bugün

Net ve kesin bir ifadedir.

Kuran'ı tanrı sozü mü insan sözümü olduğu noktasında eleştirel ve sorgulayıcı bir gozle okuyan insanların daha başlarda dinden çıkacağı gerçeğidir.

Ben henüz sorgulama niyetiyle başlamamışken okumaya, vicdanım sorguya çekmeye başladı her ters gelen şeyde haliyle koptum istemeye istemeye.

Zor olan inanmak değil o inançtan kopmaktır. inançsız kalmaktan korkmaktır. Çünkü tutunmaya ihtiyacımız olduğuna inandığımız şeyler olmadan yoksun hissederiz kendimizi. Rotasız hissederiz.

Bu işler iman işi değiyip geçmek üstelememek en rahat tabiatlı korkakların işidir inanın. imandan çok korkunun dayattıkları bizi bazı şeylere mecbur kılar.

Sadece dinden çıkmış olmanın dogrudanbir faydası bulunmaz boyle bir faydadan ziyade sağladığı yeni olanaklar vardır. Sizin o olanakları nasıl değerlendrip değerlendiremediğiniz sizi özgür, faydalı ve bir miktar anlamlı kılar.
bir ateistin en önemli kaynağı ve delili kutsal kitaplardır.
kur'an'da insanlar bizzat bu kitap üzerine düşünmeye teşfik edilir. cinlerin ve insanların toplansalar da bir benzerini yazamayacakları, içinde çelişki bulunmayan bir kitaptır kur'an...

kur'an'ı sorgulayarak okumak bir müslümanın zaten görevidir. eğer bu süreç kişiyi dinden uzaklaştırdıysa, kişi kur'an'ı yeteri kadar sorgulamamış demektir. başlık sahibi kafasına takılan konuları bir yazsaydı da üzerine "sorgulasaydık"...
kuranı tek başına anlamak biraz sıkıntı ancak gene de çıkabilir insan, doğaldır yani. o kadar kasılacak bir durum yok bu kadar insan islamı hiç bilmiyor diye islam karşıtı değil.
Çıkmadım.
Bizzat ilahiyatçı profesörün ifadesidir:

https://twitter.com/aklin.../1053025019142565888?s=19

Çünkü artık kimse küçük kızlara hallenmeyi, gelini ile seks yapmayı, katliam emri veren bir dini ve onun sözde peygamberini kabul etmiyor.

Videoyu izleyin, hoca yalnızca islam değil muhammed'in de artık sevilmeyen bir tipe dönüştüğünü ifade ediyor.
cenab-i hak tarafından insanlığın kaliteli yaşam için rehberlik edilmesi açısından indirilen kuran-i kerim'i sorgulamak hem günah hemde dönüşü olmayacak şekilde dinden çıkarır.

insanların namussuzlugunu, haysiyetsizligini bir nebze dizginleyen allah'ın kanunlarıdır. malesef ki bu kanunlara uymayanlar cayır cayır yanacak.
dinden çıkar mı çıkmaz mı bilmem ama, pek çok kişi arapçasını okumak olarak anlamış olmalı. gerçekten kuranı kendin anlamak istiyorsan öncelikle arapça öğrenip ne dediğini kendin anlamalısın. falancanın tefsiri, filancanın mealiyle olmaz öyle. eğer herkes farklı mana veriyor olmasaydı zaten mezhep diye bir olgu da gelişmezdi.

tıpkı sağcı, solcu gibi kuzeyli, güneyli gibi böl, parçala, yönet tarzını akla getiriyor mezhepçilik.

kuran ilk ayeti oku dediğine göre önce oku, sonra kendin karar verirsin. zira kuranda herkes inanmak zorunda da demiyor.
elin hıristiyanı kuranı okuyup müslüman oluyor bu akılsızlar da dinden çıkar diyo sapıtmış bunlar ya da kuranla uzaktan yakından alakaları yok.
bilakis yüzlerce defa sorgulamaz mısınız, düşünmez misiniz, akletmez misiniz diye sorarak sorgulamayan düşünmeyen kafayı eleştirir.
okudum oradan biliyorum.

dip not: kafa yakan bölümlerde var mıdır? evet vardır, mevcut bilgi seviyemizle çözemiyoruz. belki eskiden bu bilgi vardı ama bize ulaşmadı, kayboldu. Ki bir ayette biz sizden öncekilere size vermediğimiz bilgi ve teknolojiyi vermiştik diye buna işaret eder.
Sormak öğrenmeye vesiledir. Soran araştıran cevabı bulur öğrenir. Sorgulamak, ise tenkit ve eleştiri okları altında bir inkâr ve reddetme statejisidir. Arada dağlar kadar fark var. Felsefik terminolojileri sözde bilimsel zırvalara yamamaya kalkan bazı inançsız kimselerin elinde sorgulamak, tabiki imana yetmez. Bide bize dogmatik diyorlar. Kim ulan dogmatik? Bugünkü pozitif bilim, şu muazzam kâinatın bir başının ve sonunun olduğunu haykırıyorken, kuran bunu 1400 sene önce haber verdiyse, sen hangi şartlanmış beyne fikre ve kafaya bunu izah edebilirsin ki? Hiçbirine. Sana 1001 tane bahane üretir inanmamak için. Zaten teklif var ısrar yok. Dileyen iman etsin. Dileyen inkâr. Kim ne istiyorsa öyle yapsın. Kim buna engel olabilecek ki? Firavun mu? Nemrut mu? Ebu cehil mi? Kim? Hiçkimse.
çıkacağı varmış ondandir. neyse nefsini ilah edinen adamlardan bahsediyoruz tabiki hayatı düzenleyen bir rabbi c.c. kabul edemezler.
Saçma. Hz ibrahim güneşi ayı sorgularken iyiydi değil mi..
Soran hikmetini bilen öğrendiğini okuduğunu şuurlu yapan müslüman daha makbuldür.
sorgulamak çok güzeldir.
ben de sorgulayarak okudum. bana uymayan yerleri illa ki olmuştur.
ama daha sonra aklıma bir soru daha geldi.

ya doğruysa??

(bkz: pascal nouma nın muska takması)
(bkz: ya sizinki doğruysa)
tevrat ve incil de dinden soğumak için yeterli.
Bu denli yapılan yanlış meallerden dolayı bazı insanlarımızın mübarek Kur'an'la ve islam dinimizle alay etmelerini bir mü'min hazmedebilir mi?
Zikri kesinlikle biz indirdik, elbette onu yine biz koruyacağız.” Hicr Suresi, 9

NEBE SURESi 31-34 GERÇEK MEALi

NEBE SURESi
31. Ayet “inne lilmüttekiyne mefâzen”
Müttekiler (Allaha yaklaşanlar, ibadet ehli) huzurullahtadırlar (övülmüş ve kabul edilmiş halde)

32. Ayet “hadâika ve a’nâba”
(kavuştukları mükafatın) hidayetin haberidir.

33. Ayet “ve kevâıbe etrâbâ”
(müttekilerin huzurullahtaki) varlıkları (nur halinde) büyür genişler (onurlandırılır)

34. Ayet “ve ke’sen dihâkâ”
Allah onları yoğun tecellileri ile ve sonsuz dehasının tesiri ile kuşatır.

Kısa bir tefsir yaparsak şu anlam yüklenir:
"Müminler, muttakiler dünya hayatındayken Allah’a yönelmelerinin müjdesi olarak, kavuştukları hidayetin tezahürü neticesi, öldüklerinde ilahi huzura kabul edilirler ve Allah (cc) onları huzuruna kabul etmekle şereflendirir, yüceltir. Manevi varlıklarına da Allah’ın tecellisi dolar." Nebe Suresi, 31-32-33-34

Nebe Suresi'nin 31-34 ayetleri arasında geçen Arapça kelimelerinin kök anlamları.

MÜTTEKi = Ehli Takva
MEFAZE = "Mefaiz" kökünden gelir, "geniş alan" demektir. Dolayısıyla MEFAZE ayette "Allah’ın sonsuz huzuru" anlamındadır.
HADÂiK = "Hadi" kökünden gelir. HADAiK, ayette "hidayet verip kurtaran, mütteki, kula yardım eden" anlamındadır.
ANABA = "inabe" kökünden gelir. "Günahsız halde Hakka dönüş" anlamındadır.
KEVAiB = "Kev" kökünden gelir. "Vurmak, tesir etmek" anlamındadır. Ayette "Allah (c.c.), tecellisi ile kuluna tesir eder" anlamını alır.
ETRAB = "Tarab" kökenlidir. Tarab; sevinmek, şad olmak anlamındadır. Ayette "kulun aldığı mükafatla sevinmesi, şad olması" anlamını alır.
KE’SEN = "Kesane" kökünden gelir. insana yakışır şekilde demektir. Ayette, "mütteki kul Allah katında kendine yakışır konuma Allahın tecellileriyle gelir" anlamındadır.
DiHAKA = "Hakaik" kökenlidir. Ayette "insanın Allah katında ilk hakikatı olan nurun ala nur halinde olması" anlamındadır. Yani "insan hakikatına döner".
kuran kerim i sorgulayarak okuyup müslüman olanlar dan haberi olmayan kişi beyanı .
En büyük mealci Elmalılı Hamdi Yazırın Yahudi olduğunu ve Okan Bayülgenin dedesi olduğunu öğrendikten sonra dini nasıl değiştirdiklerini anladım.

Talk show programcısı Okan Bayülgen’inde anne tarafından büyük dedesi olan Elmalılı Hamdi Yazır’dı. Elmalılı Hamdi Yazır’ın akraba çevresi hep Üstad Masonlardan oluşuyordu
din değişmez insanlar değişir .

dinin şarları imanın şartları belli dir .

değişmez değiştirilemez .

1400 senedir değişmeyen şartlar kolay kolay değişmez .

değişseydi laikler çok değiştirmiş ve yok etmişti çoktan . ama ne oldu ?

kendileri değişti seçim zamanı yaklaştımı cumalara gider oldular .

iki yüzlü insanlar dan nefret ediyorum . doğan görünümlü at arabaları .
Okudum, sorguladım dinden çıktım ateist oldum. Allah milletimize akıl fikir versin yarabbim bu ne sekülerliktir.
güncel Önemli Başlıklar