus kur'an da burak olarak karşımızdadır, net tartışmasız bir çıkarımdır bu. dogma değildir, bilimsel bilgidir. mutlak akıl ile ulaşılmış evrensel bir gerçektir. din insan varolduğundan beridir varolan bir şeydir, tarih öncesi dönemler yoruma çok fazla açıktır pegasus yunan kültürüne acaba başka önceki kültürlerden etki olarak mı gelmiştir? hayır, bilim dışıdır. mesele bitmiştir. ve bu bilim anlayışı dogmatik değildir(!) fikrim değişti, aa tanrı da olabilirmiş diyen antony flew , dawkins'in ısrarla allah'ın yokluğunu ispata çalışırken fizik bilimiyle ilgili yarı felsefi çıkarımlarının satır aralarında tanrı fikrini eleştirmesi üzerine stephen hawking 'ten aldığı tanrı fikrine neden bu kadar takılıyorsun aşağılaması (bilimden söz ederken) falan önemsizdir. ben bu yaklaşıma madde'den öte düşünemiyorsunuz diye eleştiriceğim, onlar daha geniş düşündüklerini iddia edecekler ama madde dışında birşey yoktur ön kabulüyle beni bilim dışına itecekler. 19-20. yüzyıl bilimsel bilgi anlayışıyla inanca verilen tahribat artık eskisi kadar prim yapmıyor. 1400 yıl öncesine saplandığını iddia ettiğiniz insanların bilim anlayışı sizden daha önkabulsüz olabiliyor yerine göre. hadi bana evrimle tanrının yokluğunu ispat edin!

--spoiler--
Yunan mucizesi yalanı (Mustafa ARMAĞAN'dan alıntı)

Antik Yunanlıların insanlık tarihinde eşsiz bir mucize gerçekleştirdikleri tezi, kendi karanlık dünyasına fener tutmak için çırpınan Avrupalı aydınlar için afyon etkisi yapmış ve bu efsaneye can simidi gibi yapışmışlardır. Neden? Çünkü Rönesans yıllarında Avrupalılar ele gelir neleri varsa bunları Müslümanlardan aldıklarını biliyor ve Müslümanlar karşısında içine düştükleri aşağılık kompleksinden kurtulabilmek için onların haricinde bir tutamak arıyorlardı.

işte sözde Yunan mucizesi, bu iflah olmaz hastalığa bir tür sahte deva olarak sunulmuştu. Nitekim bu tez, hiçbir işe yaramadıysa bile Yunan halkının Osmanlı bünyesinden koparılması için Avrupa çapında bir heyecan dalgasına yol açtı ve bağımsız bir Yunan devletinin kurulmasıyla sonuçlandı. Oysa ne o gün Yunanistan da yaşayanlar Eflatun ve Aristo'nun torunlarıydı, ne de ortada herhangi bir mucize vardı. Üstelik Martin Bernal'in Black Athena adlı 4 ciltlik çalışmasında yetkinlikle ortaya çıkarttığı gibi, Yunan mucizesi diye bilinen uygarlığı kuranlar Yunanlılar değil, siyah derili Afrikalılardı, yani Fenikeliler ve Mısırlılar! (Burdan itina ile 'like negros' kelimesine atıf yapılır Mr. Grey) Velhasıl Yunan mucizesi tezi, Romantiklerin icad ettikleri bir yalanı pazarlama çabasından başka bir şey değildi.
--spoiler--

yunan mtolojileri de kültürlerarası etki taşıyor olabilir mi acaba? sorudur. değeri vardır değil mi?

evet pozitivist bakışla yaklaşsakta her yol roma'ya çıkmıyor. kişisel tecrübe, sezgi, felsefe ve saire.. bilimsel bilgi insanoğlu için tek bilgi çeşidi değildir. tek bilgi çeşidi dendiği anda ''mutlak bilim'' anlayışı karşımıza çıkar.
(bkz: internet ve islamiyet/#14267148)