bugün

kemal paşa' nın düşündüren, bizi doğru yola sevketmeye çalışan sözlerinden! birisidir.

--spoiler--
kuran sureleri muhammed' e açık semada peyda olmuş bir şimşek gibi günün birinde, birdenbire bir taraftan inmiş değillerdi. " muhammed' in söylediği sureler! " uzun bir devirde dini düşüncelerinin ürünü olmuştur. muhammed bu sureler birçok çalıştıktan ve incelemeler yaptıktan sonra edebi şeklini vermiştir.
--spoiler--

kaynak: afet inan, atatürk' ün el yazmaları ve 2000' e doğru dergisi 8. sayı. sf 15, 16.

edit: imla.
sözleri ayet gibi eleştirilemeyen biri tarafından söylenmiştir. Oysa her gün hakaret edilen allah cc kelamı olurken, ya neyse ağır konuşurum şimdi. Ama az kaldı diyorum sadece. Az kaldı...
(bkz: afet inan)

ek: tanımayan kemalistler olabilir. zınarmadan önce bi göz atsın, ideolojisini, fikrini, zikrini öğrensin, sonra konuşuruz.
kuranı allahın kulu ve elçisi olan hz. muhammed yazmıştır. eee elçilik yan gelip yatma yeri değildir *
nereden kopyala yapıştır yapmışsa artık, bide editlemiş imla nedeniyle, belliki arakladığı yerde türkçe dilbilgisinden bihaberler, imla nedeniyle editlendiği halde devrik cümle var, sizce atatürk böyle bir yazıyı kaleme almış olabilir mi? atatürk'ün hayran olduğu hz. muhammed için yalancı anlamına gelen bu sözleri söylemesi ihtimal dahilinde değildir. google denen şeye yazın arayıp bulursunuz, cahilleri kandırırsınız siz ancak.

muhammed bu sureler(-i olması lazım galiba) birçok çalıştıktan(birçok çalışmak ne demek?) ve incelemeler yaptıktan sonra edebi(edebiyatla ilgili sanırsam) şeklini vermiştir.
siyasi düşüncesi ve diktatörlüğü gereğince ileri derecede cumhuriyetçi olmaklığından kaynaklı demokrasi özürlülüğüne rağmen mustafa kemal burada inanılmaz demokrat bir çıkış yapmış ve eleştiri hakkını sonuna kadar kullanmıştır. ben kendisinden daha demokrat biri olarak burada zırvalamıştır desem nolur acaba?
onlar: "allah, beşere hiçbir şey indirmemiştir" demekle allah'ı, kadrinin hakkını vererek takdir edemediler. de ki: "musa'nın insanlara bir nur ve hidayet olarak getirdiği ve sizin de (parça parça) kâğıtlar üzerinde yazılı kılıp (bir kısmını) açıkladığınız ve çoğunu gözardı ettiğiniz kitabı kim indirdi? sizin ve atalarınızın bilmediği şeyler size öğretilmiştir." de ki: "allah." sonra onları bırak, içine 'daldıkları saçma uğraşılarında' oyalanıp-dursunlar. (en'am suresi, 91).
küfür ettiğinizle yüzleşmeniz ne acı olacak.
kaynaklardan birisi de 2000'e doğru.... ulan işinize gelince sövüp saydığınız adamların yayınlarını nasıl da baş ucu kaynağı yapıyorsunuz.

sizi gidi makyevelciler sizi...
atatürk ün türk müziğini yasaklaması
ezan ın yasaklanması
kuran ı kerim in toplatılması
paşa kelimesinin yasaklanması
sarık giymenin yasaklanması
.... bitmek bilmeyen örnekler

hepsine bir izah getiliyor. ama hepsinin bir amacı var ve ama hepsi aslında yerinde eylemler. akla şu alıntıladığım hikayeyi getiriyor;

--spoiler--
vaktiyle bir padişahın ne dediğini bilmez aptalca bir oğlu varmış. tahtın tek varisi olan oğlunun bu haline üzülen padişah devrin en meşhur alimini çağırtıp ona üç sene müddet vermiş; "bu oğlanı üç senede tahta layık bir şehzade yapacaksın! yoksa alırım kelleni ona göre!!!" demiş.

aradan üç sene geçmiş lakin; "bed asla necabet verir mi üniforma / zer dun palan vursan eşşek yine eşşektir". uzun sözün kısası şahzadenin adam olduğu yok. n'apsın alim kelleyi vermek var sonunda; çıkmış huzura "hünkarım şehzadenin tedrisi tamamdır. tahta layık bir oğlun var" diyerek yalan söylemiş.

habere çok sevinen padişah tellal çıkarmış derhal; ertesi gün şölen var, ziyafetten önce şehzade halka ilk kez söylev verecek. alim "yandım" demiş: "kelle gitti". derken, çıkmış şehzade kürsüye...

kalabalığa bakmış saf oğlan, öksürmüş hönkürmüş ve bağırmış: "bir ok attım, kebab oldu". herkes ne diyor bu diye şaşırmış. alim vaziyeti kurtarmak için fırlamış yerinden çıkmış yanına şehzadenin: "geçen gün şehzademle ava gitmiştik. kendileri bir ok attılar. okun çarptığı taş, meğer çakmak taşıymış. kıvılcımlar çıktı. o sırada oradan geçen bir tavşan bu ateşten pişti ve kebab oldu". ahali mest. alkış, kıyamet.

şehzadenin de hoşuna gitmiş tabii tezahürat; "bir ok attım, göl oldu" diye bağırmış. zırva tevil kabul eder mi? alim durmuş durmuş "şehzadem veciz ifadeyi sever; parçalanan taş meğer bir su yolununun da üzerinde bulunuyormuş, bu vesileyle su da yol bulmuş oldu; birikti ve göl oldu" demiş. kalabalık: alkış, nümayiş.

şehzade sırıta sırıta dönmüş ahaliye; "bir ok attım, aşure oldu" demiş. kalabalık alimden bu veciz ifadedeki hikmeti öğrenmek için ağzının içine bakarken; alim artık dayanamayarak padişaha dönmüş ve şöyle demiş: "hünkarım, allah aşkına sorar mısın bu eşşoğlueşşeğe nasıl aşure olmuş?"
--spoiler--
bugün ülkenin dinsiz kesiminin neden atatürkçü kesim olduğunu ispatlayan sözdür. bunun gibi bir çok sözü vardır mustafa kemalin.
bir söze bakarım söz mü diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye.
mevlana
gerçek şu ki inananlar zaten atatürk inanıyor diye inanıyor değil.
ve yine gerçek şu ki atatürk inanmıyorsa da bizim inanmamızı istemiyor olduğu anlamına gelmemektedir.
ayrıca atatürkün inancını sorgulayanlar atatürke mi tapıyor ki? ona göre din mi değiştirecek ya da atatürk böyle bir şey arzu edecek?

ve asıl gerçek şu ki yaratan muhammed peygambere vahyetmiştir. yoksa asla o bir şair değildir!
not: tevratı okumadığım için tanıma katmıyorum.
hz. muhammed ve hz. isa'ya farklı içerikli kitaplar inmişse allah yanlıştır bu görüşe göre, haşa. kuran-i kerim'in dönemin şartlarına göre az da olsa değiştiğini çoğu islam alimi kabul eder.(alkol'un haram olması vs.)

atatürk'ün bahsettiği nokta da budur, kuran'ı yermemiştir ama gel gör ki din üzerinden rant sağlayanlar bunu hazmedemez.
kemal paşa' nın filozofiye el atması sonucu ortaya çıkan saçmalık.
bizden saklanan gercekleri su yüzüne cıkaran sözlerden biridir. sözü söyleyen ve yazanın neye inandıgınıda bize anlatır.
''yeni mi öğrendin hacı ?'' dedirten önermedir.
mollaların aksini iddia ettiği söylemdir.
eğer böyle bir açıklama var ise;
gayet mantıklı bir açıklamadır .aklı başında, hiç bir şeye körü körüne inanmayan insanın, iliim irfan sahibi bir adamın söylediği sözdür. abartmaya gerek yok. atam dine küfretmemiş, peygambere sövmemiştir. kendi görüşlerini nazik bir dille açıklamıştır.

ata'nın yüzlerce yıl öncesinde meydana gelmiş bir olay hakkında neredeyse bir asır öncesinde söylediği sözler bu gün hala tartışma konusu olurken, şunun şurasında bir kaç sene önce, " ananı da al git", bir kaç hafta önce "kürtaj c,nayettir, tecavüzcü suçlu değildir" gibi gaflara imzasını çekinmeden atan bir başbakanın bu sözlerinin unutulmuş ya da bu kadar kısa sürede bile sözlerinin tartışmaya kapanmış olması hem çok ironik hem de atatürk'ün ne kadar büyük ve ulu bir insan olduğunun kanıtıdır. yani demem o ki;kimi insanlar vardır yüzyıllarca adından söz ettirir,* *kimi insanlar da sabun köpüğü gibidir. ciddiye alınmadıklarından ne yaparlarsa yapsınlar üç günde unutlurlar.
atatürk'ün kendi şahsi görüşü ve kendi özel not defteri. inanır veya inanmaz bu bizi ilgilendirmez. liderde olsa o da bir insan, kendi özel düşüncesi olabilir.

hede: bırakın allah aşkına artık bu "bok at izi kalsın" oyunlarını.
(bkz: sürekli atatürk e saldıran zihniyet/#14175440))